KİMLİK (Basına Yansıyanlar) -1

Sinan IŞIK'ın KİMLİK mücadelesinden Basına Yansıyanlar  :Fatih ALTAYLI : Kimliklerden din hanesi silinecek      ...

Sinan IŞIK'ın KİMLİK mücadelesinden Basına Yansıyanlar  :

Fatih ALTAYLI : Kimliklerden din hanesi silinecek      
 
ALEVİ bir yurttaşımız, nüfus káğıdının din hanesine ‘Alevi’ yazdırmak için dava açmış. Eğer dava lehine sonuçlanmazsa, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürecekmiş.

Girişim son derece tehlikeli.

Giderek nüfus káğıtlarına mezhep, hatta tarikatların yazılmasıyla sonuçlanacak ve Türkiye’de yeni bir bölünmüşlüğü başlatabilecek bir adım.

Ama konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürecek kadar ‘bilgili’ vatandaşımız, Avrupa’nın bu konuda geliştirmeye çalıştığı içtihattan bihaber olacak kadar da bilgisiz.

Kimlik belgelerinde ‘din hanesi’ konusu Avrupa Birliği’nin uzun süredir tartıştığı bir meseleydi. AB, kimlik üzerinde dinle ilgili bilgi bulunmasının AB hukukuna ve AB değerlerine uygun olmadığı yolunda bir görüşbirliğine varmak için uzun tartışmalar yaptı.

Sonuç olarak, nüfus káğıtları üzerinde dini inancı belirten bir ibare bulunması uygulamasından vazgeçilmesi kararlaştırıldı.

Bu karardan sonra tartışmalar sona ermedi.

Kilisenin etkin olduğu ülkelerden buna yönelik ‘toplumsal’ itirazlar geldi.

Özellikle Yunanistan’da ciddi itirazlar oldu. Ancak sonunda iş tatlıya bağlandı.

Büyük bir olasılıkla, aralık ayında yapılacak zirvede ‘kimlik belgeleri’ üzerinde kişinin inancını belirten bir ibare bulunmaması konusu kesin bir ‘karar’ olarak alınacak ve uygulama sona erecek.

AB yolunda her şeye ‘evet’ diyen Türkiye de buna uymak zorunda kalacak.

Yani nüfus káğıtlarından din hanesi kaldırılacak.

Söz konusu davayı açan yurttaşımıza Türkiye’yi dava edecek ‘daha akıllıca’ bir neden bulmasını tavsiye ediyorum.

HÜRRİYET - 28.09.2004

Mine G. Kırıkkanat : Alevi'nin adı yok mu?

Adı gibi halim selim H. beyi, kadim dostum taksi şoförü Hasan beyin amca oğlu diye tanırım. Ancak Hasan beyin 50'ye yakın amca oğlu ve hepsinin Sivaslı olduğunu, zaten yarısının da bizim durakta taksicilik yaptığını kavramam biraz zaman almıştır. Paris-İstanbul arasındaki sayısız seferlerimde, havaalanına ya biri götürür ya öteki ve hepsiyle tatlı tatlı sohbet ederiz tabii ki.

Ağustos ayında, Irak'ta öldürülen ilk Türk kamyon şoförü Murat Yüce hakkında, 'Alevi diye...' başlıklı yazımın yayımlandığı günlerdi ve ben Paris'e dönüyordum, havaalanı yolculuğum H. beye denk geldi.

Söz döndü dolaştı, yazım dolayısıyla Aleviliğe dayandı ve taksi şoförü H. bey, ne kendisinin ne de köylüsünün unutamadığı bir 'Alevi dersi'ni paylaştı benimle.

