Korku cumhuriyetine doğru giderken...

Korku cumhuriyetine doğru giderken...Sedat Ergin / MilliyetHiç şüphe yok ki, karşımızda bir organizasyon var. Organizasyonun kimlerden oluştuğu,...

Korku cumhuriyetine doğru giderken...

Sedat Ergin / Milliyet

Hiç şüphe yok ki, karşımızda bir organizasyon var. Organizasyonun kimlerden oluştuğu, kaç kişi oldukları konusunda bir bilgimiz yok. Ama üç aşağı beş yukarı bir tahmin yürütebiliyoruz.

En azından organizasyonun yürüttüğü operasyonların sonuçlarına bakarak, taktik ve stratejik amaçlarını pekâlâ okuyabiliyoruz. Hemen belirtelim, karşımızda yüksek bir siyasi zekâ var.

Bu arada, organizasyonun teknolojiye hâkimiyetinin mükemmel olduğunu, özellikle bir odada yapılan konuşmaları uzaktan ya da yakından kaydedebilecek teknolojiye sahip olduğunu anlıyoruz.

Kayıt tamamlandığında, bantlar genellikle internette seçilmiş bazı sitelere gönderiliyor. Konuşmaların, bu sitelerde yayına konmak suretiyle basına ve oradan da kamuoyuna ulaşması hedefleniyor.

Her kayıt, algılamaları yeniden formatlıyor

Organizasyonun dinlemeye odaklandığı hedefler, eski YÖK Başkanı ve bazı savcılar gibi istisnalar bir tarafa bırakılırsa, daha çok, emekli komutanlar, muvazzaf subaylar ya da onların yakınları olarak karşımıza çıkıyor.

Kayda aldığı son hedefler, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve eski Jandarma Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un eşi Mukaddes Eruygur. 

İlginç olan nokta, kamuoyuna deşifre edilen her kayıt, o sırada Türk kamuoyunun gündemini meşgul eden çok önemli güncel bir konuya ilişkin algıların yeni baştan formatlanmasına yol açıyor. Örneğin, Eruygur’un eşinin konuşması, emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un serbest bırakılmasına yapılan itirazı karara bağlayacak olan mahkemeyi birden projektör altına sokuyor.

Ya da CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın’ın emekli diplomat ve askerlerin buluştuğu Encümen-i Daniş adlı istişare grubunun üyesi olduğu, Orgeneral Karadayı’nın sızdırılan bir başka konuşması üzerinden kamuoyuna duyuruluyor. Böylelikle askerlerle bağlantılı bir Karayalçın görüntüsü çiziliyor, CHP’li adayın seçim kampanyasına hasar verilmek isteniyor.

Karayalçın hedef alınıyor, ama organizasyonun bugüne dek AKP’li herhangi bir şahsiyetin konuşmasını deşifre ettiğine tanık olunmuş değil. Arkadaşlar çok seçiciler, sizin anlayacağınız...

Organizasyonun sıkı bir arşivi var

Daha ilginç olan, güncel bir olayın tartışması sürerken hemen bir bandın ortaya sürülebilmesi. Bu da, aslında organizasyonun sıkı bir arşivinin olduğunu, o anki ihtiyaca karşılık veren bir bandın hemen servise sokulabildiğini gösteriyor.

Tabii, bu yapılırken topluma “Her an hepinizle ilgili bir bandı servis edebiliriz” mesajı da verilmiş oluyor. Böylelikle bir korku dalgasının yavaş yavaş toplumun pek çok katmanına yayılması sağlanıyor. 

Bu kayıtlara herhangi bir davaya ilişkin hiçbir soruşturma dosyasında rastlamıyorsunuz. Buradan yola çıkarak, kayıtların hukuk dışı yollardan elde edildiği sonucuna varıyorsunuz. Yok eğer hâkim izniyle yapılan bir izleme faaliyetinin sonucu ise bu kayıtların sızdırılmış olması yine suç.

Özetle neresinden bakarsanız bakın, hukuk karşısında suç işleniyor.

Hükümetin kayıtsızlığı vahim bir durum

Vahim olan, ABD’de ya da herhangi bir AB ülkesinde uygulansa büyük tepki yaratacak olan bu yöntemin Türk basınında kanıksanmaya başlanmış olması, hukuk dışı yollardan elde edilen bu kayıtların gazetelerin birinci sayfalarında yer bulabilmesi.

Daha da vahimi, hükümetin bu durumu tam bir kayıtsızlık içinde izliyor olması. Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı’nın suskunlukları yadırganacak boyutlarda.  

Ancak “Korku Cumhuriyetleri”nde karşılaşılabilecek bir durum yaşanıyor. Afrika ülkelerinde, Ortadoğu’daki istibdat rejimlerinde bile karşılaşılmayan bir sindirme yöntemi uygulanıyor.

Türkiye, AKP hükümetinin idaresi altında bir “Korku Cumhuriyeti”ne dönüşüyor adım adım...

Sedat Ergin

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy78261 = 'sergin1' + '@';

addy78261 = addy78261 + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text78261 = 'sergin1' + '@' + 'milliyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

78261 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Milliyet - 13 Şubat 2009

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku