Ahmet NESİN
Türkiye’de demokrasi netleşiyor iyice… Bugün Sıvas’ta Madımak otelinin yakıldığı gün, 33 aydının yakıldığı yada boğularak öldüğü gün… Türkiye’de ciddi bir şekilde Madımak katliamının hesaplaşması yapılıyor. Hemen heveslenmeyin, o hesaplaşmanın içinde bizler yokuz, dahil olma olanağımız da hemen hemen hiç yok. Madımak otelini yaktırma emrini verenlerin bir kısmı Ergenekon davasından içerdeler, bir kısmı da onları yargılamak üzere iktidardalar…
Yargılayanlar bu insanları demokrasi adına mı yargılıyorlar, hayır, yargılama gerekçeleri tamamen işin içinden sıyırmak için. Ergenekon davası başladığından beri onların tarafını tutan basın “Bakın biz yapmamışız, onlar yapmış…” teranelerini yazıp duruyorlar. İnsanda utanma olmayınca yapacak fazla bişey yok. Onları destekleyen solumsu sorosçular da bu konularda fazla ses çıkarmıyorlar. Biz sanki bütün bu olayların içinde derin devlet olduğunu AKP sayesinde öğrendik, önceden hiç haberimiz yoktu...
Sizi daha eskilere götüreyim isterseniz. 1965 yada 66 yılları, İstanbul Beyaz Saray’da Türkiye İşçi Partisi’nin toplantısı var. Bu toplantı dinciler tarafından basılıyor, Aziz Nesin linç edilmekten zor kurtuluyor. 2-3 sene sonra Adana’da bir toplantı daha var, orada da linç girişimi var. Nazım Hikmet için İstanbul Beyazıt’da yapılan toplantı var, bu üçüncü linç girişimi. Adana’dakiler kesin kararlı öldürmeye “Kelime-i şaadet” getir diye bağırıyorlar… Bu yazdıklarım sadece Aziz Nesin’in başından geçenler, önemsedikleriyle beraber 9 tane öldürme olayı… Yarısı faşistlerin, yarısı dincilerin girişimi…
Bu olaları yapanlar şimdi iktidardalar ve kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Kimlerin desteğiyle aklanacaklar, sözüm ona solcuların desteğiyle aklanacaklar. Onlar demokrat olmanın yeni kurallarını getirdiler Türkiye’de.
1- Demokrasi ve düşünce özgürlüğü adına dincileri ve İslamın katı kurallarını desteleyeceksin.
2- Türkiye’de bugüne kadar yapılan bütün anti-komünist eylemlerin içinde asker parmağı arayacaksın, Ülkü Ocakları ve Akıncılar bu ülkede hiç var olmadılar çünkü.
3- Şeriattan dolayı hapis yatmış, iki kez şeriattan partisi kapatılmış ve başkanı olduğu parti şeriatın odağı olmuş Erdoğan’ı demokrasi havarisi sayacaksın.
4- Avrupa Birliği’ne girersek demokrat olacağımıza inanacaksın yada halkı inandırmaya çalışacaksın.
5- Ekonomide globalizme inanmazsan yeteri kadar demokrat sayılma olanağın yok. Dünyanın insanları nasıl sömürdüğüne alkış tutmayan demokrat sayılmaz…
6- Kıtır kıtır adam kesen Humeyni hareketine devrim diyeceksin, biz de yiyeceğiz.
7- İran’da şimdi olanlar daha bir devrim olacak, Musavi’nin idamlarda imzası olduğunu unutacaksın…
8- Fethullah Gülen’in şeriat çığırtkanlığını unutup, onu bir eğitim devrimcisi sayıp elini tutacaksın…
9- Kanlı Pazar olayı olalı çok oldu, orada ateş açanların kim olduğunu unutacaksın, yoksa demokrat olunmaz…
10- Kahramanmaraş katliamındaki emniyet müdürü Abdülkadir Aksu’nun bütün bu şeriatçı partilerin İçişleri bakanı olduğu seni hiç ilgilendirmeyecek, hatta şu anda şeriatın odağı olan AKP’de Genel Başkan Yardımcısı olması da çok önemli değil.
11- Erdoğan ve Gül ekibinin eski Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın tedrisatından geçtiğini unutacaksın. Şevket Kazan Adalet Bakanı’yken Sıvas sanıklarının avukatıydı, bu da demokrasinin içindedir zaten.
Ergenekon davası bir bitsin, hep beraber bu şeriatçıların en az sizler kadar demokrat olduğunu da anlayacağız zaten. Zamanında MHP değişmişti, sonra Erdoğan ve ekibi değişti, siz zaten değişeli çok oluyor, kimilerinizde ırsi zaten. Bir değişmeyen biz kaldık sanırım, demokrasi adına değişmeden devam ediyoruz. Bizlerde hâlâ biraz da olsa utanma duygusu kaldı. En azından Amerikalı bir üçkağıtçı spekülatörle beraber demokrasi savaşımı verilmeyeceğini biliyoruz, sizin kadar zeki olmayabiliriz, ama bunu anlamak için çok zekaya da gerek yokmuş zaten… Ama şeriatçılarla omuz omuza demokrasiyi aramak için ne kadar zeka gerekir, onu da siz araştırın artık, sizin kafanızı ölçecek halim yok. Demokrasiyi tartışmak ve kurtarmak da da askerle dincilere kaldı, birileri bana akıl versin… Siz yeter ki 33 aydını “Allah Allah” diye yakanların yanında demokratça yer alın, adını da Madımak Demokrasisi koyun olsun bitsin.
BEN
Siyahın içine düşmüş
Beyaz bir damlayım,
Grileştiremediklerinden…
Denizde bir
Yakamozum,
Söndüremediklerinden…
Gökteki en parlak
Yıldızım,
Kaydıramadıklarından…
2007 Paris
KAYNAK : Alevihaber.com - 2 Temmuz 2009