ÖDP GENEL BAŞKANI ALPER TAŞ'IN 2 TEMMUZ MİTİNGİ'NE KATILMAK ÜZERE GİTTİĞİ SİVAS'TA ÖDP İL ÖRGÜTÜNDE YAPTIĞI BASIN TOPLANTISI METNİ:
SİVAS KATLİAMI 16. YILINDA AYDINLATILMAYI
MADIMAK MÜZE YAPILMAYI
ALEVİ SORUNU EŞİT YURTTAŞLIK TEMELİNDE ÇÖZÜLMEYİ
TÜRKİYE KENDİ DERİN TARİHİYLE YÜZLEŞİP DEMOKRATİKLEŞMEYİ BEKLİYOR!
Sivas'ın üç ayrı yüzü vardır
Birincisi, Sivas bizim tarihimizdir, başlangıcı çok eskidir. Derisi yüzülen Hallacı Mansur, dara çekilen Şeyh Bedrettin ve tarumar edilen Maraş hepsi Sivas'ı tarihi içerisindedir. Sivas bu yüzden güzelden yana olanlara reva görülen ateş nehrinin devamıdır.
Sivas'ın ikinci yüzü bugüne aittir. Biliyoruz ki iktidara ve güce tapanlar bugün de her yeri sarıyor. Ve güç sahipleri kendileri dışındaki hiçbir varlığa anlayış göstermiyor. Kendileri dışındaki herkesi hor gören bu zihniyete karşı Sivas'ta söylenen bu türkü bizim umudumuzdur. Bu umut bugün bize yol gösteren çerağıdır.
Sivas'ın üçüncü yüzü geleceğe aittir. Bu bizim ve bütün ülkemizin geleceğidir. 16 yıl önce orada sesleri ateşle ve dumanla boğulan kardeşlerimiz umut türküleri söyler ve kardeşlik şiirleri okurlardı. Onlar sayesindedir ki biz bugün daha inançlı ve kararlıyız. Eskilerin bir deyişi vardır, 'hayatta en erken ölenler geçmişlerini unutanlardır'. Bugün gerici zihniyet Sivas'ı unutturmaya yani ruhumuzu öldürmeye çalışıyor. Ama biz geçmişimiz sayesinde ayakta duruyor ve hayata tutunuyoruz. Ve bu sayede Sivas'taki canlarımızı da diri tutuyoruz, unutmuyoruz.
Ancak bizler onları unutursak Sivas'ın ışığı söner. Geleceğimizi daha güzel kurmak ve hep birlikte mutlu bir ülke yaratmak için geçmişimize ısrarla sahip çıkalım. Tarihi ve geleceğiyle bizim olan Sivas için tarihin bu karanlık lekesini ortadan kaldıralım. Bunu hep birlikte başarabiliriz.
Sivas'ın kalbimizdeki ışığını daha çok büyütelim.
Tarihimizle Yüzleşelim
Tarihimizle yüzleşmek bugünümüzle yüzleşmek anlamına gelir. Bundan 16 yıl önce Sivas'ta yaşanan katliamla toplum olarak yüzleşmeliyiz. Geleceğe umutla bakabilmemizin yolu budur.
Farklılıklarımız var. Kimileri farklılıklarımızdan düşmanlık yaratmaya çalışıyor. Sivas katliamının arkasında da bu zihniyet vardır. Bu zihniyet kalplerimizi kör ediyor. Kimsenin birbirine sevmediği, kimsenin birbirine güvenmediği, cinnet içinde bir toplum yaratıyor. Maraş'ta, Çorum'da ve Sivas'ta Alevi insanlarımıza yönelik gerçekleştirilen katliamlar işte bu gerici faşist zihniyete dayanmaktadır.
Tarihimizle yüzleşmeliyiz. Bir arada yaşama, kardeşliğimize uzanmış bu kirli ve karanlık tarihi, bugün göstereceğimiz bir arada yaşam ve kardeşlik iradesi ile yerin yedi kat dibine göndermeliyiz. Madımak'ın müze olması talebi bu nedenle tüm Sivas'ın ve Türkiye'nin talebi olmalıdır.
Sorumluları Unutmayacağız
O gün yitirdiklerimizi unutmadığımız gibi, katliamı tertipleyen karanlık elleri de unutmayacağız. O katilleri, o linç güruhunu hafızalarımızdan asla silmeyeceğiz. Onların karanlık siluetleri, bu ülkede demokrasi ve özgürlük mücadelesine ne kadar kararlı bir biçimde sahip çıkmamız gerektiğini her daim hatırlatmaktadır.
Katliamın ardından “Olay münferittir. Ağır tahrik vardır. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiştir” diyen dönemin Cumhurbaşkanını unutmayacağız.
“Olaylarda bir tek vatandaşımızın dahi burnu kanamamıştır” diye açıklama yapan dönemin başbakanını unutmayacağız.
Katliama seyirci kalan hükümet ortağını, katillere avukatlık yapan Adalet Bakanını, asla unutmayacağız ve affetmeyeceğiz.
Katliamlar, canlarımızı yok etse de, eşit, özgür, bağımsız ve demokratik bir ülkeye olan umudumuzu asla yok edemeyecektir. Bizlerin bu inancını ve umudunu, hiçbir zaman teslim alamayacaklar.
Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı Sağlanmalıdır
Aleviler yıllardır türlü dışlanma ve baskılara maruz kaldılar. Bu artık son bulmalıdır. AKP iktidarı Alevilere yönelik asimilasyonu hedefleyen sözde açılımları bir kenara bırakarak Alevi sorununun çözümü için gerekli adımları atmalıdır.
Alevilere yönelik yapılacak dürüst, laik ve demokratik açılımlara gereksinim vardır. Bunun yolu ise dini ve devleti birbirinin hizmetine sokan düzenlemelerden vazgeçilmesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na son verilmesinden geçmektedir. En az bunun kadar önemli bir diğer adım ise Din dersleri zorunluluğunun kaldırılması ve isteğe bağlı hale getirilmesidir. Ayrımsız tüm ibadet mekanlarına eşit hukuki güvence sağlanması hiçbir inanç veya mezhepten yana destekleyici ve dışlayıcı yaklaşıma girilmemesidir. İnanç ve vicdan özgürlüğünün gereği olarak, inançların özgürce yaşanabilmesi yanında birbirlerinin manevi şahsiyetlerine hakaret ve saldırıda bulunulmasını engelleyici bir kontrolün sağlanmasıdır.
Bugüne kadar yaratılmaya çalışılan devletin Alevilerine ek olarak AKP’nin Alevilerini yaratma şeklindeki anti demokratik ve anti laik manipülasyondan vazgeçilmelidir.
Bir emperyalizm projesi olan Ilımlı İslam çerçevesinde toplumun muhafazakarlaştırma politikasının Aleviler özgülünde de genişletilmeye yöneliminden vazgeçilmeli, inanç alanı, inananların vicdanına ve kendi örgütlerine bırakılmalıdır.
ALPER TAŞ
ÖDP GENEL BAŞKANI
KAYNAK : Alevihaber.com - 1 Temmuz 2009