Kültüre yüzümü döndüm

Kültüre yüzümü döndüm     Unkapanı’nda “kilitler” kapı dekorları olmuş, yağmur kendine...

Kültüre yüzümü döndüm   
 
Unkapanı’nda “kilitler” kapı dekorları olmuş, yağmur kendine yağacak bir yer bulmuş gibi sevinçle yağıyor. Yolum düşmüştü Unkapanı'na, bir hikâye o kapıların ardında bekliyordu...

Bese Aslan genç yaşına rağmen Anadolu kültürünü yaşatmak için köy köy dolaşıp yaşlılardan masallar dinliyor seslerini kaydediyor... Kürt Alevi dedelerinin sesini ölümsüzleştirip, onların acılarına ve yaşadıklarına dokunuyor. Masallardan oluşan bir kitap çıkartan Aslan, onca yıl yaşamışlıkların seslerinden oluşan albümü çıkardı: Kırk Makamlık Efkar. Ölümlerden kurtardıklarını cebine koymanın rahatlılığıyla anlattı albümü, köylere gittiğinde neler yaşadığını...

» Derleme yapmak için güçlü nedenleriniz olmalı...

Nenem bana masal anlatırdı. Zamanla gördüm ki nenemin anlattığı birçok masalı hatırlamaya çalışsam da hatırlayamıyordum. Zamanla bu masalları kayıt altına aldım, sonrasında şiirler ve türküler geldi. İlk derlemem, oğlunu Maraş katliamında yitiren bir kadınla karşılaşmamla başladı. İsmi Emine neneydi ve 110 yaşındaydı ve oğlu için ağıtlar yaktı. Ben de onunla birlikte başladım. Bu kadar biriktirdikten sonra da paylaşmaya başladım. Başlarken albüm çıktı ancak müzikal bir kaygım yok. Destanlar, masal, ezgiyi ayırmıyorum. Son anlatıcıları kayıt altına almak istedim.

» Globalleşen bir dünyayla birlikte “etnik” olan daha çok ilgi görüyor. Sizce neden?

Değişen siyasal süreçle ilgili 90’larda yerel ve bize ait olan daha çok kötü bir şeymiş gibi gelirdi. 90’larda çok sazlılık çok fazla kullanılmaya başlandı. Halk müziğinde bile bağlama kalmadı. Çok fazla özümüzü, tarihimizi bilmiyoruz. Gelenekten gelen kötüdür anlayışı yaygınlaşıyor. Basamakları çok hızlı çıktık, evrenseli yaşadık ama altı boş kaldı. Asıl önemli olan yereldir, yerelden evrensel olana geçiştir.

» Sözden yazıya geçen her şey başkalaşır... Buna ne diyorsunuz?

Anlatıcı kendi durum, duygu ve düşüncesini veriyor ama özünü eksik bırakmıyor. Ben yazıcı ve kaydedici olarak da anlatıcıların anlattıklarına sadık kaldım.

» Albümün adı neden “kırk makamlık efkar”?

Hem edebi olmasını istedim hem de Kürt Alevi çalışması olduğu için kültüre yüzümü döndüm. Alevilik felsefesinde 40 makamın önemi çok olduğu için bu ismi uygun buldum.

» Mihamed Şexo’ya ithaf edilen bir çalışma. Kimdir Mihamed Şexo?

Duygusal bir ithaftır. İlk Kürtçe stran ve kılam’ı ondan dinledim. Onunla sevmeye başladım. Bir kültürün, kadim kelimesinin önemli olduğunu anladım. Kürt Alevilerin Türkçe baskınlığını Mihamed Şexo’nun Kürtçe baskınlığına geçiş yaparak bu ithafta bulundum.

» Derleme çalışmasına alana çıkmadan önce özellikle hissettiğiniz şeyler neler?

Yaşadığım duyguları anlatsam büyüsü kaçacak. İstekli olduğum için de zorlukları pek görmüyorum. Verileri aktaranların bir süre sonra öleceğini bildiğiniz için sürekli biriktirmek duygusu hissediyorsunuz. Sevgi, vicdan ya da duyarlılık diyorum yaşadıklarıma.

» Gittiğiniz yerlerde nelerle karşılaşıyorsunuz?

Yöredeki Kantarma köyünde, dedeler yoğun. Bölgede, önemsediğim ve kültürel bilinci yüksek köyler var. Ağıt çok kolay istenen ve söylenen bir istek değil. Orada bulunan kadınlar genelde dedelerin yakınları, kızları, eşleri ya da baldızlarıydı. Ben onlara yapmış olduğum çalışmalardan bahsettim ve hatırladıkları ağıtlar varsa onları bana aktarmalarını ve kaydetmek istediğimi söyledim. Kadınlar bana sırasıyla ağıt yaktılar 4 saatlik çekim yaptım. Sonrasında beni öptüler ve “iyi ki geldin, biraz ağladık ve rahatladık!” dediler.

» Alanda nelerle karşılaştınız?

Direkt köyleri ziyaret ediyorum. Bölgesinde çalışma yapan herkes gibi dezavantajlarım oldu. Nereli olduğunuzu, kimin kızı olduğunuz soruluyor. Ailenizi seviyorlarsa açık oluyor, sevmiyorsa o zaman dışlanma da olabiliyor. Bu çalışmaya neden ihtiyaç duyulduğunu anlatmam zor oluyor. Mesela cenazelere de tanık oluyorum ve o zaman ben de onlarla birlikte ağlayabiliyorum; cem törenlerine konuk oluyorum.

» Özellikle Maraş yöresinde yapılan ilk çalışma mı yoksa örnekleri var mı?

Daha önce Ali Alxas dil üzerine bir araştırma yapmıştı. Mazlum Doğan’ın dil üzerine çalışması vardı. Ulaş Özdemir de dedelerle ilgili bir çalışma yapmıştı ama o, kendisi müzikal anlamda seslendirdi. Ama benim yaptığım çalışma çıtayı biraz yükseltti diyebilirim.

» Özellikle söylenen ezgilerin profesyonellerce yorumlarıyla birlikte verilmesi söz konusu olabilir mi?

Ben sadece bir taşıyıcıyım. O kadim seslerin mutlaka kalması gerektiğine inandım. Kendine ozanım, müzisyenim diyen, bir evrensel noktaya ulaştırabilir.

» Kitabın içinde nazar boncukları, buğday başağı, kilim desenleri figürleri var. Bunların yörede folklorik değerleri mi var?

Figürler yörede kullanılan ve çeşitli de inanışları olan figür nesneleri. Mesela gelin çeyizine konulan çengi, nazarlık olarak kullanılan yüzellik gibi...

» Neden elinizdeki görüntülü arşivi de görsel bir CD olarak neden eklemediniz?

Maddi olanaksızlıklardan dolayı. Çok iyi çekimler olmadığı içindi. Bir de öğrenci olmamdan kaynaklı olarak yoğunluklarım çok fazla. Tek olmanın zorluklarını yaşıyorum. Birilerinin özellikle maddi açıdan bana destek olmasını bekliyorum.

» Özellikle o bölgede yaşayanların etnik kimlikleri “tarihsel bir kimlik mi yoksa siyasal bir kimlik” mi?

Tarihsel bir kimlik olduğunu umuyorum.

» Neden? Yöredeki Alevilerin Kürt olması bir artı değer mi oluşturuyor?

Ben Kürt olmak istiyorum. Bazen arkadaşlarla konuşurken “ya ben Türksem” diyorum. Bu Türkiye’de Kürt olmak meselesi değil, edinmiş olduğunuz kimlik ve kültürle ilgili bir durum. Yöredeki Alevilerin Kürt ya da Türk olup olmadığı hale bir şaibe ama ben Kürt gibi hissediyorum ve Kürdüm.

» Cem törenleri zaten toplumdan izole gerçekleştiğine göre neden ibadetleri Kürt-Alevilerin ibadet dilleri Türkçe?

Dedeler neden Kürtçe söylemiyor diye soran bir arkadaşa şunu söyledim. Bu böyle bir kural.

» Bu tavır sorgulamaktan uzak değil mi?

İbadetin Türkçe yapılması kültürden bir şey kaybettirmiyor. Ben de dedelere neden törenlerde Türkçe kullanıldığını sordum. Onların ortak cevabından çıkan ortak sonuç, gelişen siyasi süreçtir. Cumhuriyetle birlikte korkudan kaynaklı hakim dile sarılmışlar. 30-40 yıl önce cemlerde de Kürtçe kullanılırdı ama şimdi Türkçe. Katliam ve korkulardan dolayı hakim dile yüzlerini dönmüşler.

* * *

Bese Aslan kimdir?

1982 yılında Elbistan’da doğdu. Ağrı Dağı Üniversitesi’nde Resim-iş öğretmenliğinde okuyor. Derleme çalışmalarını yapmaya 2004 yılında başladı. Kürt Alevilerin masallarından oluşan “Nar Ağacının Gölgesi Yoktur” kitabını yayınladı. 2007’de de bir Kürt Alevilerin klam-stran albüm çıkardı. Şimdi de Alevi dedeleriyle ilgili bir çalışma yapıyor.

* * *

HAYDAR GÖĞERCİN (GÜVERCİN MÜZİK): Amaç kültürlerin aktarılmasını sağlamak

»Müzik Sektörü krizdeyken neden bu arşiv çalışmasını yaptınız?

Malatyalıyım ve müziği gelenekselleştirmiş bir ailedenim. 1990’da bu firmayı kurdum. Güvercin Müzik olarak arşiv çalışmalarına her zaman önem verdim. İlk çalışmam, Fikret Otyam’ın röportajlarını CD yapmamdı. Can Yücel ile başlayan şiir cd’leri çıkarmam geçmişte yaptığımız nitelikli ve ayırt edici çalışmalardı. Amacım kültürlerin aktarılmasına olanak yaratmak. Mesela şu anda çocuklara masal çalışması da yapıyoruz. Bese’nin çalışmasında yaşlılarla birlikte ölecek değerler var. O değerlerin tarihte kalmasını sağlıyoruz. Türkiye’de ilk taş plağı yapmış firma olarak, bu tür arşiv çalışmalarına her zaman destek vermeye hazırız. Albüm ve kitap çalışması toplamı 10 YTL. www.guvercinmuzik.com


U. DİLEK BOZBALAK
BirGün - 9 Mart 2008

Kültür Sanat Haberleri

Sizin Ali, Bizim Ali
'Biz Melek değiliz'
Hayatı Türkülerle Yorumlayan Kent
Türkçede Sesli ve Sessiz Harfler - Ünlü ve Ünsüz Harfler
Halk Müziği içerisinde ARGUVAN TÜRKÜLERİ ve Hikayeleri