L.Doğan TILIÇ : Hafızasız yaşamak

L.Doğan TILIÇ  : Hafızasız yaşamak...  " iyileşecek yaraları olduğu sürece geçmiş bugün olarak kalır." Sevgili...

L.Doğan TILIÇ  : Hafızasız yaşamak... 

" iyileşecek yaraları olduğu sürece geçmiş bugün olarak kalır." Sevgili Mithat Sancar, "Geçmişle Hesaplaşma" kitabının iç kapağına "Gül Bahçesi" filminden not ettiği bu cümleyi koymuş. Ne kadar doğru! Solingen, Türklerin yakıldığı yere yapılan anıtla iyileşebildiği kadar "geçmiş" oldu. Oysa Madımak... Müze mi, kabapçı mı, çiçekçi mi olsun tartışmaları arasında "bugün" ve hâlâ yanıyor.

Sancar'ın kitabında Luis Bunuel'den de bir alıntı var: "Hafızanın yaşamlarımızı yapan şey olduğunu fark etmek için, parça parça da olsa, hafızanızı yitirmeye başlamanız gerekir. Hafızasız yaşam, yaşam değildir... Hafızamız; tutarlılığımız, aklımız, duygumuz, hatta eylemimizdir. Onsuz birer hiçiz..."

Ve Sancar'ın sözleri: "Geçmişi görmezden gelme tutumunda diretildikçe, geçmişin bugün üzerindeki etkisi artar; bir süre sonra bugün, korkulan ve kaçılan geçmişin bir ürünü haline gelir. Bizde de böyle oluyor; geçmiş yakamızı bırakmıyor; biz onu yok saydıkça, o giderek daha asi ve inatçı oluyor. Oysa geçmişe uysa bir hizmetkar muamelesi yapmaya çok alışmıştık; onu istediğimiz zaman çağırır, istediğimiz gibi kullanır, işimiz bitince de karanlık odaya hapsederdik..."

Geçmişe hizmetkar muamelesi yapıldığı, istendiği zaman çağırılıp istendiği gibi kullanıldığı ve işi bitince karanlık odaya hapsedildiği doğru. Ancak, bu süreç "biz"im yararımıza işlemiyor.

Maraş'ı yok sayıp "karanlık odaya hapsettiğimizde" Madımak olup çıkıyor karşımıza, Susurluk'u karanlık odadan çıkaramadığımızda, tam da unutmuşken, Şemdinli'de boy gösteriyor. Malatya'da insanların kıtır kıtır kesilişine dehşetle şaşırıyoruz, bir komutanın, Maraş'ta sırtı satırla parçalanan anne adayının karnından fırlayıp duvara yapışan cenini kasa-turasıyla kazıyışını kendi ağzından dinlemediğimiz için.

"Maraş Katliamı"nın anlatıldığı müzelerimiz, anıtlarımız, tarih kitaplarımız, sinema filmlerimiz yok. Oysa, tanıklarından dinleyebilseydik Maraş'ı; o vahşet günlerini bir çocuk, bir genç kız, bir anne, bir baba olarak yaşayanların göz pınarlarında biriken yaşları görebilseydik; yaraların iyileşmediğini, yaraları iyileşmeyen 78 Maraş'ının 2007'de bile hala "dün" olamadığını, "bugün" olarak kaldığını, "karanlık oda"dan çıkarmadıkça da hep bugün olarak kalacağını kavrayabilecektik.

"1978 yılının aralık ayında faşist güçler tarafından Kahramanmaraş'ta gerçekleştirilen katliamda çoğunluğu Alevi ve solcu olan yüzlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi; Alevi ve solculara ait ev ve işyerleri yakıldı, yıkıldı. İş başındaki Ecevit hükümeti ve devletin güvenlik güçleri saldırganlara engel olamadı, Maraş 3 gün boyunca saldırganların kontrolü altındaki bir kent haline geldi... Yüzlerce solcu ve Alevi vatandaşın Maraş'ı terk ettiği katliamın gerçek sorumluları bugün bile ortaya çıkarılmış değildir."

Maraş'ın kurbanlarının, sanıklarının, olayların içinde birinci derece görev yapmış olan yetkililerin, komutanların konuştuğu "UNUTTURULANLAR - 3 / MARAŞ KATLİAMI" belgesel DVD'sinin kapağında bunlar yazıyor. Dün belgeseli izlerken yeniden 1978'in Aralık ayına, Maraş'a gidip, ölümü enselerinde hissedenlerin çaresiz çırpınışına tanıklık ettim. Karnından aldığı kurşun yarasıyla saldırganların karşısına dikilip, "Kızlarıma, eşime, namusuma dokunmayın. Canımı size vermeye hazırım" diyen ilköğretim müfettişi bir babanın cesareti önünde saygıyla eğildim.

Dostluk Yardımlaşma Vakfı üyelerinin katkılarıyla, "Özgür Açılın'ın yaptığı UNUTTURULANLAR dizisinin "Fatsa Gerçeği" ve "Yeraltı Maden-İş / Yeni Çeltek" sonraki belgeseli "Maraş Katliamı." Emeği geçen herkese, tarihimizin bir parçasını karanlık odadan çekip çıkarmak, bizi hafızamıza kavuşturmak ve yaralarımızı sarmak doğrultusunda atılmış bu mütevazı ve fakat olağanüstü anlamlı çaba için teşekkürlerimi sunmak isterim.

Bu topraklarda bir Maraş daha yaşanmasın istiyorsak, yapmamız gereken ilk şey Maraş'ı unutmamaktır.

Not: DVD'yi www.ozguracilim.web.tr ve www.unutturulanlar.web.tr sitelerinden edinebilirsiniz.
 
L.Doğan Tılıç

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy14642 = 'dogantilic' + '@';

addy14642 = addy14642 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text14642 = 'dogantilic' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

14642 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN  - 22 Aralık 2007

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku