Sosyal medyada dolaşan “Yalan yok, bu ülkeden utanıyorum” başlıklı yazının geçtiğimiz günlerde kendisine ait olmadığını açıklayan Akpınar, Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’a konuştu.
Akpınar, kendisinin değil ülkeyi bu hale getirenlerin utanması gerektiğini söyleyerek, “İnsan hakları anlamında uluslararası sıralamada yetmişinciyiz. Bu sevinilecek, yüz akı olacak bir şey değil. Utanılacak bir şey.
Adalet ve hukuk sistemine baktığımızda çok sağlıklı gitmeyen bir sistemle karşı karşıyayız. Laik – anti laik savaşı, Türk – Kürt savaşı belki yarın karşımıza çıkacak başka bölünme projeleri oldukça önümüz çok açık değil. Önümüz bu kadar açık değilken yapılması gereken işlemekte olan parlamenter sistemin onarılması, düzeltilmesi iken Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlıkta – ne olacağı çok belli olmayan bir başkanlıkta – ısrar etmesi, buna karşın HDP’nin de özerlik gibi yönetim şekillerinde ısrar etmesi bizi zorlayacak gibi duruyor. Bence doğru yol parlamenter sistemi ihya etmektir” dedi.
GÜL VE DÜNDAR BİRER KAHRAMANDIR
MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün birer ‘kahraman‘ olduğunu söyleyen Akpınar, “Sanat nasıl özgür olmak zorundaysa basın da mutlaka özgür olmalıdır. Basınla uğraşılmaz, silahı kalem, düşünce olan insanla uğraşılmaz. Yaprağın üzerine yazar yine gönderir. Onlar birer kahramandır. Sürekli içeride kalmayacaklar elbet. Herkesin bildiği ama kimsenin uygulamadığı bir durum var. Tutuklama işlemi hukukta belli nedenle yapılır. Savcı iddianamesini hazırlar ancak Türk milleti adına hakim karar verir, savcı karar vermez. Artık polis bile karar veriyor, alıyor, götürüp tutukluyor” ifadelerini kullandı.
Usta oyuncu, Noel Baba olsaydı dağatacağı hediyeleri de şöyle sıraladı:
Doğuda öldürülen çocuklara: İlle beni konuşturacaksın, şimdi buraya Noel Baba gelse ancak naylon ceset torbası dağıtır… Ben, akıl, bilgi, pozitif bilim çıkartırdım çocuklar için.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kaanatkâr olmayı, öfke kontrolü yapabilmeyi ve şeffaflık hediye ederdim.
Kılıçdaroğlu’na: CHP’nin ‘bagaj’ıyla barışmasını ve onu güncellemesini isterdim. Ayrıca bir ricam seçmenini paylamamasını, ‘lütfen’ diye istemesini önerirdim.
‘ÖZYÖNETİM TARTIŞILABİLMELİ’
Akpınar, DTK ve HDP’nin gündeme getirdiği ‘özyönetim‘ taleplerinin de tartışılabileceğini belirterek, “Özyönetim yanlış bir şey mi? Değil. Bu ülkede başkanlık sistemi önerilip tartışılabiliyorsa özerklik sistemi de önerilebilmeli ve tartışılabilmeli parlamentoda. Tartışıldıktan sonra karara bağlanmalı. HDP’nin yanlışı da, baştan ilan etmesi oldu. ‘Ben böyle yapıyorum, istersen gel istersen gelme, gelmezsen orada kavga çıkarırım’ tarzında konuştu. Böyle olmaz. Bu tavır yanlış.”