BASINA ve KAMUOYUNA
* Gazi-Ümraniye katliamları arkasındaki gerçeği biliyoruz.
* AİHM kararı uygulanarak, Gazi dosyası tekrar açılmalıdır.
Bundan tam 13 yıl önce, 12-13 Mart 1995 tarihlerinde İstanbul Gazi’de, daha önce Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Balgat’ta, Piyangotepe’de Sivas-Madımak’ta yaşatılan katliamların bir benzeri daha, herkesin gözü önünde bizzat devletin güvenlik güçleri tarafından yapılmıştır.
Nedense hep katliamlarla anılır oldu, ülkemiz.
Sivas’ta derin devletin açık desteği ile maşa niteliğindeki gerici bağnaz güçlere havale edilen katliam, Gazi ve Ümraniye’ de bizzat devletin güvenlik güçlerince gerekleştirilmiştir.
Gazi ve Ümraniye katliamları planlı, programlı ve toplumu birbirine düşürmek amacı ile gerçekleştirilmiş provokasyon ağırlıklı kanlı eylemlerdir.
Bu iki katliamın faillerinin, tarafsız bir yargılama ile mahkûmiyetleri konusunda devlet objektif davranmamıştır. Katliamların yapıldığı yer İstanbul, Gazi-Ümraniye olmasına rağmen, davanın İstanbul’dan 1.200 KM uzaktaki Trabzon ilinde görüşülmesi ve dava sonrasında ancak iki polisin çok az cezalar almaları ve cezaların ertelenerek hiç ceza verilmemiş sonucunun yaratılmış olması, devletin bu işin içinde olduğunu göstermektedir.
Verilmiş olan hapis cezasının 6 aylık süreyi aşması nedeni ile, kamu görevine son verilen polis memuru Adem Albayrak’ın, yapmış olduğu açıklamasındaki, “Bize ateş emrini, dönemin İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü verdi.” beyanı, iddialarımızı doğrulamaktadır.
Göstermelik yargılamanın dışında, bu güne değin, Gazi ve Ümraniye olaylarının arkasındaki gerçek sorumlulara yönelik hiçbir soruşturmanın yapılmamış olması; olaylar sırasında Susurluk uzantılarının görüntü ve fotoğraflarla görsel ve yazılı basına yansıması, Gazi olaylarının arkasındaki gerçeği; kamuoyuna olduğu gibi, bizlere tekrar göstermekte ve ileri sürdüğümüz tezleri, tartışmaya yer vermeyecek şekilde doğrulamaktadır.
Gazi olaylarının arkasındaki gerçek sorumlulara yönelik hiçbir soruşturmanın yapılmamış olması düşündürücüdür. Susurluk uzantılarının fotoğraflarla basın kanalı ile kamuoyuna yansıması, Gazi olaylarının arkasındaki gerçeğin bir parçasının fotoğrafı olduğu açıktır.
Bu nedenlerle, tarihimize kara bir sayfa olarak eklenmiş olan bu olayları unutmadık. Bu kara lekeyi toplumumuz; Çağdaş, demokratik, Laik bir Cumhuriyet yapısına kavuşuncaya kadar, devamlı hatırlatmaya ve hatırlamaya devam edecektir.
Devlet; güvenlik gerekçesi ile görevlilerinin katliamları yapmasına göz yumar ve katliam sanıklarını korursa, yaratılmış olan kaos ortamında güvenliği korunacak bir devletin kalmayacağını da bilmek durumundadır. Bu nedenle; Yasalarımızda, katliam sanıklarını korumaya yönelik düzenlemelerin ayıklanması ve katliam sanıklarının zamanaşımından yararlandırılmadan hak ettikleri cezalar ile cezalandırılmalarının hukuki zemini yaratılarak, adalet sağlanmalıdır. Aksi durum AB’ye girmek iddiasında olan yetkililerin; yaptıkları ile söylediklerinin birbiri ile çelişmesi olacaktır.
Bu nedenlerle, Gazi-Ümraniye katliam sanıklarını tekrar lanetliyor, katliamın arkasındaki gerçek güçlerin ve sorumluların açığa çıkarılarak cezalandırılması diliyor ve kamuoyunu, katliamlara karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz.12.03.2008
Av. Kazım GENÇ
Genel Başkan