1 Mayıs: Türk ceberrut devlet geleneğinin en mümtaz örneklerinden biri, maalesef AKP iktidarının kanatları altında Taksim’de sergilendi.
3 Mayıs: Başbakan Erdoğan, cilalı bir törenle kurdele kesmek için Tuzla tersanelerine gitti. Taşeron işçileri örgütleyen Limter-İş’ten sendikacılar, bunu fırsat bilerek sorunlarını Başbakan’a anlatmak istediler; ancak ellerindeki “Ölmek istemiyoruz” pankartlarını bile açamadan, polisler tarafından yaka paça gözaltına alındılar.
9 Mayıs: Selah Tersanesi’nde yeni inşa edilen kuru yük gemisinde iş erken bitsin diye boya ve kaynak çalışmaları aynı anda yapılınca, boyadan çıkan gaz, yakıt tankını doldurdu ve oksijen kaynağından çıkan bir kıvılcımla büyük bir patlama oldu. Patlamada geminin çelik levhası 100 metre havaya fırlarken, 23 yaşındaki işçi İzzet Güder parçalanarak öldü; biri mühendis 5 çalışan yaralandı. Tersane yöneticilerinin, patlamadan hemen sonra kanlı yerlerin üzerini çimentoyla kapattıkları öne sürüldü.
Başbakan’ın korumaları
11 Mayıs: Başbakan Erdoğan’ın Antalya’yı ziyareti sırasında “65 yaşında emeklilik getirdiniz. Bizi 3 kuruşa mahkûm ettiniz” diye bağıran Antalyalı Ertuğrul Sağlam, Başbakan’ın resmi korumalarının 06 VAC 07 plakalı aracına bindirilerek susturuldu. Başına çuval geçirilerek uzun süre dövüldükten sonra tenha bir yerde bırakılan Sağlam’a 1 hafta “iş göremez” raporu verildi.
16 Mayıs: TBMM Tuzla Araştırma Komisyonu, tersanelerde incelemelerde ve denetimlerde bulundu.
17 Mayıs sabah 11.40: Tuzla’da cinayetler, Meclis denetimi tanımadı. Yine Selah Tersanesi’nde 26 yaşındaki işçi Deniz Kaşıkeman, kaynak yaparken 2 tonluk sac kütlesinin üzerine düşmesi sonucu ezilerek can verdi.
17 Mayıs gece 23.30: Desan Tersanesi’nde kaynakçı olarak çalışan 31 yaşındaki Murat Çalışkan, gece saat 23.30’da gemi güvertesindeki işine ara verip yemeğe giderken, karanlıkta güverteden malzeme ambarına açılan boşluğu göremediği için 20 metreden düşerek hayatını kaybetti. Çalışkan’ın ölümü kaza değil cinayet. Çünkü gece çalışma yasağına uyulmadığı gibi, gece çalışmasına rağmen güvertede aydınlatma yapılmadı. Dahası, güvertede açılan deliğin etrafına koruyucu bariyer de konulmamıştı.
Bakan: Ölümler sürecek
18 Mayıs: Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Tuzla’da devletin iflas ettiğini nihayet itiraf etmek zorunda kaldı: “20 tersane olması gereken yerde 50 tersane olursa, bu karmaşa içinde böyle üzücü olaylar cereyan etmeye devam edecek. Tuzla konusu, artık kangren olmaya başladı. Ben, bakanlığımın üzerine düşen ne varsa yaptım; ancak iş yoğunluğu ve fiziki mekânın yetersizliği konusu beni aşar. Öyle tahmin ediyorum ki diğer bakan arkadaşlarım da kendi üzerlerine düşen konularda ilgili adımları bir an önce atacaklardır.”
Ayıp oluyor beyler!
Tersanelerdeki kıyım, çözüm üretmesi gereken siyasetçilerin gözleri önünde sürüyor. Limter-İş’in verilerine göre Tuzla tersanelerinde 1985’ten bu yana 95 işçi hayatını kaybetti. Bunlardan 52’si, AKP’nin 5.5 yıllık iktidarı döneminde meydana geldi. Bu 52 işçiden 23’ü, Faruk Çelik’in 9 aylık bakanlık döneminde ölüm tersanelerinde can verdi.
Sorunlarını anlatmaya çalışanları gözaltına alabilen, buna karşılık Tuzla’daki katliamın sorumlularının sırtını sıvazlayan AKP hükümetinin gerekli önlemleri alması için Tuzla’nın daha kaç işçiye mezar olması lazım?
Suya indirilen gemilerde, ölen işçilerimizin kanı bulunduğu sürece kimse, Türkiye’nin gemicilikte dünya dördüncülüğüne yükseldiğiyle övünmeye kalkmasın. Ayıp oluyor beyler!
Meral Tamer
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy42780 = 'mtamer' + '@';
addy42780 = addy42780 + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text42780 = 'mtamer' + '@' + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
42780 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
MİLLİYET - 20 Mayıs 2008