Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı Önünde Ferhat Tunç ve Pınar Sağ hakkında verilen hapis cezalarını protesto etmek amacıyla yapılan Basın açıklamasını yayınlıyoruz:
Dersim'de açık hava toplantısında “İbrahim Kaypakkaya’yı övmek suretiyle suç ve suçluyu övdüğü, terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle” sanatçımız Pınar Sağ ile Mehmet Özcan’a 10 ay hapis cezası verildi. Ayrıca, Ferhat Tunç’a da, 2006’da Nazımiye Düzgün Baba Şenlikleri’nde konser verirken söylediği sözlerden dolayı 25 gün hapis cezası verildi.
Pınar Sağ, Ferhat Tunç ve Mehmet Özcan’la ilgili verilen hapis cezalarıyla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan düşünce ve ifade hürriyeti bir kez daha ihlal edildi. Bu kararla da gördük ki, iddia edildiğinin aksine Türkiye’de demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü daha ileriye gitmiyor, geriliyor.
Pınar Sağ’a verilen mahkumiyetin nedeni, 18 Mayıs 1972’de Diyarbakır'da işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya'nın adının anılmasıdır. Kaypakkaya'nın suçlu olduğuna dair hiçbir mahkeme kararı yoktur. Dahası işkencede katledilmiştir ve bu katliamın hesabı sorulmamıştır. Dolayısıyla Kaypakkaya'nın bu adli sisteme borcu değil alacağı bulunmaktadır. Kaypakkaya, Türkiye’deki sol hareketin adını gururla andığı bir isimdir. Bilinmelidir ki, İbrahim Kaypakkaya da onun adını gururla anan sanatçımız Pınar Sağ ile Mehmet Özcan da, Ferhat Tunç da bizim değerlerimizdir.
Aynı içerikteki bir suçu işlediği gerekçesiyle yazar Temel Demirer de yargılanmıştı. Bu yargılama aşamasında mahkemeye ulaşan bir belgede Kaypakkaya’nın nüfus bilgilerinin yeraldığı sayfada, İbrahim Kaypakkaya isminin altına “Alevi” diye yazıldığı, yani Kaypakkaya’nın bizzat fişleme yaptığı ortaya çıkmıştı.
Ne yazık ki, Türkiye’de İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede öldürülmesinin hesabını soramayan yargı, iş Pınar Sağ ve Mehmet Özcan’a gelince çok seri çalışmaktadır. Deniz Feneri Derneği’nin dosyasının tercümesini bile aylarca yapamayan bir yargının sanatçılarımızla ilgili kararlardaki hızı düşündürücüdür.
Bu da göstermektedir ki, İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede katledildiği 1972 yılından beri Türkiye’de özgürlükler, insan hakları adına değişen birşey yoktur. AKP’nin 12 Eylül’de halk oylamasına sunduğu referandumla da darbecilerden hesap sorulamadığı görülmüş, AKP’nin anayasasının yandaş yargı oluşturma niyetinin ötesine gitmediği hatta anayasa değişikliklerinin tek amacının bu olduğu anlaşılmıştır.
Bilinmelidir ki, baskı ve zulümlere karşı sazıyla, sözüyle ölümsüzleşen sanatçılarımızın yanındayız. Asırlar boyunca uygulanan baskıların, katliamların susturamadığı türkülerimizi bundan sonra daha gür bir sesle söyleyeceğiz. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi deyişlerinin, türkülerinin onurlu isimlerine sahip çıkacaktır.
Alevi Haber - 13 Şubat 2011