Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Ali Balkız, "Türkiye'de dinselleştirilen eğitim, KKTC de dinselleştirilmeye çalışılmaktadır. Laik ve çağdaş devletler, din eğitimi yapmaz" dedi.
Cumhuriyet Haber Portalı- Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Ali Balkız, "Türkiye’deki zorunlu din dersi uygulaması, AİHM, Danıştay ve Mahkemeler tarafından AİHS ne aykırı görülerek iptal edildiğini hatırlatmak isteriz" dedi. Ali Balkız, son dönemde, kamuoyuna yansıdığı üzere, KKTC'de üniversitelerin bünyesinde ilahiyat fakülteleri açılacağı, ihtiyaç olmamasına rağmen onlarca cami yapılacağı, okulların dışında da din eğitimi verileceği, imam hatip liselerinin açılacağı, ortaokullar düzeyinde seçmeli olan 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi' dersinin zorunlu hale getirileceği yönünde duyumlar aldıklarını söyledi.
12 Eylül sonrası yapılan 1982 Anayasa’sının 24. maddesi ile ülkemizde uygulamaya konulmuş olan zorunlu din dersi uygulaması sonrası, eğitim tamamen dinselleştirilmiş, toplum bağnazlığa doğru sürüklenmiştir diyen Balkız, "Bunun sonucu olarak, son dönemler de, dini ve milli duyguları kullanan ve sömüren partiler iktidar olmuşlardır. Çağdaş Kuzey Kıbrıs halkı bunu görmeli ve Türkiye’deki gelişmeleri dikkatle gözlemlemeli ve değerlendirmelidir" diye konuştu.
Din ile devlet işleri birbirinden kesinlikle ayrılmalıdır ifadesini kullanan Balkız şunları kaydetti: "Tarih göstermiştir ki, dini kendisine rehber edinen devletler; gelişmekte ve çağdaşlaşmakta başarılı olamamış, demokrasiden yoksun kalmış; şeyhlerin, şıhların ve mollaların diktatörce yönetimleri ile yönetilmeye mahkûm olmuşlardır. Çağdaş toplumlarda, devlet din işlerine karışmaz. Dini finanse etmez. Dini eğitim yapmaz. Dini şekillendirmeye çalışmaz. Yurttaşlarının dini inanç ve felsefelerine karışarak değiştirmeye ve dönüştürmeye çalışmaz. Sadece her yurttaşının inancını özgürce ve her hangi bir baskıya uğramadan yaşamasının şartlarını yaratır."
Alevi toplumunun Türkiye’de demokrasiyi ve çağdaşlığı savunmakta ve bu konuda mücadele etmekte olduğunu kaydeden Balkız, "Bu nedenle de iktidarın baskıları ve dönem dönem katliamlarla karşı karşıya kalmaktadır. KKTC’de Alevi canlarımız, demokrasinin ve çağdaşlığın savunucularıdır. Ancak bir özdeyişimizde dile getirildiği üzere; “Her ağacın kurdu kendinden olur” da olduğu gibi, bazıları kendi menfaatlerini toplumun menfaatlerinin üzerinde tutabilmektedirler" diye görüş bildirdi.
Bu çağda, okullarda 'Zorunlu Din Dersi' uygulamasının konulması, topluma at gözlüğü takılması ve inanç özgürlüğünü ortadan kaldırılması anlamına geldiğini belirten Balkız "Türkiye’deki Zorunlu Din Dersi uygulamasına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılmış olan dava, örgütlülüğümüz tarafından 1448/2004 başvuru sayılı dosya ile kazanılmıştır. Ancak Mahkeme kararı ne yazık ki, TC Hükümeti tarafından uygulanmadığı için, konu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne taşınmıştır" ifadesini kullandı.
Balkız son olarak şunları söyledi: "Türkiye’nin dinsel eğitim nedeni ile yaşadıkları ortada iken, KKTC’nin 21. Yüzyılda, bağnazlığa yelken açmayı düşünmesi hayatın akışına uygun düşmemektedir. KKTC toplumu, yerleşik toplumsal kültürü ile, gericiliğe karşı duruşundan taviz vermeden demokrasiden yana duruşunu sürdürmeye devam edeceğine inancımız tamdır. KKTC yöneticilerini de, gelişen dünyanın yarattığı gelişim rüzgârına karşı gericiliğin yelkeninin açılamayacağını bilmelerini isteriz."
Cumhuriyet Haber Portalı - Damla Yılmazkaya/Gaye Kaya - 8 Ağustos 2009