BÜLENT HABORA
Yerel Seçim hayhuyu içerisinde iki konu kaynadı gitti. Biri Sivasspor’un antrenörü Bülent Uygun’un “Laila/La ilahe illallah” sözü, diğeri de Ulusal Takımla ilgili “Amansız” reklamı… İkisi de neresinden tutarsanız tutun, Türkiye’nin geldiği noktayı gösteriyor…
Antrenör Bülent Uygun, takımının başarısını şöyle anlatıyor: “İstanbul’da Laila var, Sivas’ta ise la ilahe illallah. Şehirde gece hayatı yok. Futbolcuların alkol satın alabileceği bir kaç büfe var, onlarla da iletişim halindeyim. Herhangi bir oyuncum içki aldığında hemen haberim oluyor. Gerekli uyarıyı hemen yapıyorum…”
Açık söyleyeyim, bu sözleri okur okumaz aklıma ilk “Madımak Oteli yangını” ve orada “Şehit” olan 35 kişi geldi. Çünkü orada da “La ilahe illallah” sözcüklerini kullanmıştı, katiller saldırırken. Sanırım o günleri anımsamaz Bülent Uygun. Neyse…
Sonra, Bülent Uygun acaba neden “Laila”nın adını veriyor? İstanbul’un tek gece kulübü Laila mı, başkaları yok mu? Futbolcular sadece Laila’ya mı gidiyor? Yoksa zıtlığı ters kafiyeyle mi göstermek istedi?..
B. Uygun’un söylediklerinden anladığım kadarıyla, “İçki içenler başarısız olurlar, içmeyenler de başarılı… Hele bir de üstelik la ilahe illallah dersen, tüm akan sular durur…” Demek Sivasspor’da oynayan Diallo, Petkoviç, Bilica, Oliveria, Sylla, Tum, Kamanan, Balili gibi oyuncular da içki içmiyor, la ilahe illallah diyormuş. Cemal Ersen şöyle diyor: “Büfeye kapıcı çocuğunu mu yolluyor? Onları oruç tutmaya zorlayamayacağınız gibi, alkol almaktan nasıl uzak tutabiliyorsunuz?” (Milliyet, 28.3.2009) Aynı gün, aynı gazetede Ercan Güven de şöyle diyor: “Sen ve ekibin dindar olabilir. Peki Hacettepeliler, Kocaelisporlular, Antalyasporlular, Konyasporlular ve onların teknik direktörleri dinsiz imansız mıdır ki Süper Lig’den düşmek üzeredirler?..”
Süper Lig’de ve arkasından Avrupa Şampiyon Kulüpler maçlarında birinci olamazsa Sivasspor, o zaman antrenörün ve oyuncuların içkiye başladığını düşüneceğim…
“İmansız”ın yanında bir de “Amansız” çıktı. “Amansız”, Ulusal Takım’ın yeni reklam filminin ana sözcüğü. Dizinin ikinci filmi bu. Daha önce de robotumtrak ayaktopçular gösterilmişti. “La ilahe illallah” demedikleri için şampiyon olamamışlardı, sanırım.
Benzeri film yine vizyonda. Fatih Terim’in seslendirdiği bu yeni dizide “Amansız” sözcüğü sürekli kullanılıyor. Görüntüde de akrebinden domuzuna dek birçok vahşi yaratık var. Hepsi tamam, yakışmış. Ama akrebin ne işi vardı? Bilirsiniz akrep sıkıştırılınca kendini sokar ve öldürür. Neyse…
“Amansız”ın sözlükteki karşılıklarına bakmak aklıma gelmedi. İhsan Çaralan’ın “Bu bir spor skandalıdır!” başlıklı yazısından öğrendim. Şunlarmış: “Acımasız, acımaz, canavar, cabbar, dinsiz, domuz, gaddar, gavur, hain, haşin, hınzır, hunhar, imansız, insaniyetsiz, kalpsiz, kırıcı, kıyıcı, merhametsiz, müsamahasız, nemrut, sadist, taş yürekli, tiran, vicdansız, zalim.” (Evrensel, 29.3.2009) Ve İhsan Çaralan devam ediyor: “Bu anlamların sporla nasıl bir ilgisi vardır?..”
Var var, Türk tipi ayaktopu sporuyla var. Tarihe kara leke olarak geçen İsviçre maçımız yok mu? Akrep gibi kendimizi sokmuş ve 5 maçımızı sürgünde oynamıştık. Hiç olmazsa “Amansız”ın bir-iki karşılığı cuk oturur… Ya gazetecilere el-kol işareti yapan da, Konya’da gazetecilere saldıran da bu karşılıkların birkaçını boynuna yafta olarak asmaz mı?
Yalnız kafamın takıldığı bir konu var. “Amansız”ın karşılıklarından üçü “Dinsiz, imansız, gavur”. Peki Ulusal Takım’da hiç mi Sivassporlu oyuncu yok? Varsa eğer, o kardeşimizin durumu vahim. Çünkü uluslar arası arenada “Dinsiz, imansız” diye reklam ediliyor, ulusal arenada “Dindar, imanlı” sayılıyor. Allah her kula nasip etmez bu ikilemi…
EVRENSEL - 5 Nisan 2009