"Yol’u yıkmaya, bir değil bin İzzettin Doğan’ın gücü yetmez"
Ünsal ÖZTÜRK / Araştırmacı Yazar
“Allah gözlerine çekmiş bir perde
Yok dersin Allah’ı gökte ve yerde
Gösterelim gel de gör Hakk’ı nerde
Secde edersin Didar’a karşı” (Edip Harabi)
Cem (Cumhuriyetçi Eğitim) Vakfı Başkanı İzzettin Doğan Alevi örgütlerine, yöneticilerine, büyük Alevi mitingine katılanlara, Sivas’ta, Maraş’ta, Gazi’de ölen Alevilere saldırmaktadır. Bu saldırıları Zaman, Yeni Şafak, Vakit gibi dinci, gerici yayın organlarında yapmaktadır.
İzzettin Doğan kendisini bir Alevi yol önderi sanmaktadır. Özellikle genç Alevi kesimi ve doğruyu yanlıştan ayıran çok büyük Alevi halk kitlesi İzzettin Doğan’ın gerçek yüzünü görmektedir.
Hakk Erenlerinin büyük kitlesinin kafasını karıştırmaya çalışan, yoldan çıkarmaya çalışan bir kişi olduğu açığa çıkmıştır.
İZZETTİN DOĞAN’I HANGİ KAVRAMLA ANLATMAK GEREKİR
O bir münafıktır.
Münafık kavramı Hakk Erenlerinin Yol’unun kavramı değildir. İslami bir kavramdır. İzzettin Doğan’a düşkün denemez. İzzettin Doğan Düşkün bile değildir. Çünkü Düşkünlük Yol’da bir statüdür. Önemli bir kavramdır. Düşkünlükte, Yol kurallarını çiğneyerek suç işleyen Alevi tekrar Yol’a alınabilmek için çaba içerisine girmektedir. Arsızlık yapmamaktadır. Cezası biten ise tekrar Yol’a alınmaktadır. Bir daha Yol’a alınamayacak kişiler de vardır.
İzzettin Doğan bir Alevi değildir. O kendisini Alevi Müslüman olarak nitelemektedir.
İzzettin Doğan Allah’ın kulu olduğunu söylemektedir.
İzzettin Doğan Peygamber Muhammed’in ümmetinden olduğunu iddia etmektedir.
İzzettin Doğan başının Kuran’a bağlı olduğunu söylemektedir.
İzzettin Doğan kendisinin Alevi İslam olduğunu söylemektedir. Nitekim Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı’nı kurmuştur. İzzettin Doğan kendisinin en iyi Müslüman, en öz Müslüman olduğunu, bir mümin olduğunu, müminlerin de kardeş olduğunu söylemektedir. O halde İzzettin Doğan İslami kavramlar çerçevesinde değerlendirilmelidir.
İSLAM DİNİNİN GEREKLERİ VE İZZETTİN DOĞAN
Peki, bu hızlı Müslüman İzzettin Doğan İslam dininin gereklerini yerine getirmekte midir?İslam’ın şartı beştir: Kelime-i Şahadet Getirmek, Namaz Kılmak, Oruç Tutmak, Hacca Gitmek, Zekât Vermek.
İmanın şartı ise altıdır: Allah’a iman, Meleklere iman, Kitaplara iman, Nebi ve resullere iman, Ahiret gününe iman, Kaderin Hayır ve Şerrin Allah’tan olduğuna iman.
İmanın şartlarını yerine getirmek kolay. Dilde söyler geçersin, eylem gerekmiyor. Burada önemli olan İslam’ın şartlarıdır.
İzzettin Doğan İslam’ın şartlarını yerine getirmemektedir. Beş vakit namaz kılmak özveri ister. Günde beş vakit çoraplarını çıkartıp elini ayağını yıkayacaksın… Namaz kılmayan İzzettin Doğan münafık bir Müslüman’dır. “Namaz Kuran’da yoktur” gibi karşı çıkışlar boşunadır. Hz. Ali’nin vasiyeti ortada durmaktadır.
Yukarıdaki şartlardan en kolayı kelimei şahadet getirmek olsa gerektir. Ağızdan çıktığı için İzzettin Doğan sadece bunu yerine getirebilir.
Müslüman İzzettin Doğan ne namaz kılıyor, ne Hacca gidiyor, ne Ramazan orucu tutuyor, ne zekât veriyor, ne de din için cihada kalkıyor… O bir münafıktır.
“Biz cemde halka namazı kılarız” gibi boş sözler artık talipleri kandıramamaktadır. Müslümanlar da kanmıyorlar.
İzzettin Doğan’ın İslam dinine göre sünnet olan günde 165 kez “Lailahe illallah” deyip demediği de meçhuldür.
KURAN’A GÖRE MÜNAFIK KİMDİR?
