ABD’nin Dini Özgürlükler Raporu'na göre; Türkiye’de Müslüman olmayanlara karşı baskı atmosferi var. Dini azınlıklar birçok sorunla karşı karşıya. Tarikatlar aktif ve yaygın. Alevilerin sorunları ise çözüm bekliyor
ABD Dışişleri Bakanlığının 2010 Dini Özgürlükler Raporu açıklandı. Raporun Türkiye bölümünde türbandan, zorunlu din dersine, azınlıklardan, Yahudi karşıtlığına kadar birçok konuya değinildi. Raporun,"Anayasa din özgürlüğünü koruyor, diğer yasa ve politikalar da dinin genelde serbestçe uygulanmasına katkı sağladı, ancak laik devletin bütünlüğü ve varlığıyla ilgili anayasal hükümler bu hakları kısıtlıyor" ifadesi kullanıldı.
DİNİ AZINLIKLARA BASKI ATMOSFERİ
Raporun başlıklarından birisi Türkiye’deki dini azınlıklar. Rapora göre; Dini azınlıklar ibadet özgürlüğünde, devlete kayıt yaptırmada ve dindaşlarını eğitmede zorluklarla karşılaşıyor. Müslüman olmayanlara karşı tehditler baskı atmosferi oluşturuyor. Bu atmosfer bazı Müslüman olmayan toplumların özgürlüğünü de azaltıyor. "Birçok Hristiyan, Bahai ve farklı görüşe sahip Müslümanların toplumsal şüphe ve güvensizlikle karşılaştığı ve toplumun bazı unsurlarının Yahudi karşıtı duyguları dile getirmeye devam ettiği" de raporda yer aldı. İslam'dan farklı bir dine geçmek isteyenlerin bazen akrabaları ve komşularının sosyal tacizi ve şiddetine maruz kaldığı da bilgiler arasında.
VİCDANİ RET
Raporda vicdani ret de yer aldı. "Devletin, askerlik hizmetini 'vicdani ret' gerekçesiyle yerine getirmemeyi kabul etmediğine" değinilen raporda, "dini nedenlerle askerlik hizmetine karşı çıkanların sivil mahkemelerde suçlamalarla karşılaştıkları ve hapis cezasına çarptırıldıkları" belirtildi. Tarikat ve cemaatlerin 1920'lerde yasaklanmalarına rağmen hala "aktif ve yaygın" olduğu görüşünün dile getirildiği raporda, dini azınlık mensuplarının "ibadet yerleri açma ve işletmede zorluklarla karşılaştıklarını" söyledikleri kaydedildi.
EKÜMENLİK HATIRLATILDI
"Yetkililerin, Rum Ortodoks kiliselerinin yönetimine önemli kısıtlamalar getirdiği"ne değinilen raporda, "devletin Fener Rum Patriği Bartholomeos'un 'ekümenik statüsünü' tanımadığı" hatırlatıldı. Raporda, Patrikhanenin Heybeliada'daki ruhban okulunun açılması için çabalarını sürdürdüğü ifade edildi. Raporda, Müslüman olmayan dini grupların mülk edinmeleri, vakıf ve dernek kurabilme koşuları, din adamı yetiştirmeleri, vergi ödemeleri gibi konulardaki sorunlarından da ayrıntılarıyla bahsedildi.
YAHUDİ KARŞITI MESAJLAR
Raporda, "bazı gazeteler ve televizyon programlarının Hristiyan ve Yahudi karşıtı mesajlara yer vermeye devam ettiği ve Yahudi karşıtı edebi ürünlerin kitapçılarda yaygın olduğu" ifade edildi. TRT'de yayınlanan "Ayrılık" dizisinden bahsedilen raporda, "dizinin İsrail askerlerini Filistin topraklarında çocukları öldürürken gösterdiği, İstanbul'daki metro istasyonlarında diziden bölümlerin tanıtıldığı, şikayetlerin ardından hükümetin saldırgan içeriği kaldırmak için dizinin yapımcılarıyla görüştüğü" belirtildi.
RUHBAN OKULUNU AÇIN
"Ankara'daki ABD Büyükelçiliği ile İstanbul ve Adana'daki konsoloslukların, Müslüman liderler ve diğer dini gruplarla yakın temas halinde olduğu" kaydedilen raporda, "Amerikan büyükelçisi ve diğer yetkililerin, Heybeliada ruhban okulunun açılmasına izin verilmesi ve Müslüman olmayan grupların kamulaştırılmış mallarının geri verilmesi için çağrılarda bulunmaya devam ettiği" ifade edildi.
Alevilerin sorunları çözüm bekliyor
Raporda Alevilerin sorunları da ayrıntılı bir şekilde yer aldı. Alevilerin taleplerinden birisi nüfus cüzdanındaki din hanesinin kaldırılmasıydı. Raporda, nüfus cüzdanlarındaki din hanesine kişilerin istedikleri dini yazdırabilmeleri veya boş bırakabilmeleri mümkün olduğu savunuldu. Müslüman olmayanların "ayrımcılık gerekçesiyle" genel anlamda nüfus cüzdanlarında din ile ilgili bölümün bulunmasından şikayetçi oldukları belirtildi. Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması teklifi de hatırlatıldı. Fakat hükümetin din hanesinin çıkarılmasıyla ilgili herhangi bir değişikliğe gitmediğine dikkat çekildi. Zorunlu din dersleri de raporun başlıkları arasında.Raporda nüfus cüzdanında dini "İslam" yazan bazı Protestan ve Süryani Ortodokslar ile Alevi öğrencilerin bu konuda sorun yaşadığı görüşüne yer verildi.
Türban yasağı raporda
Raporda, "ordu, yargı ve bürokrasinin diğer dallarının bazı üyelerinin laik devlete tehdit olarak gördükleri 'İslami köktendinciliğe' karşı kampanyalar yürütmeye devam ettiği, Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmayın köktendinciliği kamu güvenliğine tehdit olarak sınıflandırdığı" belirtildi. "Devlet memurları ve öğrencilere kamu binaları ve üniversitelerde başörtüsü yasağının devam ettiği, ama bazı üniversite ve devlet kurumlarının kadınların başörtü takmasına gayri resmi olarak izin verdiği" kaydedilen raporda, "başörtüsü takan kadınların, disiplin cezalarına çarptırıldıkları veya hemşire ve öğretmenlik gibi bazı kamu sektöründeki işlerini kaybettikleri" savunuldu. Raporda, "bazı dini grupların üyelerinin, inançlarından dolayı devlet kurumlarında kariyer yapmalarının fiilen engellendiğini söylediği" ifade edildi.
BirGün - 19 Kasım 2010