AKP’nin ‘Alevi açılımı’nın mimarı olarak anılan Reha Çamuroğlu’na, Alevi kurumlarından şaşırtan soru: ‘AKP’nin düzenleyeceği iftara katılacağını iddia ettiğiniz ikiyüz Alevi derneği nerede?’
Muharrem ayı yaklaşırken, Alevi kurumları arasında AKP’nin iftarına katılacağını açıklayan hiçbir Alevi derneği olmaması ‘iftar’ tartışmasına yeni bir boyut kazandırdı. 9 Ocak’ta başlayacak olan Muharrem Matemi ile birlikte Başbakan Erdoğan’ın da katılmasının planlandığı ‘iftar’ ile ilgili gelişmeler belirsizliğini koruyor…
Eriş: ‘Abdal Musa Derneği’nin katılması söz konusu değil’
Abdal Musa Enstitüsü koca bir yalan
Abdal Musa Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ali Eriş, medyada çıkan ‘Abdal Musa Enstitüsü’nün kurulması ve Cumhurbaşkanı’nın himayesine girdikleri’ yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Alevilerin Sesi Dergisi’nin ‘Abdal Musa Enstitüsü ile ilgili sorularını yanıtlayan Eriş, Abdal Musa’da ‘Asimilasyonun Kalesi’ işlevini yürütecek hiçbir oluşuma müsaade etmeyeceklerinin altını çizdi. Eriş, ‘Abdal Musa ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan bazı kişiler bizim adımıza Cumhurbaşkanı ile görüşmüşler ve aldıkları ‘icazet’ ile Abdal Musa’ya bir enstitü kurulacağı söylentisini çıkarmışlar. Sözde Cumhurbaşkanı bizi himayesine almış. Tabi biz bu gelişmeleri bazı dinci medya kuruluşlarının yaptığı haberlerden öğreniyoruz. Açıkça ifade etmek gerekirse, Abdal Musa’da; Alevilik inancının özüne zarar verecek, onu asimile edecek ve Ilımlı İslam projesine Alevileri dâhil edecek böylesi bir enstitüye kesinlikle karşıyız” dedi.
Öker: ‘Alevileri ayağına çağıran bu zihniyet samimi olamaz’
Eser: ‘Nerede bu ikiyüz dernek?’
İftar ile ilgili herhangi bir davet aldınız mı? ABF bünyesindeki derneklerden yemeğe katılacağını açıklayan bir dernek var mı?
Bu davet bize değil, bizim gibi olanlara değil, AKP’nin hipnoz dairesinde olanlara yapılmıştır. Yani Sünnileşmeye ve AKP güdümüne girmeye onay verenlere yapılmıştır. Her şey önceden planlanmıştır. Telaşa gerek yok. Buradan bir şey çıkmaz. Geçmişte buna benzer olayları ve girişimlere tanık olduk. Böyle bir davete katılmamız söz konusu bile olamaz. Kimse Alevi kurumlarına rağmen, ‘bakın Alevilerin sorununu çözüyorum’ diye AB ilerleme raporu için makyaj yapmasın. ABF ve ABF’ ye bağlı hiç bir dernek buraya katılmayacaktır.
Yemeğe ikiyüz derneğin katılacağı ifade ediliyor. Sizce bu rakam mantıklı mı?
Bunlar kişi sayısı ile dernek sayısını karıştırmışlardır. AKP güdümlü dernek kurmak için kâğıt üzerinde dernekler kuracaklar. Üyesiz ve kitlesiz tabela derneklerini davet etseler bile bu sayıya ulaşmaları mümkün değildir. AKP demokratik, şeffaf diyalog yolunu bırakıp, şark usulü kurnazlıklarla yandaş toplamak, kendi güdümünde bir Alevi kurum yaratmak için davette bulunmuştur.
AKP'nin bu açılımını ne kadar samimi buluyorsunuz?
AKP’nin Alevilere yönelik yeni girişimlerini ABF olarak samimi görmüyoruz. Alevi kurumların beş yıldır randevu vermeyen, Alevilerin üst kurumunu tek bir kez ziyaret etmeyen, bir hükümetin, “Alevilik duyarlılığını” samimi görmemiz mümkün değildir. Boş vaatlerin ve çözüm amacı taşımayan buluşmaların samimiyeti olmaz. Aleviler olarak, yani sorunun doğrudan mağdurları olarak, içinde olmadığımız hiçbir çalışmanın çözüm oluşturacağını düşünmüyoruz.
AKP'nin Alevi Kurumlarının fikirlerini almadan bu tür açılımlarda bulunması ilerisi için Alevi-AKP ilişkilerine nasıl yansır? İlişkileri gerginleştirir mi yoksa 'deneme-yanılma' yöntemi ile doğru iletişim kanallarının bulunmasını mı sağlar?
AKP hükümeti, Alevilerin sorunlarına karşı “duyarlılık” göstermeye çalıştığını iddia ediyorsa önce kendisi ile yüzleşmek zorundadır. AKP hükümeti, herkesin hükümeti olma yerine, kendi ideolojik yaklaşımına uygun bir hükümet gibi davranıyor. Bu nedenle buradan olumlu bir sonuç çıkmaz. AKP hükümeti kadrolarının şimdiye kadar dâhil olduğu Alevilikle ilgili çalışmalara bakıldığında, “herkesin” hükümeti gibi davranış göstermediği ortadadır. AKP hükümeti Alevisiz Alevilik projesinin peşine düşmüştür. AKP’li bakanlarının “biz kendilerine tanım getirdik, ama uymadı” itirafında ya da Alevileri satanistlerle eş değer tutan zihniyetlerinden bunu görmek mümkündür. Alevi kurumlarına hakaret eden kişiler üzerinde proje yürüterek, Alevi sorununa çözüm bulamaz. Ülkemizde resmi olarak kurulmuş ve kuruluş amaçları Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca onaylanmış Alevi-Bektaşi kurumlarını dışlayarak, Alevilerin sorunlarına cevap aramak demokratik bir yaklaşım değildir. Diyaloğun yolu açıklıktan, şeffaflıktan ve demokratik olmaktan geçer. Bunların üçü de, bu hükümette yok.
FUAT ATEŞ
ALEVİLERİN SESİ (ÖZEL HABER)
http://www.alevi.com/