Kanlı Kahramanmaraş katliamının üzerinden 29 yıl geçti. Türkiye’de yaşanan diğer katliamlar gibi ne yazık ki perde arkası yüksek sesle ifade edilemediği gibi resmi belgeler ‘Kahraman Maraş olayları’ ibaresini kullanıyor katliama.Yüzyılın yaşanan en acımasız katliamlarından biri olan 1978 Maraş Katliamı bu gün belgeleriyle dünyanın gözü önüne serilen toplu katliamdır. Acımasızlığın boyutları hamile kadınların öldürülmesi,yaşlıların gözlerinin oyulması ve katledilmesi gibi sözle ifadesi bile çok zor olan görüntülere neden olmuştur.Bu katliam bütün yaşadıkları ayrımcılığa,baskıya rağmen ülkesini seven; barışı savunan, demokrasi, laiklik, özgürlük, insan hakları sevdaları nedeniyle bunları söylemekten geri kalmayan Alevilere yöneliktir. Maraş’ta katliamı yaşatan ırkçı katiller ne yazık ki ‘Sivas Katliamı’ nda ödüllendirilip parlamentoya gönderilen Karamollağolu gibi ödüllendirilmişlerdir.
1978 Kahraman Maraş Katliamını gerekçe gösteren 12 Eylül Faşist Cuntası hala yargılanmamış ve elini kolunu sallayarak katlettiği insanların emekleriyle ortaya çıkan topraklarımızda ülkenin her türlü nimetlerinden faydalanarak yaşamlarını sürdürmektedirler.
Ülkeyi yönetenler, kendi erklerini ve sömürüyü devam ettirebilmek pahasına onlarca katliam yapmıştır. Yüzyıllardır barış içinde beraber yaşayan ülkenin vatandaşları arasına düşmanlık ve nefret tohumları atarak birbirlerine düşman etmeye çalışmışlardır.
Belediye hoparlöründen yapılan anonslar katliamın nedenli organize olduğunun kanıtıdır. Ayni Sivas ve Çorum katliamlarında yaşananlar gibi.
Ve her nedense bütün katliamların çıkış kaynak yeri camilerdir. Ayrıca hepimizin bildiği gibi camilerde fetva verenler laik devlet yönetiminde olmaması gerekliliğini savunduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığı’nın paralı memurlarıdır.
Sivas Katliamında otel yakılırken otele sırtını dönüp giden üniformalılar daha önce Kahramanmaraş tada ayni tutumu sergilemişlerdir. Bu katliama katılanlara , sessiz kalanlar, asıl sorumluların ortaya çıkmasına engel olanlar toplu halde insanlık suçu işlemiştir. O dönemlerin hesabı sorulmaz ve asıl failler açığa çıkmazsa topraklarımızda katliamlar devam edecek gibi gözükmektedir. 80 darbesi ve onun Anayasası bugünün Türkiyesinde yaşanan ırkçılığın ve gericiliğin koruyucusu ve kollayıcısı olmuştur.
Topraklarımızda farklılıklarımızla barış içinde yaşamak istiyorsak bütün bu karanlığın aydınlanması, sorumluların ortaya çıkarılması gerekmektedir. Tarih sayfaları böyle katliamlarla doluyken hiç yaşanmamış gibi düşünmek yarayı derinleştirir.
12 Eylül darbecileri yargılanmalı ve hesap vermelidir.
Bizler katliamları unutmadık, unutmayacagız ve unutturmayacağız.22 Aralık 2007
Emel SUNGUR
Vakıf Başkan Yardımcısı
PİR SULTAN ABDAL 2 TEMMUZ KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI
www.pirsultanvakfi.org.tr