Mehmet TÜM : Laiklik, Özgürlük, Türban

Mehmet TÜM : Laiklik, Özgürlük, TürbanTürban birçok sorunu örtmenin aracı iken, AKP nin gerçek yüzünü...

Mehmet TÜM : Laiklik, Özgürlük, Türban

Türban birçok sorunu örtmenin aracı iken, AKP nin gerçek yüzünü ortaya çıkarma açısından ‘ önemli ’ bir rol oynadı.Türban her şeyden önce ülkemizin içinde bulunduğu yoksulluğu, açlığı ve sefaleti gizlemenin bir aracı olarak gündemde tutulmaktadır.

AKP ve MHP nin girişimi sonucu türbanın serbest olmasıyla ilgili anayasa değişikliğinin toplumsal uzlaşmaya dayanmadığı açıktır.

Toplumsal uzlaşmayı yalnızca parlamentodaki yeterli oy sayısı olarak yorumlamak büyük hatadır. Toplumun özgürce tartışmadığı, konuşmadığı ortamda toplumsal uzlaşmanın yaratılması mümkün değildir. Bunun da ötesinde başörtü sorununu özgürlüklere dayanarak gündeme getiren hükümet 301 nci madde gibi tüm Özgürlüklerin temeli sayılan ifade özgürlüğünün önündeki engeli kaldırmayı ağzına bile almamaktadır.

Bugün gözlemlenen gerilim türban sorunun tek başına ele alınamayacağını ve çözülemeyeceğini bir kez daha kanıtlamaktadır. İnanç özgürlüğünü içtenlikle temel alan bir yaklaşımın zorunlu din derslerine karşı çıkması, alevi yurttaşların taleplerine, gayri Müslim yurttaşların sorunlarına ve Kürt sorununa kadar özgürlükçü bir yaklaşım getirmesi gerekir.

Dolayısıyla hükümetin bu girişimi güvensizliği ve çatışmayı körükleyen bir yaklaşımdır.    

Toplumun önemli bir kesimi AKP politikalarının Türkiye yi laiklikle bağdaşmayan bir düzene götüreceği kaygısını taşımaktadır. Bu kuşkuyu Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayıp giderek devletin tüm kurumlarında yaptıkları kadrolaşmayla yaratmışlardır.

AKP ve MHP nin girişimi şimdiden toplumda bir gerilim ve kutuplaşmayı doğurmuştur. Bu girişim sorunu çözmenin ötesinde toplumu yeni kamplara bölmüştür. Cumhuriyetin kazanımlarını geriye götürecek Türkiye yi çağdaş dünyadan uzaklaştıracak bir girişimdir.

Türban sorunu masum bir özgürlük sorunun ötesinde dinsel bir simge ve yaşam biçimi olarak gündemde tutulmaktadır.

Sonuç olarak 1950 lerden bu yana Türkiye sağ ve Amerikancı hükümetlerin yönetiminde Cumhuriyetin kazanımlarını ve aydınlığın temel taşı olan köy enstitülerini kaldırarak ülkemizi baştanbaşa imam hatip okulları ve kuran kursları ile donattılar.

Dine dayalı bir eğitimin getirdiği sonuçlar buradadır. Halen Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi sekiz Bakanlığın bütçesinden daha fazladır.

Bir ülke Diyanete; bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa doktordan, öğretmenden, kimyagerden, mühendisten fazla imam yetiştiriyorsa hastane, okul değil cami yaptırıyorsa kütüphaneden çok kuran kursu açıyorsa gelinen sonucu doğal karşılamak gerekir. Ve bu tehlikenin artarak devam edeceğinin işaretidir.

Dini eğitim veren din işlerine bu kadar bütçenin ayrıldığı dine dayalı bu kadar okul ve kurum varken Türkiye nin ne kadar laik olduğunu hep birlikte düşünmemiz gerekir.

Türban masum bir özgürlük talebinin ötesinde amaçlarına ulaşmak için dini bir simge olarak kullanılmaktadır.
                                             
MEHMET TÜM
SODEV Genel Sekreteri

ALEVİ HABER AJANSI - 26 Şubat 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku