Türkiye’nin bağımsızlığı, halkların kardeşliği ve emekçilerin özgür, eşit bir dünyada yaşaması için çıktıkları mücadele yolunda “en uzun koşunun, en güzel yüz metresini koştular.” O “yüz metre” dünya insanlık tarihinin tüm acılarını, sevinçlerini ve özgürlük aşkını içeren bitimsiz bir “yüz metredir.”
Şairin “Sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman. Vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman.” dediği güçlerce idam edilen DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN Türkiye Halkları’nın yol ışığıdır. Onların tenleri aramızdan alınalı 36 yıl oldu. Ancak canları yüreğimizde özgürlük aşkı, dirençleri beynimizde mücadele bilinci oldu. Ama 36 yıldır egemenlerin zihniyeti hiç değişmedi. Egemenler, özgürlük, eşitlik, adalet, kardeşlik sözcüklerini “baş düşman” bildiler. Kimi zaman emekçileri meydanlarda katlettiler, kimi zaman bir kenti ateşe verip toplu katliam yaptılar, kimi zaman Canlarımızı Madımak'ta yaktılar… Egemenler, Türkiye Halkları’nın eşit ve özgür bir ülke istemine karşı Amerika emperyalizmiyle çıkar ortaklığı yaparak kazanılmış hakları dahi yok ettiler. Dünya insanlık ailesinin nice kültür ve inancının yeşerdiği, yaşam bulduğu Anadolu coğrafyasını çoraklaştırıp resmi ideolojinin dayattığı Türk-İslam sentezini tek kimlik olarak dayattılar. Oysa DENİZ, YUSUF ve HÜSEYİN darağacından alaca karanlıkta yükselen şafağa haykırırken, halkların kardeşliğini, kültürlerin özgürlüğünü, emeğin özgürleşmesini ve Türkiye’nin bağımsızlığını kendi yaşamlarından çok sevecek kadar onurlu ve inançlıydılar. Her şeyden önemlisi de haklıydılar.
Aradan geçen bunca zamana karşın Üç Fidan’ın uğruna yaşamını adadığı sorunlar güncelliğini korumakta, sistemin baskıcı ve inkarcı anlayışı 1 Mayıs’ta görüldüğü gibi katmerleşerek devam etmektedir. Halkın büyük bir kesiminin açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiği, işçi ve emekçilerin potansiyel suçlu görüldüğü bir sistemde hükümet eden AKP, Üç Fidan’ları idam ettiren geleneğin katı bir mirasçısıdır. AKP Osmanlıdan devşirdiği, halkı “cahil, reaya takımı” olarak gören zihniyetle “Ayaklar baş olamaz.” demektedir. Anadolu Halkı kendini “cahil, reaya takımı” olarak gören zihniyete;
“ŞALVARI ŞALTAK OSMANLI,
EĞERİ KALTAK OSMANLI,
EKENDE YOK, BİÇENDE YOK,
YİYENDE ORTAK OSMANLI…
Ve yol ulularımızdan Yunus Emre;
“KURU İDİK YAŞ OLDUK,
AYAK İDİK BAŞ OLDUK,
KANATLANDIK KUŞ OLDUK… demişti…
ABD’den aldığı iktidar icazetinin büyüsüne kapılıp kendi halkına “ayak takımı” diyen nice iktidarsız iktidarlar “Göç edip gittiler gölgesiz.” Ama Üç Fidan’dan bize miras kalan özgürlük, eşitlik, demokrasi ve bağımsızlık tutkusu vazgeçilmez oldu.
6 Mayıs günü Üç Fidanımıza “Bir orman gibi kardeşçesine” yürümek ve vazgeçilmez tutkularımızı Üç Fidan’la birlikte bir kere daha haykırmak için bütün canları Karşıyaka Mezarlığı’na bekliyoruz. Gelin canlar üç Fidan’dan üç orman yaratalım… ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, BAĞIMSIZLIK… Anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.(04.05.2008)
Av. Fevzi GÜMÜŞ
Genel Başkan