Nürnberg'te "Alevi Açılımı" Tartışıldı

Nürnberg'te "Alevi Açılımı" Tartışıldı (AHA - 21.02.2009) - Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'na bağlı olarak çalışmalarını...

Nürnberg'te "Alevi Açılımı" Tartışıldı
 
(AHA - 21.02.2009) - Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'na bağlı olarak çalışmalarını yürüten Bavyera  Bölge Temsilciliğinin Nürnberg Alevi Kültür Merkezi'nde düzenlediği "Türkiye'de Alevi Açılımı" konulu panel, 500'den fazla misafirin katılımıyla büyük bir coşku ile başarılı bir şekilde gerçekleştirdi.

Sunumu Bavyera Bölge Temsilciliği Başkanı Sayın İsmail Demirtaş tarafından yapılan panele, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Turgut Öker; Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu İnanç Kurulu Başkanı Cafer Kaplan ve Hacı Bektaş postinişi Veliyeddin Ulusoy'u temsilen Hürrem Ulusoy katıldı. Panel, Alevi inancı ve yolunda şehit düşenleri anmak için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Panele daha önce katılacağını bildiren Hacı Bektaş Postinişi Veliyeddin Ulusoy sağlık nedenleriyle katılamadığı panele bir mesaj yolladı. Ulusoy mesajında; geçmişten bugüne Alevi ve Bektaşiliğin en tehlikeli dönemlerini yaşadığını ve bu tehlikeye karşı Alevilerin birlik ve beraberlikten ayrılmaması gerektiğini ve şu anda yapılan panelin yaşadığımız bu zorlu dönemde insanlarımıza ayrı bir güç verdiğini ve gönlünün bizlerle beraber olduğunu belirtti.

AKP, ALEVİLERİ TEMSİL ETMEYEN KURUMLARLA GÖRÜŞÜYOR

Panele Türkiye'den katılan Hürrem Ulusoy Dede yaptığı konuşmada şu konulara değindi.

Hacı Bektaş-i Velinin ruhani gücünün siyasetin çok üstünde olduğunu, sunni asimile programının uygulamada olduğunu ve buna bugün kimi Alevi diye tanınan  kurumların ve kişilerin yardımcı olduğunu, Hacı Bektaş dergahının bunun karşısında olduğunu ve bu gibi durumlardaki yaklaşımlarda duygusallığa yer olmadığını, şu anki Alevi açılımın Alevilerin zorlamaları ile olduğunu,Türkiyenin geldiği şu anki durumun ABD ve Avrupanın politikaları sonucu oluştuğunu ifade etti.

AKP'nin konuştuğu kurumların Alevileri temsil etmeyen kurumlar olduğunu ve Alevilerin  gelinen süreçte bir bütünlük içinde hareket ettiğini Hacı Bektaşı dergahının toplumla beraber hareket ettiğini ve samimi olanlara bu yola devam edeceğini, laikliğin Türkiye'de uygulanmadığını laikliğin ve insan haklarının olmadığı bir yerde sonuna kadar insan hakları ve laiklik savunucusuyuz.

Bu bağlamda devlet sunni ve hanefi inancını temsil ediyor diyaneti asla kabul etmiyoruz ve bu konuda AABK ve AABF ile kesin fikir ve eylem birliği ile ortak noktada hareket ediyoruz. Diyanetin kaldırılması için devamlı konuşmak tekrar etmek ve mücadelesini sürdürmek gerektiğini Hacı Bektaş temsilcileri olarak siyasete girmek istemediklerini ve bundan geçmişte zarar gördüklerini belirtmiştir.
 
Aleviliği temsil eden kurumların siyasette dikkatli olmaları gerektiğini yenileyerek  Dede yada Zakirlere para yada maas verilmesine kesinlikle karşıyız yoksa diyanetle aynı konuma düşeriz ayrıca maaşın kimlere nasıl verileceği ise başlıbaşına ayrı bir sorundur. İslamda ruhban sınıfı yoktur ve evlenmeyen din adamı olmaz şu an içinde bulunduğumuz krizde ayıklanmaların olacağını ve çürük ve zayıfların biteceğini yola ve inanca sahip çıkanların devam edeceğini, belirterek bunun için tarihteki kırılma noktalarını iyi bilmek gerektiğini, Alevi ve Bektaşilerin ilk kırılma noktalarının Osmanlı döneminde Yavuz ile olduğunu ikincisi ise Kanuni dönemindeki Kalender Çelebi isyanı (1527) ve Dedebabalığın kurulup Ali Paşanın dergahın basina getirilerek ile Hacı Bektaş ikiye bölünmüş üçüncüsü ise 2.Mahmut'un katliamıdır.

