“Madem ki bu kerre mağlubuz / netsek, neylesek zaid / Gayrı uzatman sözü / Mademki fetva bize aid verin ki basak bağrına mührümüzü...” Nâzım Hikmet, Şeyh Bedreddin’in ölüme gidişini böyle anlatmıştı o ünlü şiirinde.
1924 mübadelesiyle Türkiye’ye getirilen kemikleri 60 darbesinden sonra Topkapı Sarayı’nda bulunan Şeyh Bedreddin, ihtilâlin lideri tarafından Cağaloğlu’ndaki II. Mahmut Türbesi’ne defnettirildi. İlkem Eğitim ve Kültür Vakfı, Şeyh Bedreddin’in Cağaloğlu’nda bulunan mezarının Nevşehir’in Hacı Bektaş veya İzmir’in Karaburun ilçesine taşınması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurdu.
“Hacı Bektaş’a yakışır”
Vakıf adına konuşan CHP Kahramanmaraş milletvekili Durdu Özbolat, Antalya’da kuracakları İlkem Üniversitesi’nin Anadolu hümanizminin temsilcileri olan Hallac-ı Mansur, Hacı Bektaş Veli, Şeyh Bedreddin, Pir Sultan Abdal gibi isimler için enstitüler oluşturacağını belirterek, şöyle konuştu: “Bu isimler gerektiği gibi tanınmıyor. Anadolu kültürünün en önemli tarafını teşkil eden bu insanlara sahip çıkmak bizim görevimiz. Kurulacak enstitülerde eserlerinin yeniden basılmasını, genç kuşakların konuyla ilgilenmesini sağlayacağız. Bu isimler tanındıkça Anadolu’daki dayanışma ve kardeşlik duygusu güçlenecektir. Bedreddin’e Hacı Bektaş Veli’ye yakın olmak yakışır. Hacı Bektaş olmazsa, Karaburun da olur.”
Mübadeleyle geldi
ŞEYH Bedrettin, Edirne civarındaki Simavna’da 1365’de doğdu. Simavna Kadısı’nın oğlu Şeyh Bedrettin’in görüşleri, Osmanlı tahtı için tehlikeli görüldü. Taht kavgalarının sürdüğü Fetret Devri’nde, Balkan Savaşları’ndan sonra Bulgaristan sınırlarındaki Deliorman’a kaçtı. Burada, Osmanlı ordusuna esir düştü. 1420’de Serez Çarşısı’nda idam edildi. Cumhuriyet kurulduktan sonra, 1924 Mübadelesi sırasında, Serez’deki mezar açıldı ve kemikleri İstanbul’a getirildi. Topkapı Sarayı’nda muhafaza edilen kemikler, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından, dönemin askeri yönetimi tarafından 29 Kasım 1961’de II. Mahmut’un Divanyolu’ndaki türbesinin haziresine defnedildi.
Hürriyet / Sefa KAPLAN - 27 Aralık 2009