Necdet SARAÇ : Bir başka Kıbrıs

Necdet SARAÇ : Bir başka Kıbrıs  (...) Ada'ya 1974 sonrası gelen Alevilerin örgütlenmesiyle ada da unutulmuş, unutturulmuş, biraz...

Necdet SARAÇ : Bir başka Kıbrıs 

(...) Ada'ya 1974 sonrası gelen Alevilerin örgütlenmesiyle ada da unutulmuş, unutturulmuş, biraz da yalnızlık duygusunun, 'Anavatan bu işe ne der' kaygısıyla birleşmesiyle, uzak durulan, pek hatırlanmak istenmeyen Alevilik gerçeği ve Alevi hümanizmasının önümüzdeki dönemlerde adayı kaplayacağını ve sorunların çözülmesinde pozitif rol oynayacağını söylemek kahinlik olması gerek. KKTC'ye yönelik kısıtlamların kaldırılması ve sözlerin yerine getirilmesi için Avrupa'da bir kampanyanın başlatılması için sohbetlerin başlaması bile bunun önemli bir göstergesi...

Necdet SARAÇ : Bir başka Kıbrıs

Bazen kitabi bilgiler hiçbir şey ifade etmiyor. Kıbrıs'ta Talat'ın Cumhurbaşkanlığı, CTP'nin solcu bir parti olarak iktidarda olması, hainlik ve vatanseverlik çizgisindeki hassaslık, 'Güney Komşu'daki solcu, hatta bir dönemlerin komünist AKEL'in referandum sürecinde 'kuzeydeki yoldaşları'nı yarı yolda bırakması, Avrupa Birliği'nin 'güney baskısı'ndan dolayı KKTC'ye söz verdiği kredileri vermemesi, ablukanın sürmesi görülmediği sürece yalnızca 'bilgi' olarak kalıyor. Kitapların ve gazetelerin dışına çıkıp bu gerçekliği görüp, aralanan kapıdan bakınca Kıbrıs Türk'ünün yalnızlığını da görüyorsunuz. Bu yalnızlık, solcu KKTC hükümetinin, CHP başta olmak üzere sağcılaşan Türkiyeli solcular tarafından terkedilişleriyle daha da artmış gözüküyor. Türkiye Solu, Kıbrıs meşesinde de alanı, Kıbrıslı Türkün dokusuyla hiç bir uyuşması olmayan sağcılara ve İslamcılara terketmiş durumda. Güney Kıbrıs'ın en önemli partilerinden komünist gelenekli AKEL de tam anlamıyla 'ulusal milliyetçi' bir zemine oturması solcu olduğunu gizlemeyen Cumhurbaşkanı Talat ve Başbakan Soyer'in işini daha da zorlaştırmış durumda. Bu zorluklara pek telaffuz edilmese de Kıbrıs Türk'ü ile 'TC Türkü' arasındaki sıkıntılarda eklenince, tarihi dokusu çok güçlü bu adanın portresi daha da asık yüzlü bir hal alıyor. Nitekim, Kıbrıs Türk'ü -yerli Kıbrıslılar kendilerini böyle ifade ediyorlar- ile 1974 sonrası adaya yerleştirilen, askerlik sonrası adada kalan veya adaya sonradan göç eden Türkler arasında derin çelişkiler ve sıkıntılar var. Bu sıkıntılar ve çelişkilere rağmen eğer kimlikleri ve kültürleri kendi doğalarındaki gibi kabullenmeyi Kıbrıslıların çok vurguladıkları gibi biraz da empatiyi becerebilirseniz iyi şeyleri de görmek ve yakalamak mümkün oluyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Kıbrıs'tayken bu güzelliklerden biri yaşandı. 11 dönüm arazisi ile Türkiye ve Avrupa'ki mevcut Cemevleri ve Alevi Kültür Merkezleri dahil, dünyanın en büyük 'Cemevi ve Kültür Kompleksi' inşası temel atma töreni Kuzey Kıbrıs'ta yapıldı. Türkiye'deki siyasi iktidarların görmek istemediği Alevi gerçeği, Kıbrıs'ta devletin en üst düzeyinden başlayarak açıkça kabullenilmiş durumda. KKTC Bakanlar Kurulu, 30 Eylül 2004 tarihli kararla Gazimağusa Lefkoşe anayolundaki 11 dönümlük araziyi Alevilere tahsis etmiş. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Cemevi inşaatının ilk betonunu demirlerin arasına püskürtmek için, Kıbrıs Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Özdemir Gül ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker ile düğmeye basarlarken, mutlulukları yüzlerine ve sözlerine yansıyordu. Talat, atılan Cemevi temeli için 'gurur verici' derken bir başka önemli noktanın da altını çiziyor ve "her aşamasına tanık olmuş, tartışmalara bir şekilde katkı koymuş birisi olarak bu temeli atmak hem benim için sevindirici, hem de uluslararası alanda da KKTC'de kardeşliğin, değişik dünya görüş ve dini inançlara, değişik kültür ve yaklaşımlara sahip insanların kardeşçe yaşamasının da bir göstergesidir" diyordu.

