Balkız, Alevi Bektaşi Federasyonunun Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı"nda düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Alevilerin Türkiye'de yaşayan herkes gibi ülkeyi sevdiklerini ve askerlik yaptıklarını, devletin yurttaşlarına sunduğu olanaklardan eşit derecede yararlanmak istediklerini ancak bundan yoksun olduklarını ifade etti. Balkız, "Bundan dolayı mutsuzuz, eşit değiliz, üvey evlat gibiyiz" diye konuştu. Barış dilini kullandıklarını, Aleviliğin hiç kimseyi ayrı muameleye tabi tutmamayı öğrettiğini kaydeden Balkız, devletten Alevi kültürünün kendilerine öğrettiklerini istemeye haklarının olduğunu ifade etti.
‘MAHKEME KARARLARI UYGULANMIYOR’
Zorunlu din dersleriyle ilgili yüzlerce dava açıldığını ve açılmaya devam ettiğini, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) ve Danıştay’da kararlar alındığını belirten Balkız, "Hükümet bu kararları uygulamakta çok nazlı davranıyor hatta bu kararları görmezden gelme gibi bir tutum sergiliyor" dedi. Alevilerin sorunlarını dile getirmek için 9 Kasımda düzenledikleri mitingin Kerbela, Sivas ve Madımak gibi milat olduğunu ifade eden Balkız, Alevilerin ilk kez bir hakarete maruz kalmadan sokağa çıktıklarını kaydetti. "Alevi hareketi için dilekçe devri bitti, sokakta mücadele dönemi başladı" diyen Balkız, isteklerinin makul olmadığını düşünen hiçbir vicdan sahibi bulunamayacağını ifade etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli"nin "Alevi sorunları için çözüme hazırız" bakışının önemli olduğunu ancak Bahçeli"nin "Aleviliği İslam içinde kabul eden kesimlerle, gruplarla görüşeceğiz" dediğini anlatan Balkız, şöyle konuştu:
"Biz bu davayı götürürken, Aleviliğin İslam içinde mi dışında mı olduğunu tartışmıyoruz. Alevilerin sorunlarını tartışıyoruz. Hükümet yetkilileri de benzer deyimler kullandı. Aleviliği İslamiyetin içinde görenler ve görmeyenler. Görenler makul, akıllı, hoş, cennetlik Aleviler, görmeyenler cennetten mahrum kalacak Aleviler gibi bir kategoriyi biz kabul etmiyoruz. Biz Alevi kimliğimizle her Alevinin kendisini nasıl tarif ediyorsa ona bırakılması şartıyla onun sorumluluk ve yükümlülük alanı olduğu bilinciyle, siyasilerin bizi tanımlama, ortadan yarma girişimlerini asla doğru bulmuyoruz." Diyanet İşleri Başkanlığının ve zorunlu din derslerinin laiklikle çeliştiğini ifade eden Ali Balkız, cem ve kültür evlerinin yasal statüsü ile inancın kriterleştirilmesini hiç kimsenin tayin edemeyeceğini belirtti. Madımak Oteli"nin müzeye dönüştürülmesi taleplerine değinen Balkız, otelin kitap evi, kültür merkezi, Döner Sermaye İşletmeleri Merkezi (DÖSİM) mağazası yapılması gibi önerileri benimsemediklerini kaydetti.
BİRGÜN - 08 Aralık 2008