H. bey ve sayısız 'amca oğulları', Sivas'ın bir 'Sünni' köyündendiler. Çoğu İstanbul'a göçmüş, ama doğdukları toprakları unutmadıkları gibi, birikimlerini köydeki evlerini hale yola koymaya harcamışlar, her yaz, suların karpuz çatlattığı, ormanların mis gibi koktuğu o güzel beldeye geri dönüyorlardı. Zaten taksicilikten emekli olur olmaz, tümden geri göçeceklerdi. İşte bu 'ikinci bahar' hayaliyle yeni baştan yarattıkları köylerine, bir de görkemli cami yaptırmışlardı geçen yıllarda. Köyden göçenler birikimlerinden vermiş, kalanlar kolları sıvamış, bir süre sonra (H. beyin yalancısıyım) 'Sivas'ta bile olmayan büyüklükte' bir cami çıkmıştı ortaya. Tabii açılışının da büyük olması gerekiyordu ve Sivas'ın içinden bile vali, kaymakam ve belediye başkanı gibi şahsiyetler çağrılmış, tüm komşu köylüler davet edilmişlerdi. Tek bir köy hariç: Cami yapılan Sünni köyüne en yakın, bir Alevi köyü. Kim unutmuştu Alevileri, yoksa özellikle mi çağrılmamışlardı, pek açık söylemiyordu H. bey...

Kimler icabet etmişti davete unuttum, tüm mühim şahsiyetlerin ehem temennileri arasında, cami gereken şatafatla hizmete açılmıştı günün sonunda.

Ertesi gün, davetlileri uğurlayıp gündelik yaşamına dönen 'Sünni' köyün ufkunda, komşu Alevi köyün ileri gelenleri belirmişti. Elleri boş gelmemişlerdi. Her Alevi'nin bir ucundan tuttuğu dev bir halı taşıyorlardı. Köyün Alevi dedesi başta, gelenlerin yüreği buruk, boynu büküktü. Sünni komşularına dediler ki: "Siz bizi açılışına davet etmediniz, oysa biz aylardır halı dokuyorduk sizin caminiz için..."

H. beyin deyişiyle Aleviler, dokudukları halıyı camiye serdiler ve Sünni komşuların 'bir bardak suyunu bile içmeden', geldikleri gibi gittiler köylerine.

Sivaslı taksi şoförünün sesi titriyor, hatta gözleri yaşarıyordu bunları anlatırken. Belli ki tüm köylüsüyle birlikte utanmıştı, bile bile kırdıkları Alevi komşularının gönül güzelliğinden. 'Öyle bir halı dokumuşlar ki abla...' diyor, yutkunuyordu. Gerçekte nasıl bir halıydı bilmiyorum, ama H. beye bakarsanız, Çin'den Maçin'e halıcılık var olalı, böyle büyük, böyle güzel bir halı dokunmamıştı. Ve Alevi köyü halkının, onları 'kendilerinden' saymayan komşularına, gönül kırıklığına rağmen verdikleri ders, kuşkusuz yıllarca, dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılarak, dokudukları halıya sonunda cami kadar görkem kazandıracaktı, belli.

Dün, bu olayın geçtiği köyün adını ve tarihini verebilmek için H. beyi aradım telefonla. Sivaslı taksi şoförü dostum, ne de olsa 'sözlü' bir kültürden geliyor, anısının 'yazı'ya aktarılmasından ürktü, 'Mesaideyim,' diye geveleyip kapattı telefonu. İstanbul'da olsam yakasına yapışır, nasılsa (kerpetenle) alırdım iznini. Uzaktayım, kendisi 'He' demeden doğru bulmadım isim, yer ve tarih belirtmeyi. Ama bu yazıyı daha fazla bekletemezdim.

Çünkü İzmir'de, Konak Belediye işçisi Sinan Işık, 'Alevi' diye yazdıramamış nüfus cüzdanına. Din hanesine yazdırmak istediği inanç kimliği, mahkemenin Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan aldığı 'Alevilik, müstakil bir din değildir, İslamiyet'in tasavvufi bir yorumudur,' açıklamasıyla reddedilmiş. Sinan Işık, karar Yargıtay'da onanırsa, AİHM'ye gidecek. Hakkıdır, haklıdır, doğru yapar.

Nüfus cüzdanlarında din hanesi, zaten kaldırılmalı, AB zorunlu tutacak yakında. Ama o güne kadar Aleviliğin nüfusta 'yok' sayılması, antidemokratik bir din hegemonyasıdır.

