Malatya katliamıyla ilgili ortaya çıkan bilgiler, belgeler tam anlamıyla tüyler ürpertici. İhmal mi, kasıt mı, saptırma mı? Ne derseniz deyin, sonunda sırf dini inançları yüzünden önce işkence edilmiş, daha sonra da boğazları kesilerek öldürülmüş insanlardan söz ediyoruz. Bu cinayetlerle yüz yüze geldiğimizde derinden sarsılmıştık.
Şu ülkede kala kala 100 bin civarında kalmış Hıristiyanlara yönelik düşmanca, canice istekleri görmekten utanç duymuştuk. Bu ilk değildi, Rahip Santoro , ardından Hrant Dink ve ardından Malatya'da üç Hıristiyan öldürüldü.
***
Cinayetlerin ardından ortaya çıkan bilgiler daha da korkutucuydu. Ortaya çıkan bilgilere göre, devletin bazı görevlileri bir şekilde bu cinayeti biliyorlardı, bilmekle yetinmiyorlar, cinayetten sonra da öldürülenleri "suçlu" göstermeye çalışan gerekçeler hazırlamayı sürdürüyorlardı. Ortada felaket bir durum vardı.
Tabii böylesine bilgilerin, belgelerin tekrar ortaya çıkması gözlerin ister istemez siyasi iradeye çevrilmesine neden oluyor. En iyimser değerlendirmeyle "ihmal" denebilecek bir olayla karşı karşıyayız. O zaman bunların sorumlularının bir şekilde idari denetimden geçmesi gerekmiyor mu?
***
Hrant Dink cinayetinde bir şekilde sorumluluğu ve ihmali olanlardan ne yazık ki hesap sorulmadığı gibi, yerlerinden bile olmadılar. Hepsi görevlerinin başında duruyorlar. Siyasi irade onları yerlerinden tutuyor.
Bütün bunları bizler söylüyoruz. Gazeteciler, elimize geçen bilgi ve belgeleri kamuoyuyla paylaşıyor ve adaletin yerini bulması, sorumluların hesap vermesi için üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.
***
Günlerdir, muhalefet partilerine bakıyorum. Malatya'da ortaya çıkan korkutucu bilgi ve belgeler konusunda bir şeyler söylemelerini bekliyorum.
MHP'nin neden ses çıkarmadığını az çok değerlendirebiliyorum. Zaten olayla ilgili bazı isimlerin bu partinin üyeleri olduğuna ilişkin bilgiler gazetelerde yer aldı.
***
CHP'ye ne demeli? Deniz Baykal'a ne demeli? Muhalefetse muhalefet. Siyasi sorumluluksa siyasi sorumluluk. Deniz Baykal hemen her gün her konuda demeç verirken Malatya katliamında ortaya çıkan, ihmal, kasıt, saptırma konusunda neden bir şey söylemek gereğini duymuyor doğrusu çok merak ediyorum.
İçişleri Bakanı'nın, Adalet Bakanı'nın bu konudaki sorumluluklarıyla ilgili neden bir açıklama yapmıyor, neden onlara yönelik eleştirel bir tutum almıyor?
***
Ben bunları düşünürken İlhan (Selçuk) ağabeyin yazısı dikkatimi çekti. Şunları söylüyordu dünkü yazısında: "Ana muhalefetin ilk yapacağı şey, oturup Türkiye'nin, dünyanın, Amerika'nın, Ortadoğu'nun durumunu yeni baştan gözden geçirirken asıl kendi durumunu masaya yatırmaktır..."
Gerçekten de CHP kendi durumunu, bölge, ülke ve dünya gerçekleri ışığında masaya yatırmalıdır. Örneğin bu ülkenin temel konularında neden bir politika üretemeyip, yalnızca itirazla yetiniyordu?
Örneğin Malatya katliamında ortaya çıkan "derin ihmal" onları neden ilgilendirmiyordu? Bu tür kritik ve zor konularda neden dışarıdan dolaşarak durumu idare etmeye çalışıyordu?
***
Türkiye'nin ciddi bir değişim ve dönüşüm geçirdiği, geçirmeye devam ettiği bir gerçek. CHP'nin bu değişim ve dönüşüm içindeki rolü nedir? Kendi yurttaşlarının hak ve hukukuna sahip çıkmak değil midir? Öldürülen, işkenceye uğrayan, dövülen, sövülen yurttaşlar bu ülkenin yurttaşları...
Üstelik, AKP'ye yapılacak en etkili muhalefet demokrasi, özgürlükler, eşitsizlikler konusundadır. CHP'nin böyle bir derdi yok mu?
Örneğin Güneydoğu'ya ilişkin bazı sözler ettikten sonra çözüme yarayacak hiçbir siyasi girişimde bulunmaması dikkat çekici değil mi?
***
Her hükümet zaman içinde yıpranır ve özellikle eşitlik, adalet konusunda açıklar verir. Muhalefet de bu noktadaki açıklardan yola çıkarak, halkın dertlerine sahip çıkar, devletin yanlışlarına karşı yurttaşın yanında yer alır.
CHP ne yapıyor? Gerçekten Malatya katliamı konusunda neden sessizlik içinde gelişmeleri seyretmeyi tercih ediyor?
Buna CHP'lilerin bir diyeceği yok mu? Hemen her gün birkaç defa demeç veren Baykal neden bu konuda bir şey demek gereğini duymuyor.
Ben merak ediyorum. CHP'liler merak etmiyor mu?
ORAL ÇALIŞLAR
12 Aralık 2007 - CUMHURİYET