Cüneyt Özdemir Maraş Katliamı’nı başlatan filmi kaleme aldı
Kof bir propaganda filmi. Başrolünde ise beklemeyeceğiniz iki isim var: Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan!
'Filmi 70’lerde çeken ekip bir grup idealist ülkücü! Filmde o dönemin komplo teorileri, ‘çamur at izi kalsın’ reçeteleri kör kör parmağım gözüne hayata geçirilmiş. Neler yok ki içinde? Mesela bir sahnesinde oyunculardan bir tanesi komünistleri kötülemek için “Yüz lira normal evlilikten çocuklara veriyoruz, evlilik dışı çocuğu olanlara ise 600 lira veriyoruz fakat bir türlü yıkamadık şu çağdışı evlilik müessesesini” diyor.'
Gazeteci Cüneyt Özdemir Radikal gazetesindeki köşesinde, 111 kişinin hayatını kaybettiği Maraş Katliamı'nı başlatan bu filmi kaleme aldı..
***
Allahsızlığı yayma kürsüsü
Bizi gülme krizine sokan uyduruk bir film vaktiyle insanları galeyana getiren bir provokasyon ıslığıymış.
Böyle bir başlık kuşkusuz bir tokat gibi sarsıyor insanı. Elbette böyle bir kürsü yok. Olmasının imkânı da yok. Oysa yıllar önce vizyona giren bir filme bakarsanız vardı. Hem de komünizmin anavatanı Rusya’da vardı! Pazar günü K.Maraş olaylarının anılması sırasında yeni gerginlikten haberiniz vardır. Ama 1978 yılında Maraş katliamını başlatan bir filmin internette eğlence amacıyla seyredildiğinden bazılarınızın haberi olmayabilir. Benim de yeni oldu. Merak ettim baktım. İlk önce gülümsedim sonrasında ise 1978 yılında Maraş’ta gösterildiği sinemada kimin tarafından atıldığı bilinmeyen bombanın patlama sesini hatırlayıp irkildim. Dile kolay sonrasında başlayan olaylarda 111 kişi ölmüştü. İnternetteki paylaşılan video ‘Güneş Ne Zaman Doğacak’ adlı filmden alınmış.
Kof bir propaganda filmi
Başrolünde ise beklemeyeceğiniz iki isim var: Cüneyt Arkın ve Oya Aydoğan. Filmin henüz orijinaline ulaşamadım, hakkında pek bilgi de yok. Bir ‘blog’da Cüneyt Arkın’ın bu filmde oynamak istemediği daha sonra ‘ikna edildiği’ söyleniyor. Bu film iddia ediyorum en az ‘Dünyayı Kurtaran Adam’ kadar kült film kategorisine girebilecek tuhaflıklarla dolu.
Filmi 70’lerde çeken ekip bir grup idealist ülkücü! Filmde o dönemin komplo teorileri, ‘çamur at izi kalsın’ reçeteleri kör kör parmağım gözüne hayata geçirilmiş. Neler yok ki içinde? Mesela bir sahnesinde oyunculardan bir tanesi komünistleri kötülemek için “Yüz lira normal evlilikten çocuklara veriyoruz, evlilik dışı çocuğu olanlara ise 600 lira veriyoruz fakat bir türlü yıkamadık şu çağdışı evlilik müessesesini” diyor. Filmin internetteki meraklılarından anladığımız kadarıyla dönemin seks filmlerinde rol alan Aydemir Akbaş bile bir ‘sistem eleştirisi’ yapmak uğruna filmde görülmüş.
Dünün trajedisi bugünün komedisi deyip bu filmle eğlenenleri eleştirebilir, politik doğruculuk adına ‘cık cık cık’layarak kaşlarımızı çatabiliriz.
Araştırma tam da bu filmle başlasın
Oysa film bir dönemin simgesi gibi de okunabilir. Bu günlerde yayımlanan Maraş katliamı yazı dizilerinde komşusunu öldüren insanların dehşet veren hikâyelerini okuyoruz. Şimdilerde bizleri gülme krizine sokan bu uyduruk film belli ki bir zamanlar insanları galeyana getiren bir provokasyon ıslığına dönüşmüş. Maraş’ta kimlerin öldüğünü biliyoruz ama bu filmin ve olayların arkasındaki gizli eli hâlâ bilmiyoruz. Bazıları “Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun” diyorlar ya elbette kurulsun ve araştırmaya tam da bu filmle başlasın..