Camide cemaatten sayılmayacaksın, nüfusta adamdan ha! Yok ya?

Mine G. Kırıkkanat
RADİKAL - 29.09.2004

'Kimliğime Alevi yazın'

Belediye işçisi Işık'ın, "Nüfus cüzdanımın din hanesine Alevi yazılsın" talebi reddedildi. Diyanet'in görüşü: Alevilik din değil, İslamın yorumu

Nüfus cüzdanındaki "din" bölümüne, "İslam" yerine "Alevi" yazılması isteği mahkemece reddedilen Sinan Işık (42), temyiz ettiği ret kararının Yargıtay'da onanması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracak.

Konak Belediyesi işçisi Işık, Konak Nüfus Müdürlüğü aleyhine mayısta yaptığı başvuruda, "Bir insanın hem Alevi hem de İslam olamayacağına inandım" dedi. İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi Muharrem Ünal'ın bilgi istediği Diyanet İşleri Başkanlığı, "Alevilik, müstakil bir din olmadığı gibi, İslam'ın bir mezhebi de değil. İslam'da tasavvufi ve kültürel özellikler taşıyan bir alt grup ve yorumdur... Nüfus cüzdanında bu hususun belirtilmesinin, milli bütünlüğümüze, cumhuriyetimizin ilkelerine, laikliğe uygun düşmeyeceği mütalaa olunur" görüşünü bildirdi. Katolik ve Protestanların Hıristiyan olduğu örneğini veren hâkim de, davayı reddetti.

Işık ise, "İnancımda namaz kılmak, camiye gitmek yok. O bölüme Alevi yazılmasını istiyorum. Bu Türkiye'de bir ilk. Birçok insan bunu istiyor ancak çekiniyorlar" dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kazım Genç de, "30-40 yıl önce kimliklerde Alevi yazardı. Uygulamayı kaldırdılar. Daha önce dava açılmadı. Bize başvuru olursa konuyu, AİHM'ye taşımaya hazırız" diye konuştu.

Budist'e izin var, Alevi'ye olmaz!

Yasaya göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nüfus cüzdanına aksi belirtilmediği sürece doğar doğmaz "İslam" yazılıyor. 18 yaşından sonra mahkeme kanalıyla değişiklik yapılabiliyor. Daha önce Haluk Aslaniskender adlı vatandaş, nüfus cüzdanına "Budist" yazdırmıştı.

Kimliğe Hıristiyan ve Musevilik gibi diğer dinler de yazılıyor.

TURAÇ TOP İzmir DHA
MİLLİYET - 28.09.2004

Alevilik tartışması

İzmir'de bir yurttaşın nüfus cüzdanına İslam yerine Alevilik yazılma talebinin reddedilmesi üzerine Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği Federasyonu Genel Başkanı Ali Doğan'dan, tartışmaya yol açacak bir tepki geldi. Aleviliğin İslam'ın bir mezhebi değil, bütün dinlerden etkilenen bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen Doğan, ‘Tek ortak noktamız ‘Allah-Muhammed-Ali' üçlemesidir' dedi.

ALEVİLİĞİN İslam'ın farklı bir yorumu olarak değerlendirilmesine şiddetle karşı çıkan Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği Federasyonu Genel Başkanı Ali Doğan, ‘Alevilik, İslam'dan binlerce yıl önce vardı. Alevilik İslam'ın dışındadır ve kendine özgüdür' dedi. Nüfus cüzdanındaki din hanesine İslam ibaresi yerine, Alevi ibaresi yazılması için İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açan Sinan Işık'ın talebinin reddedilmesi üzerine bir açıklama yapan Doğan, ‘Alevilik' kavramının İslamın dışında ve kendine özgü olduğunu savundu.

