Mehmet Şevki Eygi' nin Milli Gazete'de Deniz Gezmiş 'i ve onun kişiliğinde 68 kuşağını hedef alan yazısı, birkaç gündür internet sitelerinde dolaşıyor.
Eygi'nin yazısından bazı satırbaşlarını buraya aktaracağım: " Deniz Gezmiş, Marksist-Leninist bir terörist veya savaşçıdır. Bu ideolojinin dünyada yaptığı tahribat ortadadır... Deniz Gezmiş ve arkadaşları Türkiye'deki bozuk düzeni silah kullanarak, terör metoduyla devirip yerine daha bozuk kızıl bir düzen getirmek istiyordu...
Deniz Gezmiş ve arkadaşları Türkiye'nin idaresini ellerine geçirebilmiş olsaydılar, Müslümanlara büyük baskı yapacakları belliydi... 1960'lı, 70'li yıllarda Müslümanlar "Ehven-i Şerreyn" (iki kötüden daha hafif olanını) kerhen (istemeyerek) seçmek zorunda kalmışlardır... Deniz Gezmiş asıldı. Asılmalı mıydı? Bunun tartışmasını tarihçiler, hukukçular, büyük düşünürler yapabilir...
1925'ten sonra Türkiye'de inançlarından, fikirlerinden, görüş ve tenkitlerinden dolayı hayli insan idam edilmiştir. Deniz Gezmiş'in asılmasına hayıflananlar, her nedense Müslüman hocaların, şeyhlerin, vatandaşların asılmasına pek üzülmüş görünmüyorlar... Solcuların canı can da..
Müslümanların patlıcan mı? Benim, bir Müslüman olarak Deniz Gezmiş'i beğenmem, desteklemem, ona sempati duymam mümkün ve muhtemel bir iş değildir. Dinimi ve kimliğimi inkâr etmiş olurum. Ateist, Marksist, materyalist kimseler onu beğenebilirler. Doğru olan nedir? Ben mi haklıyım, onlar mı? İşte bu, iki tarafın gerekçelerinden anlaşılır."
***
Şevki Eygi'nin iddialarına ve duruşuna söylenecek çok şey var. Ancak her sözünü ve iddiasını ayrıntılı cevaplandırmak da gerekmiyor.
Bazı noktaları hatırlatayım: 16 Şubat 1969 tarihinde ABD 6. Filo'suna karşı gösteri yapan gençlere Taksim Meydanı'nda "Allahü Ekber" nidalarıyla saldırı yapılmış ve bu saldırıda devrimci gençlerden ikisi "İslamcı" olarak adlandırılan kişilerin bıçaklı saldırısıyla öldürülmüşlerdir. Bu saldırıdan bir gün önce Mehmet Şevki Eygi'nin ve aynı düşüncedeki kişilerin önderlik ettiği Babıâli'de Sabah ve Bugün gazeteleri bu saldırıyı kışkırtan ve ABD karşıtı gençleri hedef gösteren yayınlar yapmışlardı. (Eygi'nin Ehven-i Şer dediği bu olsa gerek.)
***
Şevki Eygi, Deniz Gezmiş'lerin idamını "Ben bilemem, hukukçular, tarihçiler bilir" diyerek, aslında bir şekilde onaylıyor. Eygi, Deniz Gezmiş'lerin militarist cuntacılar tarafından hiçbir hukuki kurala uyulmadan asıldığını bilmeyecek kadar olayların dışında değildir.
Eygi'nin, Deniz'lerin idam edilmeleri sırasında nasıl bir yayın yaptığını hatırlamıyorum. Anlaşılan o ki, o zaman da bu idamların epeyce destekçisi olmuş. Siyaseten idamı onaylamak, bir "inançlı kişi" olarak ona sanırım tam uymuş. Başka nasıl açıklayabiliriz ki!
Deniz'lerin eylemleri eleştirilemez mi? Bizler o dönemde de bugün de, Deniz'lerin banka soyma, adam kaçırma türünden eylemlerini doğru bulmadığımızı söyledik ve eleştirdik. Onlar yaşıyor olsaydılar, bu tür konularda muhtemelen bugün hatalı olduklarını kendileri ifade edeceklerdi.
Deniz'lerin nasıl bir rejim kuracaklarını kim biliyordu ki! Mehmet Şevki Eygi'ler iktidara gelseler Türkiye'yi Suudi Arabistan, ya da İran mı yapacaklar? O ülkelerdeki iktidarlar, ülkelerini "İslam şeriatı" na göre yönettiklerini söylemiyorlar mı?
***
1968 gençlik eylemleri, bu ülkedeki kurulu düzene karşı daha demokratik, daha eşitlikçi ve daha hakça bir düzen hedefine yönelikti. Köylülerin toprak mücadeleleri, haşhaş, üzüm, tütün, fındık üreticisi köylülerin hak talepleri için yaptıkları gösteriler, işçilerin sendikalaşma yolunda attıkları adımlar, öğretmenlerin hak talepleri ve daha modern bir eğitim için örgütlenmeleri ve daha birçok alandaki toplumsal uyanış, ülkemizdeki kurulu yapıyı sarsmış, bu gelişmeler gençleri de etkilemiş ve onların bu sürece katılmalarına neden olmuştu.
Deniz Gezmiş bu eylemlerin içinde sivrildi. Ancak başı bir türlü dertten kurtulmadı. Okulundan atıldı, hapislerde yattı. Birçok arkadaşı o sırada devlet tarafından örgütlenen ve silahlandırılan ülkücü komandolar tarafından, ya da Taylan Özgür örneğinde olduğu gibi bizzat polis tarafından öldürüldü.
***
Devletin uyguladığı ve yönlendirdiği şiddet, bizim kuşağın gençlerinin bir kesiminde umutsuzluk, çaresizlik ve isyan duygusu yarattı. 12 Mart 1971 askeri darbesi solcuları yok edip susturmayı hedefliyordu. Denizler 23-24 yaşında işte bu darbeciler tarafından asıldılar.
Askeri darbenin idamlarını bile "hukukçular, tarihçiler bilir" diyerek mazur göstermek isteyene ne denebilir ki!..
İdamı "mazur gören" le ne tartışılabilir ki!..
Allah ıslah etsin!!!
ORAL ÇALIŞLAR
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy5563 = 'oralcalislar' + '@';
addy5563 = addy5563 + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text5563 = 'oralcalislar' + '@' + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
5563 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
26 Kasım 2007 - CUMHURİYET