****
Çiçek Sineması Olayı:
Ülkücü Gençlik Derneği tarafından getirilen "Güneş Ne zaman Doğacak" adlı film 16 Aralık 1978'de Çiçek Sineması'nda gösterime sokulur. 19 Aralık Günü 20.00 seansının sonuna doğru tesiri az bir patlayıcının patlamasıyla bir tahrik başlar. Salonda film sırasında sık sık "Müslüman Türkiye" "Milliyetçi Türkiye" “Koministler Moskova'ya”, "Başbuğ Türkeş" gibi sloganlar atılır. Filmi izleyenler arasında bulunan bir grup Ülkü Ocağı mensubu, "Bunu solcular attı" yollu söylemleriyle diğer izleyicileri de tahrik etmek suretiyle PTT ve CHP binalarına slaganlar atarak yönelmiş ve saldırılarda bulunmuşlardır.
Polisin olaya el koyarak, olayın ülkücüler tarafından gerçekleştirildiğini ispatlaması sonucu bazı kişiler gözaltına alınır. Patlamanın arkasındaki kişinin Ökkeş Kenger olduğu anlaşılır.
20 Aralık'ta akşam saatlerinde "Alevi ve Solcuların çoğunlukla gittiği Yeni Mahalle'de bulunan Akın Kıraathanesi'ne patlayıcı madde atılır ve iki kişi yaralanır. Sonraki akşam bir başka patlamada sağ görüşlü Güngör Gençay adlı birisinin evine atılır. Aynı akşam (21 Aralık 1978) Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu okuldan evlerine giderken silahlı saldırıya uğrarlar. Solcu olarak bilinen öğretmenlerden Hacı Çolak olay yerinde yaşamını yitirirken Mustafa Yüzbaşıoğlu'da hastaneye götürülmesine rağmen kurtarılamaz.
Sünni halk kışkırtıldı
"Solcu" öğretmenlerin cenazeleri önce Maraş Lisesi önünde, ardından da beşbin kişinin katıldığı kortej halinde Ulu Cami'ye doğru yola çıkar. Bu arada faşist ve sağcı gruplar cenaze törenine saldırmak için geceden çevre il, ilçe ve köylerden adam getirmek için "Koministler, Aleviler Cuma namazında camileri bombalayacaklar, Müslüman kardeşlerimizi katledecekler. Bunun hazırlığını yapıyorlar. Müslüman kardeşlerimizi katliamdan korumak için toplanalım ” yollu çağrı propagandalarda bulunurlar. Öte yandan Maraş Müftüsü de resmi araçlarla kenti dolaşarak Sünni halkı kışkırtmıştır.
Devlet Hastanesi Başhekimi'nin, Cumhuriyet Savcısı'nın zorlamasına rağmen cenazeleri Cuma namazının bitimine denk getirmesi, işlemleri geciktirmesi başka bir soru işaretidir.
Saldırılar cenazeleri sahipsiz bıraktı
Cenaze kortejinin camiye doğru giderken polis ve askerler pankartlara kadar her şeyi toplarlar. Cenazeler camiye yaklaştığında toplanan saldırganlar "Komünistler Moskova'ya, Katil İktidar" sloganlarıyla saldırıya geçerler. Üzerlerinde bulunan taş, sopa, kiremit parçaları ve patlayıcı maddelerle korteje saldırmalarının ardından polisin grupların arasından çekilmesi ve jandarmanın yetersiz olmasıyla cenaze korteji dağılır ve cenazeler sahipsiz kalır. Cenazeler askerler tarafından Devlet Hastanesi morguna kaldırılır.
Askerler çatışmaları denetim altına aldı
Gruplar halinde kent içine yayılarak Aleviler’in yoğun olarak bulunduğu mahallelere saldıran faşistler önlerine çıkanları dövmeye, ev ve işyerlerini tahrip etmeye başlamışlardır. DİSK, TÖB-DER, Pol-DER, CHP, TİKP, Tekstil Sendikası ve Sağlık Müdürlüğü binaları yıkılıp yakılır, av tüfeği satan dükkanları talan ederek silahları alırlar. Sokak aralarındaki çatışmalarda üç saldırgan hayatını kaybeder. Geç saatlere kadar süren çatışmalar, askerler tarafından denetim altına alınır. Bu arada 100'e yakın işyeri tahrip edilmiştir, yıkılmıştır.
Ensonhaber - 22 Aralık 2010