Ve 1827 de Dergaha camii yapılmış Yavuz, Kanuni ve 2 Mahmut döneminde nelerin olduğu belgelerin ve evrakların yakılması ile tam olarak bilinmiyor ve bu dönem 18 yıl dergah lidersiz kalmıştır. Şu anda hükümetin böl parçala yönet ile asimileyi devam ettirdiğini kendilerine göre cemleri folklorik gördüklerini ve kabul edilebilir uysal sistem icinde bir Alevilik istediklerini ama Hacı Bektaşın bunu asla kabul etmediğini son olarak devletin bütün inançlara eşit durması ile cemaatlerin inancında serbest bırakmaları gerektiğini ve bu cemaatleri kendi kurumları ile kontrol edebileceğini  söyleyerek konuşmasının ilk bölümünü  bitirmiştir.

AKP, KENDİ ALEVİSİNİ YARATMAK İSTİYOR

Hacı Bektaş-ı temsilen konuşmasını bitiren Sayın Hürrem Ulusoydan sonra konuşmasını yapmak için AABF İnanç Kurulu Başkanı Sayın Cafer Kaplan söz almış ve konuşmasında;

Her seçim öncesi Alevilere iyi niyet gösterileri ve paketleri olur ama hiç biri sonra yerine getirilmez, Alevi açılımı yerine oy açılımı yapılmaktadır. Alevilerin birlik ve beraberliği sonucu acılım ters tepecek ve herhangi bir şansları olmayacaktır, bin yıllardır öldürmekle bitiremedikleri Alevileri şimdi Alevilik inancı üzerinden yok etmek istiyorlar ve kendi Alevilerini yaratmak istiyorlar. Dedelerimiz ve Zakirlerimiz maaşı kabul etmemişlerdir. Alevilerin yasal olarak tanınmadıkları ve hukuksal hakları olmadığı sürece Alevi açılımı olamaz, geçmişten beridir aynı zihniyet devam etmekte sadece isimleri değişmektedir. Madımak otelinin müze olmaması AKP'nin açılımının ciddiyetsizliğini gösterir. Tarihte Dedelerin asla para almadığını ama bugün çıkar amaçlı Dedelerin para almak istediğini verilecek  para ile her köşeye bir cem evi açılabileceğini ifade etmiştir.

Türkiye laik bir ülke değildir ve para alınması Aleviliğin bitişi demektir. Para ile doğrular söylenmeyecek ve yasal sorunu çözmeyecektir ve bizler kurum olarak bu konuda insanları bilgilendirmeliyiz. Semahlarımız ve deyişlerimiz heryerde söylenmemeli ve sıradan yerlerde dönülüp okunduğunda engel olunmalıdır. Bu konuda AKM´lerin gerekli hassasiyeti göstermesi gerekmektedir ama yasal dayanağımız olmadığından dolayı engel olamıyoruz hoşgörü adı altında cemlerimizde mevlevi semazenlerine ve diğer asimile öğerlerine izin vermemeliyiz aksi takdirde cemlerimizde uygun olmayan durumlar ortaya çıkmaktadır. 

Bizim cemlerimizde cinsiyet ayrımı yoktur ama gelinen süreçte kadın erkek ayrımı ortaya çıkıyor oysa inançta herkes eşittir bu nedenle cemlerde eşitlik üzerine değerlendirmeler ve bilgilendirmeler yapılmalıdır. Alevi pirleri her zaman dik durmuştur ve Dar’a durmak yozlaştırılmamalıdır bu nedenle televizyonlarda cemlerin canlı gösterilmesine karşıyız. AABF  olarak cenaze taslağımızı hazırlayıp AKM´lere yolladık ve önümüzdeki ayda kitap olarak çoğaltıp AKM´lere dağıtacağız. Aleviler ibadetlerini anladığı dilde yapmalıdırlar.

9 aylık Dede ve Ana eğitimini tamamladık ve 27 Şubat ile 1 Mart arasında yeni dönem Dede ve Ana eğitimini başlatacağız diyerek konuşmasının ilk bölümünü bitirmiştir.

ALEVİLER AÇISINDAN DİLEKÇE DEVRİ BİTMİŞTİR

AABF İnanç Kurulu Başkanı Cafer Kaplan’dan sonra söz alan Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız konuşmasına ilk önce "nasıl olacak?" sorusu ile başlamış ve Aleviliği haklı ve adaletli bir şekilde çocuklarımız için nasıl geleceğe taşıyacağız ve bunun için neler yapmalıyız diyerek devam etmiştir.

Herşeyden önce farkına varıp ben varım derseniz geleceğe taşıyabilir ve bunun önemli olduğunu bilerek ve burdan başlayarak ileriye taşıyabiliriz biz bunun farkındayız ve bunun için varız diyoruz.

Gelecek kuşaklara anlatmak için inatla, ısrarla, düşünceyle inancımıza tutunarak varız diyoruz. Unutulmasınki anasını ağlatmayana meme verilmez 20-25 yıldır dilekçe verdik artık dilekçe devri bitti ve alanlara indik ve şimdi sıranın bizde oldugunu söyledik.

9 Kasım yürüyüşü Yol tv ile canlı yayınlandı ve bu yürüyüş sizin eserinizdir.Dilekçe devrinin bitmesi sonucu yapılması gerekenleri yerine getirmeliyiz bunun için mesela zorunlu din dersine karşı oturma eylemini yaptık ve artık sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket ederek kentlerde Alevi  örgütleri ile örgütlenmeyi öğrendik.

Eşit yurttaşlık yürüyüşümüzde  laiklik ve demokrasi mücadelesi için toplumla beraber hareket ediyoruz. Bütün sorunlar sistemden kaynaklanıyor bunu artık herkes ögrendi ve biliyor artık eski tas eski hamam devri bitmiştir.

Örgütlendik ve örgütlenmenin ne anlama geldiğini öğrendik. Muaviyeden bu yana gelen zihniyeti değistiremiyecegimiz biliyorduk ama halkın diyalektik gücü karşısında hiçbir şey duramaz. Aramızdan kurnazlıkla insanları satın alıp bizleri bölmek istiyorlar ve Aleviliği sulandırıp kendilerine göre çözmek istiyorlar. Alevileri islamın içi yada dışı gibi terimlerle cem evi camii aynıdır gibi argümanlarla konuşup bizleri bölmek istiyorlar. Evin içindeki düşmanı biliyor ve ona göre hareket ediyoruz

Bu noktada Dedelere çok büyük görevler düşmektedir. Alevilik tartışması yapmadık aslada  gerekli görmüyoruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan demokrasi ve kardeşlik sözlerini kullanarak bunu sadece kendisi icin değerlendiriyor oysa biz sadece hakkımızı istedik ve yılmadan istemeyede devam edeceğiz

İçinde bulunduğumuz doğru mücadelemiz bize yolumuzu gösteriyor.

Alevilerin dostları ezilenler  ile sömürülüp hakları ellerinden alınanlardır. Ve Aleviler  dostlarıyla ortak bir platformda buluşmalıdır şu anda ABF olarak bunların çalışmalarınıda yapmaktayız.

CHP´nin yaptığı Tüzük Kurultayı öncesi ve sonrası konuşmaları birbirinden çok farklıdır. CHP´nin Tüzük Kurultayı sonrası yaptığı değerlendirmeleri  ve konuşmaları  ise diyanet kalmalı, Aleviler orda temsil edilmeli, Din dersleri zorunlu olmali ve Alevilik orda okutulmalıdır. Bizim CHP ile başımız beladadır bir an önce ya CHP kendine gelmeli yada biz kendi başımızın çaresine CHP´siz bakmalıyız.