MEZHEP DEĞİL

Aleviliğin ne bir din ne de bir mezhep olduğunu vurgulayan Doğan, İslamın içinde yer aldığı tek noktanın ‘Allah-Muhammed-Ali üçlemesinin içinde yer almasıdır' olduğunu söyledi. Aleviliği ‘İnsanı merkezine koyan Anadolu'ya özgü, eşi ve benzeri olmayan bir felsefe, bir inanç, bir yaşam biçimi, bir kültür, bir öğreti ve hatta bunların tümünü de aşan bir toplumsal olgu' sözleriyle tanımlayan Doğan, bu özellikleriyle İslam'dan farklı bir yerde durduğunu kaydetti, ‘Aleviler kendi kuralları ve gelenekleri ile yaşarlar' dedi.

Ali Doğan, Alevilik için ‘Kendisini yenileyen, açık, çağdaş bir inanç sistemidir' yaptı. Doğan, Aleviliğin kökenini şu sözlerle aktardı: ‘Alevilik İslam'dan çok önce, Orta Asya'da Şamanizm, Zerdüşlük, Manhaizm vb. inançlardan etkilenerek oluşmuş, daha sonra tek tanrılı dinler aşamasında, Musevilikten, Hıristiyanlıktan etkilenmiş ve son olarak da İslam'dan en yoğun etkilenerek, Hak-Muhammet-Ali'yi kendisine rehber edinmiştir.'

LAİKLİĞE AYKIRI

Nüfus kağıtlarında din hanesinin bulunmasına da karşı çıkan Doğan, ‘Din hanesinin bulunması, Anayasamız'ın 24. maddesinde düzenlenmiş olan inanç özgürlüğüne, keza 2. maddesinde düzenlenmiş laiklik ilkesine aykırıdır. Bu nedenle nüfus kağıtlarındaki din hanesi kaldırılmalıdır. '

Yargıtay onarsa AİHM'ye gidecek

İzmir'de belediye işçisi Sinan Işık'ın, nüfus cüzdanındaki din hanesine ‘İslam' yerine ‘Alevilik' yazılması talebiyle açtığı dava, 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedilmişti. Temyize giden Sinan Işık, Yargıtay'ın kararı onaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını söylemişti.

Umut ERDEM/ANKARA
HÜRRİYET - 1 Ekim 2004

Polemiğe İzzettin Doğan da katıldı

Bektaşi Federasyonu Başkanı Doğan'ın "Alevilik İslamın dışında ve kendine özgüdür" sözleri fitili ateşledi. Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan: Aleviliğin İslam'dan binlerce önce yıl olduğunu söylemek bir karacahillik.

Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Doğan'ın "Alevilik İslam'dan önce de vardı. İslamın dışında ve kendine özgüdür" sözleri Aliveliğin 'ne olduğu' tartışmasını başlattı. Alevi dernekleri Doğan'ın sözlerine "Alevilik İslam'ın içindedir ve bir mezheptir" diyerek tepki gösterdi. Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahatçılar ise Aleviliğin bir mezhep olmadığını İslam içerisindeki bir anlayış ve yaşam biçimi olduğunu söylüyor. Dün bir basın toplantısı düzenleyen Ali Doğan'a göre Alevilik İslam'dan binlerce yıl önce ortaya çıkmış "kendine özgü bir inanç ve kültür." İslam dini ile birlikte bu dinin motiflerini de bünyesine kabul ederek, gelen bir inanç sistemi. Bu yüzden de Müslümanlıkla da bir ilgisi bulunuyor. Aleviliğin bir din ve mezhep olarak kabul edilmemesi gerektiğini de söyleyen Doğan, "İslam'la ortaya çıkmamış, ondan binlerce yıl öncesinde var olan bir inançtan söz ediyoruz. Aleviliği İslam'ın bir mezhebi olarak kabul edemeyiz. Bu bir kültürdür. Anadolu kültürüdür" dedi. Doğan'ın bu açıklamalarına şu tepkiler geldi:

KARACAHİLLİKTİR BU

Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan: Aleviliğin İslam'dan binlerce önce yıl olduğunu söylemek bir karacahillik. Bunlar Türkiye'de Alevi Sunni çatışmasının zeminini hazırlamak isteyen, nereden yönlendirildiklerini bilemediğimiz insanların işi. Alevilik'te her zaman Hz. Ali, Hz. Muhammed, Kuran çağrışımı beraberdir. Alevilik 'Hak, Muhammed, Ali yolu' diye tanımlanır. Prof. Dr. Sadrettin Gümüş: (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) Alevilik ayrı bir din olmadığı gibi bir mezhep de değildir. Alevi kelimesi Hz Ali'nin isminden gelir, Hz. Ali'nin yolunda olanlar, onu sevenler anlamındadır. Aleviler Müslümandır. Diyanet İşleri Başkanlığı: Alevilik din de mezhep de değildir. İslam içerisinde bir anlayış bir yorumdur. Aleviler Müslümandır.

HABERTÜRK - 1 Ekim 2004

ALEVİLER TEPKİLİ

Pir Sultan Abdal, 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Başkan Yardımcısı Alaaddin Türkoğlu, tarafından yapılan açıklamada, "Vatandaşın nüfus cüzdanındaki 'dini' ibaresini zaman geçirmeden çıkaralım. Mevcut uygulama Alevileri ve diğer inanç gruplarını zorla asimile etmektedir" dedi.

Türkoğlu "İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan almış olduğu görüş ile 'Alevilik, İslam'ın farklı bir yorum şekli'dir diyerek Sinan Işık'ın nüfus cüzdanındaki din hanesine 'Alevi' yazılması istemini reddetmiştir. Böyle bir karar, Alevilerin asimile edilmesinin somut kanıtıdır. Vakfımız, Alevi toplumunun kültür ve inancını eriterek asimile edilmesine karşıdır. Nüfus cüzdanından din hanesi çıkarılıncaya kadar demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanarak mücadele edeceğiz" dedi.

Birgün – Ankara
HABERTÜRK - 30.09.2004

ABF-AABK : Nüfus Cüzdanlarından din hanesi çıkarılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) TBBM İçişleri Komisyonunda kabul edilen Nüfus Cüzdanlarındaki din hanesinin seçimlik hale getirilmesini düzenleyen yasa tasarısı ile ilgili ortak bir açıklama yaptılar. Açıklamada " Din hanesinin kişinin tercihine bırakılması yönündeki Meclis İç İşleri Komisyonunda kabul edilen tasarısı olumlu bir adım olmakla birlikte yeterli değildir. TBMM Yasa Tasarısının görüşmeleri sırasında Nüfus Cüzdanlarından Din hanesi tamamen kaldırma iradesini göstermelidir. Laik bir ülkede vatandaşların inançlarının nüfus cüzdanlarına yazılması doğru değildir. Seçimlik hale getirilmesi meselenin atiye terk edilmesi dahası göz boyama ile geçiştirilmesi anlamına gelmektedir. İnsanların inançsal meselelerinin resmi kimlik bilgilerinde yer alması zaten büyük tabuların ve ayrımcılıkların yaşandığı bir ülkede kabul gören inancın dışındakileri olumsuz ayrımcılıklara sürükleyecektir. Farklı inançtan olan insanların kendi kimliklerini ifade ederken dışlanmaya ve ötekileştirilmeye maruz kaldığı bir ülkede, bu farklılığını kimliğine yansıtması ve karşılığında göreceği sıkıntıların boyutu daha da artacaktır. Çocuklar okulda, askerler kışlada, işte, mahkemede her alanda bu sıkıntılar ayyuka çıkacaktır.'deniyor.

* Nüfus cüzdanlarının din hanesi seçimlik hale getiriliyor

* Nüfus Cüzdanlarından Din hanesi tamamen kaldırılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek.

* Sıra mecliste Meclis Nüfus Cüzdanlarından Din hanesi tamamen kaldırmalıdır.

Nüfus cüzdanlarında din hanesine yazılacak bilgiyi kişinin tercihine bırakan yasa tasarısı Meclis İç İşleri Komisyonu'nda kabul edildi.

Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF) ile Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu(AABK) Nüfus cüzdanlarında, din hanesinin bulunmasını Anayasa'nın 24.maddesinde düzenlenmiş olan İnanç Özgürlüğüne ve 2. maddesinde düzenlenmiş olan Laiklik ilkesine aykırı olduğunu yıllarca dile getirmişlerdir. Bu nedenle Örgütlerimiz nüfus cüzdanlarından din hanesi kaldırılmasını talep eden görüşlerini her platformda dile getirmiş ve parlamento ve Cumhurbaşkanlığı düzeyinde sorunun laiklik çerçevesinde çözümünü talep etmişlerdir.

Örgütlerimiz bu konudaki taleplerini, diğer talepleri ile birlikte, AB Komisyonlarına taşıyıp, sorunu tartıştırmışlardır. Konuyla ilgili olarak bir Alevi yurttaşımız olan Sinan IŞIK, mahkemeye baş vurarak, din hanesindeki, İslam ibaresinin silinmesini ve yerine Alevi ibaresinin yazılmasını istemişti. Bu başvuru yürürlükteki düzenlemeden dolayı, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesince, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan görüş ile de red edilmişti. İç hukukta sonuç alınamayınca dava üye derneklerimizin de çabası ile AHİM e taşınmıştı.

Alevi Örgütlerinin yeni dava açma yönündeki girişimleri ve Alevi toplumun özgürlükçü laiklikten yana tercihi ve mücadelemizdeki kararlılığını gören siyasi iktidar, artık bu soruna çözüm üretmek zorunda kalmıştır.

Din hanesinin kişinin tercihine bırakılması yönündeki Meclis İç İşleri Komisyonunda kabul edilen tasarısı olumlu bir adım olmakla birlikte yeterli değildir. TBBM Yasa Tasarısının görüşmeleri sırasında Nüfus Cüzdanlarından Din hanesi tamamen kaldırma iradesini göstermelidir. Laik bir ülkede vatandaşların inançlarının nüfus cüzdanlarına yazılması doğru değildir. Seçimlik hale getirilmesi meselenin atiye terk edilmesi dahası göz boyama ile geçiştirilmesi anlamına gelmektedir. İnsanların inançsal meselelerinin resmi kimlik bilgilerinde yer alması zaten büyük tabuların ve ayrımcılıkların yaşandığı bir ülkede kabul gören inancın dışındakileri olumsuz ayrımcılıklara sürükleyecektir. Farklı inançtan olan insanların kendi kimliklerini ifade ederken dışlanmaya ve ötekileştirilmeye maruz kaldığı bir ülkede, bu farklılığını kimliğine yansıtması ve karşılığında göreceği sıkıntıların boyutu daha da artacaktır. Çocuklar okulda, askerler kışlada, işte, mahkemede her alanda bu sıkıntılar ayyuka çıkacaktır.

Bu ülke Kahraman Maraş Katliamı öncesinde evlerin kırmızı ile işaretlenmesini unutmamıştır. Bu sefer bu işaretleme kimliklere de taşınacaktır. Bu durumda farklı inanca sahip olanlar işaretlenme riskine razı olacak ya da hakim zihniyetin inancını yazmaya devam edeceklerdir. Hiçbir şey yazdırmayanlar ise ateist yada öteki olarak algılanacaklardır. Bu durumun yaratacağı sıkıntılar ve sorunlar tasarının bu şekli ile toplumsal uzlaşmaya hizmet etmeyeceğini göstermektedir.

Örgütlerimiz gelinen noktada mücadeledeki kararlılığının sonuçlarını elde etmeye başlamıştır.

Bugün nüfus cüzdanı ile kısmen de olsa elde etmeye başladığımız kazanımı, laiklik çerçevesinde zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması noktasında sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile arz ederiz. 18.03.2006

Selahattin Özel
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF)
Genel Başkanı

Turgut Öker
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu(AABK)
Genel Başkanı

Alevi Haber Haberleri

AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Alevilik ve Kızılbaşlık
"Alevi ocakzadeler siz Evladı Resulsunuz, Seyitsiniz" diyerek kandırılmışlardır
HEDEP Vekili 'fırıldak' Celal Fırat'tan Tolga Sağ'a HEDEP kıyağı