Özdemir İNCE
SON zamanlarda yapılan türban övgülerinden, türban cazgırlığı yapan yazıcıların yorumlarından, türban denen takının puta, Müslüman olduğu iddia edilen kimselerin de putpereste dönüştükleri sonucu çıkıyor.
Bir "şey"in doğru ve geçerli örnek olması için, bütünsel ve kendi içinde tutarlı olması gerekir. "Şey"in içine istediğimizi doldurabiliriz. "Şey"e "ateist" diyelim. Türkiye gibi bir ülkede ateistçe yaşamak ve davranmak tehlikeli ve zor olduğu için, ateistin biraz sakınımlı davranması uygun olur. Ama sakınımı ileri götürüp camiye beş vakit namaza gitmesi, ramazanda oruç tutması da gerekmez. Bunları gerçekten gerçek Müslümanlar yapar. Mankenlerin orucuna da "mankenlerin gösteri orucu" denir.
YA FAİZ YERKEN
"Şey"in içini Müslüman’la dolduralım. Bir Müslüman nasıl bütünsel ve kendi içinde tutarlı olacak?
Müslümanlık biçim ve içerik olarak bir bütünsellik ifade eder. Müslümanlığın bilinen, uyulması ve yapılması zorunlu koşulları dışında haramlar, helaller, günahlar var. Örneğin, en bilinen sakıncalardan biri faiz! Faiz İslam’a göre haram, ama türbancıların tamamı faiz yemekte. Şimdi tek tek saymaya gerek yok ama İslamcı bir Müslüman’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuran hükümlerine ters düşen laik Anayasası ve yasaları altında yaşaması mümkün değil. İslamcılara göre bütün Cumhuriyet devrimleri İslam’a aykırı.
İsmet Berkan’ın deyişiyle, "İnançları gereği türban takanlar"ın türbandan başka inançları yok mu, nasıl oluyor da laik Anayasa ve yasalarla uyum halinde yaşıyorlar. Türbansız hayat onlar için haram mı, türban İslam’ın tek koşulu mu? Yoksa onların İslam’ı türbana indirgendi de bizim haberimiz mi olmadı? Bu durumda türban put, kendileri de putperest olmazlar mı? Bu soruyu yanıtlamadan İsmet Berkan’ın "Türban takan kadınlar evde mi otursunlar?" sorusu, demagojiden başka bir şey olamaz.
FESAT DAYANIŞMASI
Türban savunucularından İsmet Berkan’ın yönettiği Radikal Gazetesi’nde (05.10.07) iki haber var:
Türkiye Yardım Sevenler Derneği Erzurum Şubesi Başkanı bir masaya oturmuş. Karşısında kara çarşaflı ve yüzü peçeli iki kadın. Bir de örtülü ve geleneksel giysili bir kadın var. Başkan, ramazan yardım paketi dağıtıyor ama paketi almak için Fatiha okumak zorunlu.
İkinci haber: Ardahan’ın Damal İlçesi’ndeki bir okulda verilen iftara katılan müftüler, yüz metre ilerde bir cami bulunmasına karşın, akşam namazını mescide çevirdikleri bir sınıfta kılmışlar.
Zorunlu Fatiha, mescide dönüştürülen laik okul sınıfı... Bunlar gayretkeşlik ve üşengeçliğe mi bağlanır, yoksa rejimle ilgili çok daha derin nedenleri mi var? Bunların türbanla ideolojik bir bağlantısı yok mu? Gören gözler için var. Var!
Ayrıca bir zorunluluktan da söz edeceğim: Türban sorunu (fesadı) imam hatip okulu sorunundan (fesadından) bağımsız değildir. Her kim ki türban dayanışması, savunması yapar, o kimse imam hatip okulları konusunda da görüş açıklamak zorundadır.
Özdemir İNCE
13 Ekim 2007 - HÜRRİYET