Minareyi Unutmayanlar, Cemevi'ni Hatırlamıyor...

Minareyi Unutmayanlar, Cemevi'ni Hatırlamıyor...Fevzi GÜMÜŞ*   İsviçre’de yapılan ‘minare referandumu’ ve...

Minareyi Unutmayanlar, Cemevi'ni Hatırlamıyor...

Fevzi GÜMÜŞ* 
 
İsviçre’de yapılan ‘minare referandumu’ ve ortaya çıkan sonuç demokrasi ve inanç özgürlüğü bağlamında yoğun tartışmaları doğurdu.

Bu referandum ile minare çalınmış ancak kılıfı düşünülmemiştir. Ve şimdi ‘kocaman Avrupa demokrasisi’ minarenin gölgesinde kalmıştır.

Ancak gelin görün ki, Türkiye’de ‘minare gölgesi’nde insan hakları savunuculuğuna girenler, demokrasi havarisi kesilenler aslında minareyi “süngü” olarak kullananlardır. Türkiye’de devletin himayesinde yaratılan ‘Mahalle baskısı’ bu demokrat, insan hakları savunucularının(!) onay verdiği faşizan bir tutumdur. Türkiye’deki ‘Mahalle baskısı’ minarenin gölgesinde sürdürülmektedir.

Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a Deniz Baykal’dan Devlet Bahçeli’ye kadar ağız birliği etmişçesine “İsviçre’yi insan haklarına ve inanç özgürlüğüne saygıya” davet eden mesajlar!!!

Hal böyle olunca Diyanet İşleri Başkanlığı bu işin dışında kalır mı? Hemen fetvayı verdi. “Zinhar, caiz değildir, minaresiz cami olmaaazzz.”

Duyan da der ki; “Bunların ülkesinde demokrasi, insan hakları ve inanç özgürlüğü sınırsızdır.”

Sormazlar mı insana “Siz cem evinin temeline bile karşısınız, minare ile mi demokratlığınızı kanıtlayacaksınız.”

Başbakan “Doğuştan gelen haklar referanduma sunulamaz.” diyor. Haklıdır. Ama kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Alevi dergâhlarını dozerle yıkmayı planlamış, “Cem evi cümbüş evi.” hakaretinde bulunmuştur.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül açıklama yaptı. Diyor ki ‘ minare inanç özgürlüyle ilgilidir, inanç özgürlüğü temel insan hakkıdır. Temel insan haklarında referandum olmaz’’.  15 milyon Alevinin temel insan haklarını görmezlikten gelenlerin, Alevilerin inanç özgürlüğünü çiğneyenlerin Avrupa’ya söyleyecek sözleri olabilir mi???

Erdoğan, Baykal, Bahçeli İsviçre’deki minareye titizlikle sahip çıkarken sıra Alevilerin demokratik taleplerine gelince üç maymunları oynuyorlar. Çünkü hepsinin ortak özelliği “Türk, İslamcı” olmalarıdır. Tek farkları birisinin diğerine göre daha çok Türkçü veya duruma göre İslamcı olmasıdır.

Bunlara göre “Yurttaşın makbul olanı Türk ve İslam olanıdır.” Yine hepsinin ortak özelliği “Türk, İslam devleti”nin iktidar nimetlerini yaşamaktır.

Laik, Demokratik Cumhuriyet, kavramı siyasetin taktik labirentinde zaman zaman telaffuz edilse de “Makbul ve caiz olan dini bütün Türk yurttaşıdır.”

Aleviler Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve sonrasında yaşanan siyasal tablolarda önemli oranda belirleyici oldular.

Şimdi Aleviler Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik cumhuriyet olması yolunda içtenlikle mücadele yürütüyorlar.

Alevilerin demokratik taleplerine gelince üç maymunları oynayanlara Alevilerin bir çift sözü olabilir: Alevilerin Laik ve Demokratik Türkiye yürüyüşü başlıyor…

*Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı

BirGün - 6 Aralık 2009

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku