Yaptığı Alevi çalıştayları ile Alevilerin taleplerine karşı kararlar alan AKP hükümeti şimdi de olanaklarını Madımak Oteli’nin müze yapılmaması için seferber ediyor.
“Alevi açılımı” yaptığını söyleyen AKP Hükümeti düzenlediği “Alevi Çalıştayları” ile, Alevi örgütlerinin dile getirdiği tüm talepleri göz ardı eden kararlar almış ve sonuçta Alevi örgütlerinin tepkilerine neden olan bir raporu “çalıştay raporu” olarak sunmuştu. Rapor, AKP’nin, şimdiye kadar öne çıkan talepler olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması ve Madımak Oteli’nin müze yapılması gibi taleplerin karşılanmaması için her türlü formülün denediğini ortaya koyuyordu.
AKP Hükümeti, yıllardır Aleviler ve aydınları da kapsayan pek çok kesim tarafından dile getirilen, 1993 yılında 33 aydının dinci gericiler tarafından yakıldığı Sivas’taki Madımak Oteli’nin müze yapılmaması için de çalıştay sırasında ve sonrasında her yolu deniyor.
Sivaslılar “kütüphane” diyormuş
Önceki gün Sivas’ta bir toplantı yapan hükümetin “Alevi açılımı”ndan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, katliamdan 17 yıl sonra hükümetin “otelin kamulaştırılmasına karar verdiğini” ve bu doğrultuda çalışmaların başlatılacağını açıkladı. Kamulaştırılan otelin “ne yapılacağı” konusunda ise Çelik, "kararı Sivaslılara bıraktıkları”, “Sivaslıların kararının da burasının müze değil kütüphane yapılması olduğu” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği gibi önde gelen Alevi örgütlerinin çağırılmadığı toplantıda alınan kararı Çelik şu sözlerle açıkladı: “Genel bu görüşlerden sonra Madımak Oteli'yle ilgili kamu tarafından buranın istimlakının doğru olacağı kanaatine varıldı. Burasının çok amaçlı bir şekilde kullanılabileceği, bunun da Sivaslılara bırakılmasının doğru olacağı ama unutulmaması açısından da olayla ilgili bir anı bölümünün yani burada hayatını kaybeden insanlarla ilgili bir platformun ve ona uygun şekilde Sivaslıların ortak ele alacağı bir metnin, bir daha 2 Temmuz’ların, bir daha benzer acı olaylar yaşanmasın diye bir platform bölümü oluşması ile ilgili bir ittifak oluştu. Diğer alanların çocuk kitapevinden, genel kütüphane veya diğer ihtiyaçlar şeklinde vilayet emrinde hizmet sunması konusunda uzlaşı sağlandı.”
Bakan’a göre katliam değil provokasyon
Sivas Katliamı’ndan bahsederken sürekli olarak “2 Temmuz’da yaşanan acı olaylar” ifadesini kullanarak olayı bir kaza gibi anlatan, olayların içeriğinden bahsetmekten özenle kaçındığı görülen Çelik “olay neticede bir provokasyon” sözleriyle katliamı gerçekleştirenleri de aklamış oldu. Çelik, konunun kapanmasını istediklerini pek çok kez, “Umuyorum ki kısa süre içerisinde Sivas ve Türkiye'nin gündeminden bu konu kalkar ve diğer konulara odaklanmış oluruz”, “Umarım kısa sürede bu konu herkesin gündeminden çıkmış olur. Herkes huzur, diyalog içerisinde, dayanışmasını daha da güçlendirerek yaşantısını sürdürür” sözleri ile dile getirdi.
Sivas katliamı yerel bir sorun mu?
Faruk Çelik’in Sivas Katliamı’nı sürekli olarak Sivaslıların bir sorunu gibi göstermesi ve Madımak Oteli’nin ne yapılacağı sorununa Sivaslıların karar vermesi gerektiği konusundaki ısrarı dikkat çekti. “Neticede Sivas'ın sorunu. Sivas'la ilgili bir konu. Sivaslıların bu kararı vereceği inancındaydık. Bu şekilde neticelendirdik. Bunun içerik boyutu Sivaslı sivil toplum örgütlerinin vereceği bir karar” diye konuşan Çelik “Genel bir uzlaşı var. Sivaslı, başka boyutta tartışılmasından rahatsız” sözleri ile de Madımak Oteli’nin müze dışında kütüphane, kültür merkezi gibi bir yere dönüştürülmesi konusunda “Sivaslıların” ortaklaştığı izlenimini vermeye çalıştı.
Madımak Oteli’nde yaşanan katliamda ülkenin dört bir yanından gelen 33 aydının yakıldığını gündeme getirmeyerek olayı “yerel bir kaza” gibi anlatan Çelik’in “Sivaslılar”dan kastının oteli ateşe veren kişi ve örgütleri de kapsayıp kapsamadığı bilinmiyor.
Toplantıya kimler çağırıldı?
Faruk Çelik’in önceki gün Sivas’ta gerçekleştirdiği ve Madımak Oteli’nin müze yapılmaması konusunda karar alındığı açıklanan toplantıya CHP ve DSP gibi partiler ile Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Alevi Kültür Derneği, Cem Vakfı gibi Alevi örgütlerinin katıldığı belirtiliyor. Otelin yıkılarak park haline getirilmesi önerisinde bulunan Cem Vakfı’nın yanı sıra, toplantıya katılan örgütlerin çoğunluğunun Madımak’ın kütüphane yapılması konusunda ortak görüş bildirdiği ifade ediliyor.
Sivas’ta Ticaret ve Sanayi Odası'nda, bir önceki gün konuyla ilgili bir toplantı daha gerçekleştirildiği ve burada otelin kütüphane haline getirilmesi konusunda 40 kadar örgütün ortak karar aldığı söyleniyor. Memur-Sen İl Temsilciliği’nin de kendisine bağılı 30 sendika adına otelin kütüphaneye çevrilmesi fikrini ilettiği belirtiliyor.
Büyük Birlik Partili (BBP) Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp’ün de otelin kütüphane ve kültür merkezi gibi projelere destek veriyor ve otelin müze yapılmasının uygun olmayacağını ifade ediyor. Ürgüp bu konuda halkın görüşüne başvurmak üzere bir referandum yapılabileceğini de söylüyor.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş tarafından dün yapılan yazılı açıklamada ise Sivas’ta yapılan toplantıya ağırlıklı olarak sağcı ve muhafazakar kesimin temsilcilerinin çağırıldığı, ilerici örgütlerin ve PSAKD Sivas Temsilciliğinin çağırılmadığı belirtilmişti.
Açıklamada, AKP’ye yakınlığı ile bilinen bazı örgütlerin bir gün öncesinde kendi aralarında toplanarak ‘asla müze olmamalı denilmesi’ için fikir birliği kararı alındığı da kaydediliyordu.
Aleviler ne diyor?
Diğer yandan, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında gerçekleşen katliam sonrasında Alevi örgütleri ve aydınlar yaptıkları açıklamalar ve eylemlerle 33 aydının yakılarak öldürüldüğü Madımak Oteli’nin bir utanç müzesi halen dönüştürülmesi talebini defalarca dile getirdi.
PSAKD tarafından dün yapılan açıklamada da AKP’nin “Sivaslılar istiyor” gerekçesi ile “Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesi” talebinden Sivaslıları bahane ederek kaçmaya çalıştığı belirtiliyor ve “Madımak Otelinin bir köşesi anı evi olabilir” fikrinin asla ve asla kabul edilemez olduğu ifade ediliyor.
Madımak Oteli’nin müze yapılması talebi 2008 ve 2009 Kasım aylarında sırasıyla Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen büyük Alevi mitinglerinin de başlıca talepleri arasındaydı.
soL-Haber Merkezi - 26.02.2010