MERSİN - Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil, Alevilerin, inançlarına sahip çıkılması ve korunması gerekirken, çoğu dönem dışlanıp horlandıklarını, katliamlara maruz bırakılarak yok edilmeye çalışıldıklarını söyledi. Özdil, “Devlet, Alevilere müdahale etmesin. Devlet, Alevilerin sorunlarına el atsın, inancına değil” dedi.
Mersin’in Mezitli ilçesinde, Alevi Kültür Dernekleri Mezitli Şubesi’nin açılışına paralel olarak ‘Aşurelerimizi birlikte kaynatalım, birlikte içelim’ etkinliği düzenlendi. Paris Düğün Salonu’nda, aralarında Barış Demokrasi Partisi yöneticileri ile Akdeniz belediye Başkan Vekili Fatma Gül Demirtağ ve KESK bileşenleri ve meslek örgütleri temsilcilerinin de yer aldığı etkinliğe bini aşkın kişi katıldı.
Buluşmada, türküler eşliğinde Alevi kültürünü yansıtan semah gösterisi yapıldı. Salonda, “Cemevlerimiz yasal statüye kavuşsun”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Madımak müzeye dönüştürülsün” gibi taleplerin yazılı olduğu pankartlar dikkat çekti. Etkinliğin yapıldığı salonun bahçesine ise dev kazanlar kurularak pişirilen aşure yemeği misafirlere dağıtıldı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil, Maraş, Sivas, Çorum, Gazi katliamları gibi Alevilere yönelik katliamların Kerbela katliamının devamı olduğunun altını çizdi.
Alevilere yönelik olarak yüz yıllardır asimilasyon politikası uygulandığını ifade eden Tekin Özdil, “Geçmişten bugüne yaşadığımız tüm sorunları Aleviler değil, devlet ve hükümetlerin kendisi yaratmaktadır. Devlet, Alevilerin sorunlarının çözümü için mücadele etmeli, inancını yok etmek veya yeni bir Alevilik üretmek için değil” dedi.
Özdil, “Tüm bu zulümlere rağmen Aleviler hiçbir zaman kin ve intikam peşinde olmadı. Tersine barış, kardeşlik ve hoşgörü içinde yaşamı savundu. Vatandaş devlete, devlet de vatandaşına, her zaman saygı, sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmalı. Önyargılı, ayrıştırıcı bir yaklaşımın hayatımız da yeri olmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Aleviler olarak yüreklerinde ‘insan sevgisi’ taşıdıklarını vurgulayan Özdil, Kerbela’da “şehit” edilen Hz. Hüseyin’in hatırasını da her zaman canlı tutacaklarını söyledi. Hz. Hüseyin’i, ‘zalimin zulmüne baş eğmeyen bir simge’ olarak gördüklerini ve hep böyle anılacağını dile getiren Tekin Özdil şöyle konuştu: “Hz. Hüseyin’in arkasından ağlayarak bedel ödenmeyeceğini biz de biliyoruz. Toplumların hafızasını, belleklerini diri tutmalarının bir sebebi de böylesi zaman dilimlerini yaşanır, hissedilir bir şekilde hayatın bir parçası haline getirmektir. O sebeple Aleviler olarak belleğimizi diri tutmanın, zalimlerin karşısında boyun eğmemenin bir simgesi olan Hz. Hüseyin'i baş tacı yapmaya devam edeceğiz.”
“Alevilere yönelik katliamları biz mi yapıyoruz? Alevi köylerine biz mi zorla cami yaptırıyoruz? Biz mi çocuklarımıza zorla din dersi veriyoruz?” sorularını yönelten Tekin Özdil, bu sorunları Alevilerin değil, devletin yarattığını vurguladı. Hükümetin Aleviler için başlattığı açılım ve Alevi Çalıştayları’na da değindiği konuşmasında Özdil, bu tür girişimleri ilk başta olumlu karşıladıklarını, ancak, şu anda endişeli olduklarının vurguladı. Bu endişelerinin boşa çıkmasını gönülden istediklerinin de dile getiren Özdil, inancı ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında yaşayan herkesin eşit vatandaşlar olmasının gerektiğine dikkat çekti.
Özdil, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Hükümetin Alevi açılımında bizi üzecek bir durum çıkmamasını istiyoruz. Devlet, Alevilere müdahale etmesin. Devlet, Alevilerin sorunlarına el atsın, inancına değil. Biz nasıl ibadet ederiz, dedelerimize nasıl davranırız, aşureyi nasıl yaparız, bu bizim işimiz. Ama Alevilerin sorunları varsa bu devletin işi. Bunları karşılıklı müzakere etmeliyiz.”
ANF - 11 Ocak 2010