9 Kasım mitingini kadınlar ve gençler yapmışlardır. Başarı kadınlar ve gençlerindir. Kadınlar ve gençler olmadan eylemler olmaz ve başarıda gelmez. Dogru yoldayız Pirlerimiz ve Mürşitlerimizin yolundan yürümeye devam ediyoruz.

Örgütümüze, gücümüze ve kendimize inanıyor ve güveniyoruz. Şu anda yasadığımız ve yaşattığımızdan başka Alevi İnancı ve anlayış yok ve bizlerde inancımızın gereklerini yerine getiriyoruz. Ve mutlaka herşeye rağmen o güzel günleri görecegiz diyerek konusmasının ilk bölümünü bitirdi.

AKP'NİN ALEVİ AÇILIMI SAFSATADIR

Panelin son konuşmacısı olan AABK ve AABF  Genel Başkanı Turgut Öker aşağıdaki düşüncelerini dile getirmiştir.

Şu anda Alevi ve  Bektaşiler için Hacı Bektaş postinişi Sayın Veliyettin Ulusoy´un o postta olması büyük bir şanstır. AKP ve Devletin Aleviliği kuşatmasında çok dikkatli olmalıyız ve Sayın Veliyettin Ulusoyun konuşması çok önemli ve doğrudur. İnançsal olarak AABK ve AABF´nin önünü açmıştır.

Federasyonumuza yapmış olduğunuz bağışlar ve bağış kampanyası için sonsuz teşekkürler. Son aylarda gittiğim her yerdeki panellere yoğun katılım olmaktadır bu noktada Alevilerin geleceğe doğru düşüncelerinin ve söyleyecek sözlerinin olduğunu  bununla birlikte sürece dahil olduklarını gösterir. Düzenleyecegimiz ortak panellerle aramızdaki eksiklikleri giderecek ve pürüzleride  temizleyeceğiz.

Yol televizyonu ile şu andaki panel ve konuşmalar her yere ulaşabilmektedir ve bu nedenle biz  Aleviler olarak gündemi çok iyi takip edip Yol Tv'ye daha çok sahip çıkmalıyız.

Türkiye’deki deneyimi mücadeleyi ve doğruları burda değerlendirip geleceğimizi kendimiz belirliyoruz.

Dünyayı takip ediyoruz ilkesel olarak ABF ile hemfikiriz ve Aleviler nasıl yaşamak istiyorsa o şekilde yaşamalıdır buna sadece Alevilerin kendisi karar verecektir.

Alevilerin bugüne gelmesinde en büyük etken Avrupadaki demokrasinin gelişimidir ama aynı demokrasi Türkiyede olmadığı için Alevilikle beraber diğer sorunlarda çözülememektedir. Avrupada Diyanet diye bir kurum yoktur olamazda.

Alevi olan köylerimize camii istemiyoruz, 25 milyon Alevi olarak cağdaş ve demokratik bir Türkiye istiyoruz.

Devlet elini inançtan çekmeli emevi zihniyeti masabaşı oyunlarıyla Alevileri asimile etmekten vazgeçmelidir.İnsanlık önündeki gerici din anlayışı olgusu çekilmeli akıl, bilim ile mantık  düşüncesini önüne koymalıdır. Alevilerin artık köylerdeki ve kentlerdeki yaşamları farklıdır.

Dedelerin inançsal hizmetlerinin karşılığı verilmeli ama devletin figüranları olmamalıdır. Diyanetin kaldırılması konusunda ortaya çıkacak tarikatlaşmaya karşı anayasayı koruma kurumu vardır ve diyanetin memurları görevleri bittiğinde  burada yani avrupada  kalmakta geri dönmemektedirler.

Alevilerin katilleri diyanetin camilerinde beslenmiş ve o camilerden  çıkarak Alevileri katledilmişlerdir. Bu nedenle diyanet kaldırılmalıdır. AKP açılımı ise sadece bir hikaye ve safsatadan ibarettir. Halkın iradesi karşısında olan hiç bir kurum ve kişi meşru değildir ve yok olmayada mecburdurlar.

