BASIN AÇIKLAMASI
AKP’nin Alevi sorununda duyarlılık göstermek olarak sunulan Muharrem İftarı organizasyonu, bir iyi niyet açılımı değildir...
Alevi meşru kurumlarını tanımayan, onları muhatap almayan, evrensel laiklik standartlarında bir düzenlemeye gitmeyen, halkın farklı öğelerinin eşit hak ve özgürlüklerle kendini ifade etme haklarını güvenceye almayan bir yaklaşımla daha karşı karşıyayız.
Hükümetin kendine güdümlü kurum ve kişiler aracılığıyla gerçekleştirilmekte olduğu bu girişim, Türkiye'nin tektipleştirme ve farklı olanı asimile etme şeklindeki egemen siyaset geleneğinin Sünni İslamcı zihniyetle derinleştirilmesidir.
Alevi işbirlikçiler aracılığıyla yeni bir Alevi asimilasyon politikası hayata geçirilmektedir. Muharrem iftarı da bunun başlangıç adımını oluşturmaktadır. Bu adımı, bugüne kadar Sünni din adamları ve din işlerinin kamusal bütçeden desteklenmesi şeklindeki anti laik uygulamanın Alevilere de yayılması, devletten maaş alan ve onun istekleri doğrultusunda Alevi toplumunun kontrolünü sağlamaya çalışacak Hızır Paşa misyonlu dedeler yaratılması izleyecektir.
Bu uygulama bir yanıyla, laikliğin biraz daha erozyona uğratılması, İslamizasyon yoluyla Alevilerin de kontrol altına alınması demektir.
AKP nasıl ki Sünni yurttaşların Ramazan, hac gibi dini öğelerini siyasi şova çevirme ve toplumun İslamizasyonuyla yeni liberal politikalarını meşrulaştırmaya çalışıyorsa, dini duyguların istismarıyla Alevi yurttaşların da aynı politikaya teslim alınma çabasıyla karşı karşıyayız.
Alevilere yönelik, laik ve demokratik açılımlara gereksinim vardır. Bunun yolu ise kamu bütçesinden dine pay ayırmak ve din propaganda aygıtı olarak çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı'na son verilmesinden geçmektedir. En az bunun kadar önemli bir diğer adım ise din dersleri zorunluluğunun kaldırılması ve isteğe bağlı hale getirilmesidir. Ayrımsız tüm ibadet mekanlarına eşit hukuki güvence sağlanması, hiçbir inanç veya mezhepten yana destekleyici ve dışlayıcı yaklaşıma girilmemesi, Alevi örgütlerinin diğer inanç örgütleriyle eşit bir konuma getirilmesidir.
Bunlar da yetmez. En önemlisi Sivas katliamı ve diğer katliamlar nedeniyle Alevilere yönelik tüm hak ihlalleri adına özür dilenmeli, Sivas katliamının yapıldığı Madımak'ın müze yapılma talebi karşılanmalıdır.
Ufuk URAS
Genel Başkan ve İstanbul Milletvekili
09.01.2008