Müslüman olduğunu dilde söyleyerek Müslüman gibi yaşamayana münafık deniliyor. İzzettin Doğan bu tarife uymaktadır. Oruç tutmayan, Hacca gitmeyen, Zekât vermeyen, Namaz kılmayan İzzettin Doğan Müslüman olduğunu söyleyerek, Müslüman gibi görünerek Müslümanları ve Allah’ı kandırmaktadır.
Münafığın Kuran’da tarifleri şöyledir:
“İnsanlardan, inanmadıkları halde, ‘Allah'a ve ahiret gününe inandık’ diyenler de vardır.” (Bakara 2/8)
“Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle ‘inandık’ diyen kimselerden ve Yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. ‘Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!’ derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.” El Maide, 5/41)
Demek ki kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söyleyene münafık deniyor. Hem kalbinde yok, hem İslam’ın şartını yerine getirmeyen İzzettin Doğan bir münafıktır.
Menfaati icabı kendisini Müslüman gösteren ve Allah’a, Resulüne ve müminlere düşmanlığını gizleyene de münafık denilmektedir.
“Münafıklar sana geldikleri vakit: ‘Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin’ derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.” (Münafikun 1)
“Yeminlerini kalkan yapıp (insanları) Allah'ın yolundan çevirdiler. Onların yaptıkları ne kötüdür!” (Münafikun 2)
“Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?” (Münafikun 4)
“Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış bir toplumu yola iletmez.” (Münafikun 6)
MÜSLÜMAN MÜNAFIK İZZETTİN DOĞAN
İzzettin Doğan Cem televizyonunda bazı sözde cemlere katılıyor. Ceme katılmak, cem yapmak, cemde saz çalmak, semah dönmek İslam’ın şartlarından değildir. Müslümanlığın beş şartını yukarıda saydık.
İzzettin Doğan cem erkânına da uymamaktadır. Talipler yerlerde otururlarken İzzettin Doğan sandalyede oturmaktadır. Tiyatro gösterisi olan sözde cemi yöneten dede, gösteriye katılan talipler bu duruma seslerini çıkarmamaktadırlar. Yerde oturma zahmetine katlanamayan Müslüman İzzettin Doğan camiye gidecek de, yere diz çöküp başını yere koyacak! Bu mümkün değildir.
HAKK ERENLERİNİN YOLU HAKK’A BAĞLIDIR
İki ana yolu vardır. Biri Havva ana yolu, diğeri Naciye ana yoludur.
Naciye ana yolu nur yoludur. Var ile gelen bir yoldur. Naciye ana yolunda Hakk kendisini insanda bulmuştur.
Hakk insan vücudu içerisindedir. Doğumla gelen bir yoldur.
Hakk yolundan gelenlerin dini yoktur. Mezhepleri de yoktur. Yol vardır. Yol Hakk’ın ışıklı yoludur.
Hakk Yol’unun Mürşitleri, Pirleri, Dedeleri, Rehberleri ve Talipleri vardır. Hakk Yol’unun değerleri İkrar, İman, Tac ve Kanun’dur. Yol önderlerinin başı Hakk’a bağlıdır.
Hakk Erenleri 73’e aittir.
Din ve mezhepler Havva ana yolunda vardır. 72 millet, bir o kadar da din ve mezhep Allah’a bağlıdır. Allah yolu hayır ve şerre dayanmaktadır. Din yolunun peygamberi, hacıları, hocaları vardır.
Bu iki yol hiçbir zaman birbirine karışmamıştır.
Talipler, katillerle arkadaş olan, katillerle cem yaparak suç işleyen; Hakk Erenleri Yol’unun değerli gençlerine, örgütlerine saldıran İzzettin Doğan’ı bir kenara atmalıdırlar.
Baş çürürse çaresi vardır. Talip çürürse Yol yoktur.
Hakk Erenlerinin bildiği Ulu Divan’dır. Ulu Divan kurulduğunda, hesap günü geldiğinde dar kurulacaktır.
Yanlıştan-yaramazdan hesap sorulacaktır!
İzzettin Doğan’ı bırakın gitsin, İslam dininin gereklerini yerine getirsin. Arada kalmasın.
Hakk Erenleri tarihinde İzzettin Doğan gibileri çoktur. Yol’u yıkmaya, bir değil bin İzzettin Doğan’ın gücü yetmez.
Dinlerin, mezheplerin insanların arasına giremeyeceğini, laik demokratik bir devlette insanların isimlerinin başına Alevi, Sünni gibi sıfatların gelmeyeceğini biliyoruz artık.
Hakk Erenleri gençliği ayağa kalkmıştır.
Yolcu Yol’unda gerek!
Ünsal Öztürk / Araştırmacı - Yazar
KAYNAK : Alevihaber.com - 20 Aralık 2008