Köyde yaşayanlar içinde sorunlu kişiler hemen dışlanmıyor onlar da hayatın içine katılıyor ve kötü yanlarının törpülenmesine fırsat veriliyor.
Sahip olduğumuz mülkiyet kadar parçalayıp bölüştüğümüz bu gezegeni ortak yaşadığımız bir alan olmaktan çıkarıp kendimizi yalnızlığa mahkûm ettik. Yine de birlikte üretip insanî bir yaşam icin direneneler de yok değil. Mersin’in Toroslar ilçesinin tek Alevi köyü olan Kızılkaya’daki Yeni Dünya Derneği de “ortak yaşam” kurma yolunda 17 yıllık bir deneyimin sahibi.
Hüseyin Kara ve Candan Kara çifti ‘ortak yaşam’ ya da ‘kollektif hayat’ hayallerini hayata geçirebilmek için Mersin Toroslar ilçesinin tek tahtacı Alevi köyü olan Kızılkaya’daki topraklarını 17 yıldır kendileri dışındaki insanlara açmış.
Dileyen buraya gelip belirlenen ilkeler uyarınca ortak yaşama katılıyor. Arazi topraklarında birlikte üreterek, çalışarak, çeşitli sanatsal kültürel etkinliklerde yer alarak üstelik hiç para kullanmaksızın birlikte iş görüp paylaşmanın mutluluğunu yaşayabiliyorlar.
“Birlikte Üretebileceğimiz Bir Alan”
Bu 17 yıllık ortak yaşam deneyimini, yaşanan zorlukları ve sorunları Hüseyin Kara ve Candan Kara ile konuştuk. Hüseyin Kara yola nasıl çıktıklarını ve sonrasını şöyle anlatıyor: “Bizim kültürümüzde zaten imece dayanışması vardı. İnsanların birlikte üretip yaşayabilecekleri bir yer olsun istedik. Ve topraklarımızı bizim imkânlarımıza sahip olmayan insanlara açtık. Onları davet ettik. Daha sonra sol cenahtan insanlar geldikçe buna komünal yaşam denildi.”
Çocukluğu Karadeniz’de benzer bir coğrafyada geçen Candan Kara da, önce kendileri için nefes alabilecek bir yuva olarak tasarlamışlar yerlerini. “Daha sonra da başka insanlar içinde bir yaşam alanı olsun istedik ve kapımızı da herkese açtık. Bizim gibi bir hayat isteyen insanların buna fırsatları olmaya bilir. Biz de bu imkânı onlara vermek istedik. Onlar da gelsinler. Kendi evleri gibi görsünler bir nefes alsınlar ve özgürlüğü hissetsinler istedik” diyor ve şunu da ekliyor: “Burası para ile değil emekle yaşanan bir yer.”
Manifesto İle Yola Çıktılar
17 yılda 35 bin insanın ortak yaşama bir ucundan katıldığını ifade eden Hüseyin Kara, farklı önerilerle gelen her kişiye bunu hayata geçirme şansı tanıdıklarını söylüyor. Önceleri bir manifesto ile yola çıktıklarını belirten Hüseyin Kara, “Bu aşamaya geçmeden önce de 15 kişilik bir ekip ile 9 maddelik bir manifesto hazırladık. Dedik ki bunu uygularsak dünyadaki en güzel yeri oluşturmuş olacağız. 6 ay sonra baktık ki sadece bir tanesini uyguluyoruz. Aslında burada kendimizi kandırdığımızı fark ettik. Sonra da bir tane kural koyduk. Dedik ki, ‘Anlaşamadığımız insanlarda 1 tane iyi yönü varsa onunla bağ kuralım.’ Diğer kötü yönleriyle bağ kurduğumuz zaman hem yaşamda o sıkışıyor hem de bizim moralimiz bozuluyor. Bir tane iyi yönü varsa bir şey güzeldir” diyerek nasıl birlikte yaşama deneyimini oturttuklarını anlatıyor.
Kollektif hayat topraklarında neler yaptıklarına gelince Candan ve Hüseyin Kara heyecanla biraz da gururla anlatıyorlar. Hüseyin Kara, “Ekonomik döngüler var tabi. Meyve sebze yetiştirilmesinde herkesin bir katkısı olsun istiyoruz. Tarlada, bağda bahçede çalışmayı bilmeyenler bile bir zaman sonra çalıştığımızı görünce gelip bizimle birlikte toprağı öğreniyorlar. Elde ettiğimiz ürünlerle konserve falan yapıyoruz. Son dönemde tavuk yeri kurduk yumurta yiyelim, dedik. Ancak tavuklarımızı kesmiyoruz. Canlı kesmek öldürmek yok burada. Buradan vegan dostlara selam gönderiyoruz. Ayrıca seramik atölyemiz var. Ahşap işleri yapıyoruz. Mantar konservesi, kantaron ve zeytinyağı yapıp satıyoruz” diyor.