Biri Alman Uyruklu Üç Kişinin Vahşice Öldürüldüğü Misyoner Katliamıyla İlgili Davanın Dosyasından Çıkan Yeni Bilgiler, Katliamın Hrant Dink Cinayetiyle Büyük Benzerlikler Taşıdığını Ortaya Koydu.
Sanıklardan Abuzer Yıldırım ifadesinde şu cümleler çok çarpıcı : "Emre, Alevilik, misyonerlik ve Hıristiyanlık gibi bilgileri toplayarak devlete rapor yazan bir şahıstan bahsetti ve adını da sonra Ruhi olarak söyledi. Emre Günaydın, polis ifadesinde, Ülkü Ocakları’nın kayıtlı üyesi olduğunu söyledi. Dink cinayeti sanıkları BBP’nin gençlik örgütü Alperen Ocakları üyesiydi.
Malatya Katliamının Dink Cinayetinden Farkı Yok
Biri Alman Uyruklu Üç Kişinin Vahşice Öldürüldüğü Misyoner Katliamıyla İlgili Davanın Dosyasından Çıkan Yeni Bilgiler, Katliamın Hrant Dink Cinayetiyle Büyük Benzerlikler Taşıdığını Ortaya Koydu.
Malatya’da biri Alman uyruklu üç kişinin vahşice öldürüldüğü misyoner katliamıyla ilgili davanın dosyasından çıkan yeni bilgiler, katliamın planlama ve uygulama sürecinde yaşananların Hrant Dink cinayetiyle büyük benzerlikler taşıdığını ortaya koydu.
MALATYA’daki misyoner cinayetinin bir numaralı sanığı Emre Günaydın’ın ilk sorgusunu yapan yargıca, arkasındaki Atatürk portresini gösterip misyonerleri kastederek, "Türkiye’yi bunlara teslim edemezdik" dediği ortaya çıktı. Bu ifade, Hrant Dink cinayeti sürecinde eski Trabzon TEM Şube Müdürü’nün söylediği öne sürülen, ’Bayrak yere düştü, onu Erhan ve Yasin kaldıracak’ sözü ve katil zanlısı O.S.’nin, ’Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terkedilemez’ yazılı bayrak önündeki pozlarını hatırlattı.
Günaydın’ın bir başka partinin gençlik örgütüne üye olması, O.S. gibi yakın dövüş dersi alması, ’abi’ dediği bir parti meclisi üyesi ile cinayet öncesi telefonlaşmaları, bir başka abi ile ’bekár evi’ sohbetleri, cinayet öncesi şehir dışında silah talimi gibi iki olay arasında pek çok benzerlik var.
MHP Malatya İl Genel Meclisi Üyesi Ruhi Polat’ın ismi Emre ve diğer sanıkların ifadelerinde, Hıristiyanlık ve misyonerlik konularında araştırmalar yapıp devlete rapor eden kişi olarak geçti. BBP Trabzon İl Başkanı Yaşar Cihan, Dink cinayetinin sanıkları arasında bulunuyor.
TCDD’de işçi olan Polat, katliamın bir numaralı ismi Emre Günaydın’ın babasına ait salonda yakın dövüş eğitimi aldı. Eşi izci lideri, kendisi de Milli Eğitim’in izci lideri kursuna gitti.
Sanık Abuzer Yıldırım’ın ifadesi: "Emre, Alevilik, misyonerlik ve Hıristiyanlık gibi bilgileri toplayarak devlete rapor yazan bir şahıstan bahsetti ve adını da sonra Ruhi olarak söyledi.
Emre Günaydın, polis ifadesinde, Ülkü Ocakları’nın kayıtlı üyesi olduğunu söyledi. Dink cinayeti sanıkları BBP’nin gençlik örgütü Alperen Ocakları üyesiydi.
Günaydın’ın katliamı birlikte işlediği dört sanık üzerindeki tesiri, Dink cinayetinin azmettirici sanığı Yasin Hayal’e kişilik olarak benzerliğini ortaya koydu. Kavgacı denilerek yurttan atılan Günaydın, cinayetten önce çekingenlik gösteren arkadaşlarını, "Hepinizi biliyorlar" diye tehdit etmiş.
Katliamdan bir gün önce beş cevşen aldıklarını söyleyen Yıldırım, "Sonra bidon almak için etrafı araştırdık. Amacımız ertesi gün işten çıkarken yayınevini yakmakta kullanacağımız benzini koymak için bir bidon bulmaktı." dedi. Cinayetten sonra O.S.’nin cebinden bayrak çıkmıştı.
"Emre adamların (öldürülenlerin) üçünün cebinden cüzdanlarını aldı. Bunu varsa paralarını almak için yaptığını söyledi" (Cuma Özdemir’in ifadesinden)
"Abuzer, şahıslar üzerinde arama yaptı, bir ara Uğur’a (öldürüldü) bankamatikin şifresini sordu, (Emre Günaydın)
"Emre, kim olursa olsun, kaç kişi olurlarsa olsunlar, içerdekileri veya biz içeri girdikten sonra gelecek olanları öldürmeyi planlıyordu" (Hamit Çeker)
Aral: Beni Jitemci bilirler
Varol Bülent Aral, katliamdan iki ay kadar önce Adıyaman’da kalaşnikof silahla yakalandı. Aral’ın silahla yakalandığı gün üzerinde çıkan ezilmiş bir flash-diskten ise Hizbullah Marşı ve bazı şifreli telefon işlemleriyle Vakit gazetesinin kupürleri çıktı. Aral aynı ifadesinde, "Adıyaman TEM şube beni Jitemci, Hizbullahçı olarak niteliyor...Toplumda gördüğüm bazı yanlışlığı düzeltmek için de gerekli olayları bildiririm" dedi.
Silah talimi dönüşü polise yakalandık
Sanıkların katliamdan bir gün önce silahla talim yaptıkları ortaya çıktı.
Sanık Abuzer Yıldırım: "Emre silahları denememizi teklif etti. Issız bir yerde havaya ateş ederek silahları denedik. Üçümüz toplam 30 atış yapmışızdır. Şehre dönerken polis aracımızı durdurdu. Hakkımızda silahla ateş etmek suçundan şikáyet olduğunu söyledi. Silahı buldu, polis merkezine davet edildik. Emre hakkında işlem yapıldı, 58 YTL para cezası kesildi"
Devlet desteği sağlama vaadi
Emre Günaydın’ın, ’Her şeyi biliyor, kendisine çok güveniyorum’ dediği, "Adıyamanlı Mehmet, sakallı gazeteci’ Varol Bülent Aral’ın Hıristiyanlık ve misyonerliği karaladığı belirlendi.
Günaydın, 2006’da Malatya Birlik Gazetesi’nde çalışırken tanıştığı Aral için, "O günlerde kendisi ile bir eve gittik, bekar eviydi. Kendisi Hıristiyanlığın ve misyonerliğin kötü olduğunu, PKK ile bağlantısı olduğunu söylüyordu. Kendisine, ’Birilerinin buna dur demesi lazım değil mi?’ dedim; o da, ’O zaman sen çık, dur de’ dedi. ’Bu iş nasıl olacak?’ dediğimde, ’O zaman sana devlet desteği sağlarız’ dedi. Bu konuşmalardan, kendisinin MİT adına çalıştığı şeklinde kanaat edindim." dedi.
6 Aralık 2007