Kamuoyunda AKP’nin Alevi açılımı diye adlandırılan süreç başlıktaki gibi olsa gerek!
Konunun iki ana boyutu var:
1- Alevilerin yaşadıkları sorunlar ve hükümetlerin Alevilere bakışı.
2- AKP‘nin Türkiye’nin ortak paydalarına ve dengelerine karşı takındığı özensiz-bencil tutum.
Aleviler, din eğitimine ilişkin ders kitaplarından inançlarının gereğini yerine getirme ortamına kadar pek çok konuda kendilerini yalnız hissediyorlar. Bu sorunların çözümü için de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak paydaları ve kurumları dışında başka bir alandan yardım istemiyorlar.
Bütün suçları bu!
Hükümetlerin-partilerin ise genel olarak Alevilere bakışı şu:
Ne yaparsak bu kesimin oyunu alırız?
Sorunlarını nasıl çözersek değil, ne yaparsak!
Kimi partiler Alevi örgütlenmeleri içinden kendilerine yakın olanları seçtiler, bulamayınca kurdurdular. İçlerinden “uygun” olanları aday gösterip “size geldik” dediler.
****
AKP‘nin ise önceki hükümetlerden daha farklı bir siyaset izlediği görülüyor. AKP devlet kurumlarına partinin yan organlarından biri olarak yaklaştığı için tümümün başında kendi adamlarının olmasını birinci şart haline getirdi.
Aynı yöntemi şimdi topluma da uyarlamak istiyor:
Toplumun bütün kesimleri benim parçalarımdır!
Alevilere yönelik yaklaşım da aynı anlayışın ürünü. Türkiye’nin dört bir yanında Alevi örgütleri var. Kimileri bir araya gelip federasyon oluşturdular, çatıları birleştirdiler. AKP onların hiçbirini muhatap kabul etmedi. Dün Cumhuriyet’te yaptıkları duyuruya göre, defalarca Başbakanlık’tan randevu da istenmiş ancak yanıt verilmemiş.
Bunun üstüne AKP ne yapıyor?
Önce Alevilik araştırmalarıyla tanınan bir kişiyi milletvekili olarak Meclis’e sokuyor. Onunla proje hazırlayıp kendi Alevi örgütlenmesini oluşturmak üzere düğmeye basıyor. Plana göre, yöneticileri AKP’ye tam bağlı bir örgüt, merkezler kuracak. Burada AKP Aleviliğini özümsemiş “dedeler” yetiştirilecek, maaşa bağlanacak.
***
AKP’nin bu açılımdan bekledikleri neler olabilir?
1- Alevi kesimi yanlarına çekmek mi?
2- Aleviliğin salt dinsel törenlerle ilgili bölümlerini kendi istediği biçimde öne çıkarıp Aleviliğin felsefe ve kültür boyutunu bitirmek mi?
3- Türkiye’de laik yapının en önemli unsurlarından biri olan Aleviliğin içini boşaltarak laikliği erozyona uğratma yollarından birini daha devreye sokmak mı?
4- Alevi dedelerini maaşa bağlama ve benzer yöntemlerle devletle dini tümüyle iç içe sokmak… Devamında imamlar, şeyhler, şıhlar için de değişik devlet olanaklarını devreye sokmak… Buna karşı çıkan olursa, “Kardeşim Alevilere de aynısını yaptık. Onlara yaparken iyi de bunlara yaparken kötü mü” diye çıkışmak mı?
Daha vahim olasılıkları sonraya bırakalım.
Aleviler bunlara kanar mı?
Çoğunluk kanmaz ama, bir kez daha yürekleri kanar!
Mustafa BALBAY
CUMHURİYET - 12 Ocak 2008