Bu ayetler için "dönem şartlarına göre veya benzer sebeplerle mazur görülebilir" diyeceklerdir müslümanlar ancak kutsal olan bir kitapta her ne koşulda ve ne için olursa olsun öldürme emrinin bulunması -en azından benim- ahlak anlayışına uygun düşmemektedir.
Bugün bu ve buna benzer bir çok ayet göz ardı edilmektedir. Kur'an'daki güzel ve huzur dolu ayetler "ılımlı müslümanlar" tarafından ön plana çıkarılarak gerçek İslam'ın o ayetler olduğu söylenir. Ancak çağımızın ahlak anlayışına ve düşüncesine uymayan ayetler ise göz ardı edilerek geçmiş zamanlara ait olan -ve belki de- uygulanması o zamanlar için zorunlu olan emirler olarak gösterilmektedir. Tabii ki tarafsız düşünülünce insan mantığına ters gelen her ayet için "vardır bir hikmeti" düşüncesi de oldukça yaygındır.
Varmak istediğim sonuç, aslında günümüzde müslüman olanların Kur'an'ın saf ve öz anlamına uygun müslüman olmadıklarıdır. Her birey kendi içindeki ve tasarısındaki dini -metafiziksel- gerçeklik çerçevesinde toplumda kabul gören dini eğip bükmekte ve dinin asıl gereklerini bilmeden o dinin mensubu olmaktadırlar.
Bunun en çarpıcı örneği, İran, Afganistan ve Türkiye arasındaki İslamiyet'in uygulanış şeklidir. Bir Türk, İran'daki veya Afganistan'daki İslam'ın doğru uygulanmadığını savunurken; bir İranlı ya da Afgan da Türkiye'deki İslam'ın doğru uygulanmadığını savunur. Bunun temel sebebi Kur'an'ın içerisinde hem iyi ve mantıklı hem de kötü ve mantıksız ayetlerin bulunmasıdır. Kim neyi nasıl isterse o şekilde alır ve kullanır. Bu yüzden de günümüzde insanlar sadece kendilerine mantıklı geldiği kadarıyla dini sosyal hayatlarına sokarlar.
Kısacası çoğu kişinin inandığı; gerçek ve ciddi bir din anlayışından ziyade, kişisel tercihler sonucunda, doğru olduğu düşünülen bir din anlayışıdır. Bu sebeple de dinin sadece kendilerince uygun görülen tarafları dindarlar tarfından kabul edilmektedir.
Şimdi Kur'an'da -benim görüşümce- olmaması gereken ayetleri sıralayalım;
Bakara Sûresinin 178 . Ayetinde Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.
Bakara Sûresinin 191 . Ayetinde Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.
Bakara Sûresinin 251 . Ayetinde Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.
Bakara Sûresinin 253 . Ayetinde İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryemoğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dilediğini yapar.
Nisâ Sûresinin 74 . Ayetinde O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.
Nisâ Sûresinin 89 . Ayetinde Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.
Nisâ Sûresinin 91 . Ayetinde Diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.
Mâide Sûresinin 33 . Ayetinde Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
Tevbe Sûresinin 5 . Ayetinde Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Tevbe Sûresinin 12 . Ayetinde Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın (öldürün). Çünkü onlar yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.
Tevbe Sûresinin 111 . Ayetinde Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.
Ahzâb Sûresinin 60,61 . Ayetinde Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lanete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.
Hayyam