ABF ve AABK'nin ortaklaşa düzenlediği NASIL BİR ANAYASA İSTİYORUZ sempozyumu 6 Ekim 2007 Cumartesi Günü HBVAKV Ali Doğan toplantı salonunda yapıldı.
ABF Genel Sekreteri Turan Eser’in açış konuşmasıyla başlayan Sempozyuma Yurtdışından ve Yurtiçinden Alevi örgüt Başkanları,temsilciler ve izleyiciler katıldı.
ABF ve AABF nin ortaklaşa düzenlediği NASIL BİR ANAYASA İSTİYORUZ sempozyumu 6 Ekim 2007 Cumartesi Günü HBVAKV Ali Doğan toplantı salonunda yapıldı.
ABF Genel Sekreteri Turan Eser’in açış konuşmasıyla başlayan Sempozyuma Yurtdışından ve Yurtiçinden Alevi örgüt Başkanları,temsilciler ve izleyiciler katıldı.
Son günlerin en çok tartışılan konularının başında yer alan Anayasa tartışması diğer Demokratik Kitle Örgütlerinde olduğu gibi Alevi örgütlülüğünde de ciddi bir şekilde ele alınmaktadır.
Anayasanın bütünüyle değil Alevi örgütlülüğünü ve Alevileri ilgilendiren konular üzerinde daha çok durulan sempozyumdan ortaya çıkan farklı bir görüş vardı. Oda şuydu.
Her örgüt kendi alanına giren konularda çalışmalı,tartışmalı,öneriler sunmalı ve diğerlerinin sundukları önerileri ve çalışmaları desteklemelidir.
Nasıl ki Alevilikle ve Alevilerle ilgili konuları ABF ve AABK ile bileşenlerinin tartıştığı gibi işçi haklarıyla ilgili konuları İşçi Sendikaları,Küçük işletmeler ve küçük esnaflarla ilgili konuları onların birlikleri,kadın haklarıyla ilgili kısımları Kadın dernekleri yada diğer kuruluşları… değerlendirmeli,önermeli ve biz Alevi örgütlülüğü olarak da onları desteklemeliyiz.
ABF Genel Sekreteri Turan Eser konuşmasında amacın çatışmacı bir Anayasa değil,her bireyin ve toplumsal kesimlerin kendilerini içerisinde bulacağı uzlaşmacı bir Anayasa olması gerektiğini savundu.
12 Eylül Anayasası gibi bir Anayasa istenmediği tartışılırken Fransa Anayasasından örnekler sunuldu.
ABF Genel Başkanı Selahattin Özel Hacı Bektaş Veli’den örnekler verdi.
Konuşmacılar çeşitli konulara değindiler. Bu konuşmalardan şu sonuçlar çıkartılabilir.
“Benim Kabem İnsandır” diyen Hacı Bektaş Veli,benim kabem Alevidir,sünnidir, kadındır, erkektir,büyüktür,küçüktür dememiştir. O yüzden insanı içerisine alan bir Anayasaya ihtiyaç olduğunu söylendi.
Darbecilerin yaptığı Anayasaya karşı olunduğu gibi gerici bir Anayasaya da karşı olunacağı vurgulandı.
AABK Genel Başkanı Turgut Öker,Gündem yaratan ve gündemi takip eden bir ABF var. Biz iki kardeş örgüt olarak çalışmalarımızı bundan sonrada devam ettireceğiz ama daha çok ABF kendi çalışmalarını kendiler yürütmeli ve bizlerde üzerimize düşeni yapmalıyız dedi.
25 yıldır geleceğimizi karartan ve asimile olmamıza neden olan 12 Eylül Anayasası karşısında sessiz kaldığımız gibi sessiz kalmamalıyız dedi.
Sempozyum son derece ciddi ve samimi bir şekilde devam etti.
Alevi örgütlülüğü bundan önce NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ derken şimdi de NASIL BİR ANAYASA İSTİYORUZ u tartışmaya başladı. Bakalım bu sorunun cevabı verilecek mi.
Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Fransa ziyaretinde Milli görüşçülerin ve Ülkücülerin, Fransa Alevi Federasyonu Başkanı Durak Aslan’a saldırmasından bahseden Turgut Öker ilginç örneklerde bulundu.
Saldırıların ülke dışında da devam ettiğini,Milli görüşçülerin laboratuarları Avrupa olduğunu ve deneyleri Avrupa’da yaptıklarını ve uygulama için Türkiye’yi kullandıklarını söyledi.
Durak Aslan’a saldırının da buna örnek olduğunu söyledi.
Sempozyumun konuşmacılarından önceki İstanbul Barosu Başkanı ve Uluslar arası Avukatlar Birliği Başkanı Danışmanı Av. Yücel Sayman,
“Bir Toplum Projesi Olarak Anayasa nasıl Olabilir” konulu oldukça anlamlı örnekler vererek uzun bir söyleşi yaptı.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof.Dr. Mithat Sancar ise,
“AKP’nin Çekmecesindeki Taslak “Sivil Anayasa”ya Karşı Özgürlükçü,Eşitlikçi ve Demokratik bir Anayasa için Ne Yapmalı? konulu geniş bir çerçeve çizdi.
Sempozyum boyunca çeşitli konularda oldukça ilginç öneriler ve görüşler sunuldu.
Geçmişten Günümüze Din, Vicdan ve İnanç Özgürlüğü Açısından Anayasalar ve Alevilere Yönelik İnkar asimilasyoncu yaklaşımlar ve
Aleviler özgürlükçü, Eşitlikçi ve Demokratik bir Anayasa için neler talep ediyor? Neler yapmalı?.
Alevilerin Temel Hakları açısından Anayasa’da Neler olmalı
Gibi bir çok konulara cevaplar arandı.
Birçok Alevi örgüt yöneticileri konuşmalarında son derece çarpık görüşler ortaya konuldu.
Bugün tartışılan Anayasa da insan merkeze alınmalı denilmektedir. Halbuki Alevilikte var olan bir gerçeği görmekte geç kalındı.
Bundan yediyüzyıl öncesinden Hacı Bektaş Veli benim kabem insandır demiştir ama biz bugünlerde hala bunun tartışılmasına seyirci oluyoruz.
Bir başka örnek vardı bu tartışmanın odağında.
Siyasi anlamda bir ayrışmaya gidildiği ve son seçimlerde Alevilerin sol partiye,Sünnilerin büyük bir bölümünün de Sağ partilere oy verdikleri gözlendi. Alevi köylerinden çıkan oylar ve sadece Sünnilerin oturdukları köylerden çıkan oylara bakıldığında bu net bir şekilde ortaya çıkacaktır denilmektedir.
Bir başka konu ise Türban tartışması idi.
Henüz taslağı dahi insanlardan saklanan ve sınır kapılarında oylanan Anayasada Türban konusu yer almaktadır.
Türban serbest bırakılsın diyenlere karşı birileri çıksa da biz geçmişte başımızı kırmızı bağladığımız için KIZILBAŞ dendiğine göre bende kızıl bir başlık takarak kamusal alanda dolaşsam yada görev yapsam. Kızılbaş olduğum için bundan böyle bu şekilde giyineceğim dense acaba buna nasıl bir tepki gösterirlerdi?
06.10.2007
ABBAS TAN, ABF GENEL BŞK. YARDIMCISI
http://www.alevi.com/