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş dahil bu mutluluk resminin ortaya çıkmasında diğer faktörlerin yanısıra iki önemli faktör var: Bunlardan birincisi, adadaki yerlilerin, dünden bugüne farklı kültürlerle sürekli içice yaşamış olmaları. İkincisi de KKTC milletvekili Dr. Nazım Beratlı'nın da açıkça ifade etiği gibi adadaki yerli Kıbrıs Türk'ünün önemli bir bölümünün Alevi Bektaşi kökenli olması. Kıbrıs'taki Türklerin önemli bölümü 1972'de adanın Osmanlı tarafından alınmasından sonra adaya sürgün olarak gönderilen Alevi ve Bektaşilerden oluşuyor. Dr. Berattı, çok geniş ve sağlıklı bir arşive sahip olan Kıbrıs'ta isim isim, aile aile bunu tespit etmek mümkün diyor ve bu konuda örnek fermanlardan birini aktarıyor. "Kızılbaşların tümünü öldürmek gerekirse çok fazla cana kıyılacağı bildirildiğinden, emrediyorum ki, bu ferman geldikten sonra, Sünni mezhebinden olmayıp dinden çıkmış ve sapkın -mülhid ve rafizi- olan Kızılbaşların evleri ve barklarıyla alakalarını kesip, yanlarına hisar erlerini de koşup, Kıbrıs Adası'na sürgün et, yalnız halifelerini idam et." 1578 tarihinde yazılan bu fermanın benzer onlarca örneğinin devlet arşivlerinde olduğunu söyleyen Dr. Beratlı, Lefkoşe'deki 'Kızılbaş Mahallesi' dahil, Kara Baba, Üçler, yediler, Genç Abdal gibi birçok dergâhın da bunu gösterdiğini söylüyor.

Ada'ya 1974 sonrası gelen Alevilerin örgütlenmesiyle ada da unutulmuş, unutturulmuş, biraz da yalnızlık duygusunun, 'Anavatan bu işe ne der' kaygısıyla birleşmesiyle, uzak durulan, pek hatırlanmak istenmeyen Alevilik gerçeği ve Alevi hümanizmasının önümüzdeki dönemlerde adayı kaplayacağını ve sorunların çözülmesinde pozitif rol oynayacağını söylemek kahinlik olması gerek. KKTC'ye yönelik kısıtlamların kaldırılması ve sözlerin yerine getirilmesi için Avrupa'da bir kampanyanın başlatılması için sohbetlerin başlaması bile bunun önemli bir göstergesi...

Not: 'Bir başka Kıbrıs' her Perşembe akşamı saat 21'de YOL tv'de yayınlanmaya başlıyor. TURKSAT 1 C, Frekans: 11996, Sembolrate: 26000, FEC: 5/6 Vertikal. YOL tv'yi internet üzerinden de izleyebilirsiniz: www.yoltv.eu

Necdet Saraç   

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy65385 = 'necdetsarac' + '@';

addy65385 = addy65385 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text65385 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

65385 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 16.11.2007

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku