Din hanesini AİHM’ye taşıyan Sinan Işık “Karar, sessiz bir devrim. Din hanesi illa kalacaksa, Alevi yazılması için yine mücadele ederim” dedi.
Kimliğindeki din hanesine İslam yerine Alevi yazdırmak isteyen vatandaşın itirazını değerlendiren AİHM 'Kimlikte din hanesinin bulunması insan haklarına aykırı' dedi
AİHM’den Türkiye’de ‘dini’ ve ‘etnik’ kimlik problemleriyle ilgili iki önemli karar
STRASBOURG/ANKARA - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nüfus cüzdanlarında din hanesinin doldurulması zorunluluğunun kaldırmasını yeterli görmedi. Mahkeme, nüfus cüzdanlerında bir din hanesinin bulunmasını da ‘insan haklarına aykırı’ buldu. Din hanesi konusu Sinan Işık adlı vatandaş tarafından AİHM’ye götürülmüştü.
Mahkeme, sekiz Kürt vatandaşın ‘Q, W, X’ harflerini kimliklerine yazdırma talebiyle açtıkları davada ise Türkiye’yi ‘haklı’ buldu.
AİHM dün Türkiye’de uzun süredir tartışma konusu olan iki konu hakkında iki kritik karar verdi.
Kararlardan biri, (din hanesiyle ilgili olanı) nüfus cüzdanında din hanesine Müslüman yerine ‘Alevi’ yazdırmak isteyen Sinan Işık tarafından mahkemenin gündemine getirilmişti.
Işık, Türkiye’deki hukuk mücadelesinden sonuç alamayınca, 2005’te konuyu AİHM’ye taşıdı. Uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu öne süren Işık, Türkiye’de iç hukuk yollarının “Alevilik din değil mezhep” gerekçesiyle geri çevrildiğine dikkat çekti. Alevi ibaresinin nüfus cüzdanına konulmasının reddedilmesinin İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘din ve vicdan özgürlüğü’ ile ilgili maddesine aykırı olduğunu vurgulayan Işık, Türk mahkemelerinin, Alevilik konusunda uzman kişi ve kuruluşları görmezden gelip sadece Diyanet İşleri’nden görüş almasının da aynı sözleşmenin ‘adil yargılanma hakkı’ ve ‘ayrımcılık yasağı’ maddelerinin ihlali olduğunu savundu.
Hükümet savunmasında Türkiye’de 2006’dan beri, nüfus cüzdanlarında din belirtmenin zorunlu olmadığını belirtti.
Bu savunmayı yeterli bulmayan AİHM, kişinin din ve inancıyla ilgili değerlendirmenin devletin görevi olmadığı, bunun devletin tarafsızlık ilkesine aykırı sonuçlar doğuracağı görüşüne vardı. Mahkeme kişinin din ve inancını açıklamak zorunda olmadığını belirtti. Türkiye’de AİHS’nin “din ve vicdan özgürlüğü” hakkını içeren 9. maddesinin ihlal edildiğine hükmeden mahkeme başvuru sahibi talep etmediği için tazminat belirlemedi.
Türkiye AB’ye uyum çerçevesinde 2006 yılında Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’teki değişiklik yaparak aile kütüklerinde din bilgisi hanesinin, kişinin yazılı beyanına uygun olarak değiştirilmesi ya da silinmesinin önünü açmıştı.
Radikal - 03.02.2010