Başbakan Erdoğan geçen yılın sonunda Ankara'da Alevi iftarına katılınca, pek çok insan "Türkiye kendisini zenginleştiren renklerle barışıyor" diye düşünerek umutlanmıştı. İftara AK Parti'nin önde gelen isimleriyle beraber, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu'nun da katılması, yeni bir dönemin başlayacağının işaretiydi.
Aslında tek olumlu adım bu değildi.
AK Parti Reha Çamuroğlu, İbrahim Yiğit ve Hüseyin Tuğcu'yu listesine alarak milletvekili olmalarını sağlamıştı ve Başbakan Erdoğan Çamuroğlu'nu danışman yapmıştı.
Alevilerin beklentisi de çok netti; yıllardır çözümlenemeyen Alevi meselesini yasal güvenceye kavuşturmak.
Henüz kamuoyuna açıklanmasa da düşünülen formül belliydi: devlet bakanlığına bağlı özerk bir statü.
Böylece cemevlerine kaynak ayrılacak, dedelere de maaş bağlanacaktı.
Aradan yaklaşık 6 ay geçti. Bu dönem içinde somut bir adım atılmadığı gibi olumlu bir girişimin ipuçları da görülmedi. Tam tersine hep negatif açıklamalar yapıldı.
İşte tam bu ortamda Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin ilginç bir istifanın haberini verdi; Reha Çamuroğlu Başbakan danışmanlığından ayrılmıştı.
Bu istifa sadece kritik bir sürece giren AK Parti içinde değil, Alevi kesiminde de dalgalanma yarattı. Danışmanlıktan istifa eden Çamuroğlu'nun partide kalıp kalmayacağı bilinmiyor. Bu sonuca, daha başından beri bu ilişkiye şüphe ile bakan Alevilerin bir kesimi, "Olacağı buydu" dese de AK Parti'nin içinde kalanlar yeni gelişmelerin tetiklenebileceği fikrinde.
AK Parti İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, Çamuroğlu'nun istifasını şöyle değerlendiriyor:
"Reha Çamuroğlu'na Başbakan'la konuşmasını söyledim ama o konuşmadı. Geçen gün durumu Başbakan'a anlattım. Başbakan 'Bu olaylar oldu ama ben sözümün arkasındayım' dedi. Ama ben AK Parti'nin açılım yapacağından umutluyum. Bu nedenle Reha'nın istifası zamanlama açısından doğru olmadı. Bir sürü olay var şu anda."
Manzara hiç de iç açıcı değil. Türkiye önünü kilitleyen ekonomiyi, Kürt ve Alevi meselesini tartışıp çözüm yolları bulacağına; parti kapatmaları, kurumların darbesini tartışıyor. Böyle olduğu için de siyasetten hesap sorulamıyor...
MAHMUT ÖVÜR
SABAH - 13 Haziran 2008