Alevi toplumu bugünden itibaren durduğu yeri yeniden öğrenmelidir. Avrupada AABK ve AABF kendi açılımını yapmış ve yönünü çizmiştir. Bu nedenle Devlet AKP eliyle bizi bölmek istiyor ama nafiledir herşeye rağmen sonuç alamayacaklardır.

Gelinen süreçte Alevilerin parlemantoda olması gerekmektedir artık salon dönemi bitmiştir. Parlemantoda olunmadan hak  alınamaz. Mecliste olmanın yollarını açarak ve bunun çalışmalarını yapmalıyız çünkü Alevilerin sorunlarının biteceği yer parlementodur.

AABK ve AABF  Genel Başkanı olarak benim bakanlık yada milletvekilliği  koltuklarında gözüm yok ve olmamıştır.

Gelinen aşamada CHP AKP´nin  çok daha gerisinde kalmış ve sağcı ırkcı çizgiye tamamen kaymıştır. Bu nedenle sizlere bir parti adı veremiyorum yalnız bireysel olarak devrimci demokrat ve aydın insanlara yerel seçimlerde oy vermenizi öneriyorum.

Alevi inancı siyasallaşmamalıdır ama Aleviler siyasallaşmalıdır.Gelinen aşamada Aleviler yeni hamleler yapmalı çünkü  sadece özgür toplumlar haklarını alabilirler artık  küçük olaylarla ilgilenmemeliyiz.

Aleviler siyasette yeni bir yansımayla birlikte alternatif  olabilmeli ve bunun için cemevlerinde daha etkin olunarak bunun için Aleviler yeni düşünceleri ve politikaları üretmelidirler.

CHP Alevileri hiçe saymakta  ve önemsememektedir bu nedenle CHP Alevilere karşı haddini bilmeli ve artık Alevileri oy deposu olarak görmemelidir diyerek konuşmasının ilk bölümünü bitirmiştir.

***
 
Panelin ikinci bölümünde ise soru cevap bölümüne geçilerek  bu bölümde sıra ile ilk olarak kendisine ait olan sorulara Sayın Hürrem Ulusoy Hacı Bektaş dergahı adına kısa başlıklar altında cevap olan konuşmasını yaptı.

Hacı Bektaş hukuksal olarak tanınarak kendi haklarına sahip olmalıdırlar.

Kurumlarımız ve İnanç merkezlerimiz birbirinin rakibi değil aksine aynı yolda yürüyen kardeş örgütlerdir. Dergah asıl  sahiplerine hukusal zeminde geri verilmelidir.

Hacı Bektaş postinişi tanınmalıdır.

Daha sonra AABF  İnanç Kurulu Baskanı Cafer Kaplan soru cevap bölümünde kendisine ait soruları aşağıdaki şekide  cevaplamıştır.

Başörtüsü ve Türban Alevilikte yoktur cemlerde mecburi ve inancında gereği değildir.

İnanç dili anlaşılan dilde olmalı arapça olmasından ziyade türkçe olması çok daha iyidir.

Söz ve gönül ibadeti vardır. Alevilikte şekilcilik yoktur. Alevinin abdesti pirinin karşısında verdiği sözdür yani ikrarıdır su ile alınan abdest sadece vücudu temizler ama ruhu temizlemez.

Takvimlerdeki namaz saatleri uygulamasına kesin karşıyız asimilenin ve  muaviye zihniyetinin ince yoludur  ve hiç bir şekilde onaylamıyoruz.

Hoşgörü altında mevlevi semazenlerinin ibadet biçimlerinin  semahlarımızda olmasına karşıyız. Cemlerimiz özgünlüğünü korumalıdır. 

Türkiyede cenazelerde son zamanlarda giyilen fes ve cüppeye sonuna kadar karşıyız. Bizde sadece hırka vardır oda uzun yıllar süren bir eğitimden sonra taşınmaktadır.

Aleviler inançsal olarak birlikteligini devam ettirmektedirler şeriata kesin olarak karşıyız dedelerimizin eğitim calışmalarını yapmaktayız diyerek paneldeki konuşmasını bitirmiştir.

Konuşmasının ikinci bölümünde Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız kendisine sorulan sorulara şu şekilde cevap vermiştir.

Biz Aleviler olarak siyasete doğrudan müdahale için toplantı panel ve seminerler yapmalıyız ve bunu artırmalıyız.

Aleviler geçmiş deneyimlerinden ve tecrübelerinden yararlanmalıdırlar

Aleviler CHP ve AKP den ayrı bir dünya görüşüne sahip olarak ayrı dünyaların insanlarıyız. Türkiyenin ve bizim kurtuluşumuzun aynı demokrasi mücadelesi sonucu olduğunu bilmek zorundayız.

9 Kasım Ankara yürüyüşü icin İzzettin Doğan sözünü bilinçli olarak söylemiş ve halen kendisi özür dilememiştir. İzzetin Doğan’ın sürdürdüğü yolun sonu yoktur ve devamıda olmayacaktır.
    
Ergenekon ölüm listesinde bizlerden ayrı 2 Ermeni Türkiye vatandaşıda bulunmaktadır ama bilinçli olarak bizlerin adı öne çıkarılmıştır artık korumalarla yaşamaya ve alışmaya çalışıyoruz

Herşey birbirine karıştırılmış ve ne olduğu tam olarak belli değildir güzel bir Türkiyede yaşamak ve yaşatmayı düşünüyoruz. Sahte yada manipüle edilmiş bilgilerle toplum yanıltılıp yalnış yollara yönlendirilmek isteniyor ne yazı yazıkki gerçek bilgiler saklanıyor ve verilmiyor

Korkmuyoruz ve korkmadan yolumuza devam ediyoruz kimse bizden geri adım atmamızı beklemesin bedel ödemeyi göze almış durumdayız ve bunada hazırız.

Ölüm nerden gelirse gelsin ödün vermeden devam edeceğiz  burada ve Türkiyede  beraber yaşamaya devam ediyoruz diyerek kendisine ait olan soruları cevaplamıştır.

Panelin son konuşmacısı olan AABK ve AABF Genel Baskanı Sayın Turgut Öker ise kendisine ait yöneltilen sorulara şu şekilde cevap vermiştir.

Siyaset ve Aleviler hemen çözülecek bir konu değil bizler örgüt olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz ve ileriki süreçte bu sorunlarında üstesinden gelinecektir

Toplumsal olaylarda dağlarin ardını görmeliyiz ve biz Aleviler korkak bir düşünnceden gelmiyoruz.

Türkiyede en çok bedeli ve katliamları Aleviler ödemişlerdir.

ABF, AABK ve AABF Genel  Başkanları ölümle tehdit edilerek toplum korkutulmak istenmektedir.

Alevi toplumu ve önderleri Alevi inancı ve yolu için her bedeli göze almıştır ve bu konuda asla geri adımda atmayacaktır.

Aleviler olarak inadına her zaman katliamların yapıldığı yerlerde ve şehirlerde olmalıyız çünkü  Aleviler ancak bu şekilde kendilerini gündeme getirebilmişlerdir.

Her toplumun kendisine ait bir partisi vardır başkalarının eteğine tutunarak ve Aleviler olarak ciddi bir güç olmadan hiç bir  hak elde edemeyiz

Seçimler içinse her alanda etkinliğini koyarak çalışmasını yapmalı ve devrimci,demokrat,aydın ilerici insanlara yerel seçimlerde oy vermelidirler ama ne yazikki şu anda çok az bulunuyor.

20 yıllık mücadele süresi  içinde Türkiyeden bir koltuk bakanlık yada milletvekilliğini asla düşünmedik. Herhagi bir menfaat beklemedik bu görevi ve mücadeleyi bir emeklilik olarak görmedik bütün amacımız AABK ve AABF´yi ve Alevileri bulundugu her yerde daha ileriye taşımak ve bunun mücadelesini yapmaktır diyerek sözlerini  bitirdi.

07.02.2009 tarihinde Nürgberg’te yapılan Türkiye’deki Alevi Açılımı paneli 6 saate yakın bir sürenin sonucunda 500 den fazla insanın panelistleri ayakta coşkuyla alkışlanmasıyla sona erdi.
 
Adnan Cangüder / Alevilerin Sesi Dergisi Münih sorumlusu
KAYNAK : Alevihaber.com - 21 Şubat 2009

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor