Kahpe felek sana nettim neyledim
Attın gurbet ele parelerimi
En sonunda beni sılamdan ettin
Kestin mümkünü mü çarelerimi
*
Gurbetteyim pek çok Arguvan’lı gibi. Eskiden çalışmaya gidilirdi gurbete illere, benim kuşak artık okumak için de gidiyoruz. Okuyup kendimizi kurtaracağız, hele kız isek tek çaremiz okumak. Gurbette sorduklarında; “Nerelisin?” diye, “Malatyalıyım” dediğimde; “İnönü’nün memleketi” derlerdi, hoşuma giderdi. “Malatya’nın neresinden?” dediklerinde, “Arguvanlıyım” deyince bilmezlerdi Arguvan’ı. Çünkü batıdayım, ilçelerini bilmemeleri doğal.
Sonra geldim Memleketimde üniversiteye devam ediyorum. Ama 80 dönemini çok ağır yaşamışız, izleri derin. “Nerelisin” dediklerinde, fakültedeysem tereddüt ediyorum, annemin sözleri kulağımda, Malatya’nın merkezi de, kim olduğunu bilmesinler, sana tavır almasınlar.
Mezun oldum zor bir yeterlilik sınavını doğudan mezun olmanın kompleksine rağmen başarıyla geçerek ve atanarak Malatya da bir lisede öğretmenlik yapıyorum. Usuldendir başlıyor tanışma sohbeti.
“Hoca hanım nerelisin?”
“Malatya.”
“Neresinden?”
“Arguvan” diyorum başarımın verdiği kendime güvenen tavrımla,
“İnsan olsun da nereli olursa olsun” diyerek nedense avutmaya çalışırlardı. Başka yöre için duymadım bu cümleyi. Batıda doğulu olarak duymak dışında…
*
Bir ay doğar ilk akşamdan geceden
Şavkı vurur pencereden pacadan
Uykusuz mu kaldın dünkü geceden
Uyan uyan yar sinene sar beni
*
Radyoda sıkça çalınıyor 2001 yılında Arguvan’da çekilen “O da beni seviyor” filminin müziği. Hemen her yerde… Hele de Mustafa Özarslan yorumuyla dinliyorum. O gün bu gündür bu türkü ve diğer söylediği Arguvan türküleriyle bize tanıttı ve hak ettiği özel yeri edindi Özarslan.
Yine bildik bir sohbet yaşıyorum.
“Nerelisiniz hoca hanım?” diyorlar. “Malatya Arguvanlıyım”, diyorum. Artık karşımdaki beni avutmak yerine gülümseyerek, “Türkü diyarı desenize” diyorlar. Ya da, “Ölüm olsaydı ayrılık olmasaydı Arguvanlım” gibi gülümseyen bir yüz ve bir Arguvan türküsüyle karşılaşıyorum artık.
Memleketim dışındaki arkadaşlarım bile Arguvan türküleri duydukça beni hatırlıyorlar ve arıyorlar “Dinleyince aklıma geldin” diyerek. Öğrencilerim “Hocam bende saz çalarım türkü söylerim” diye tatlı bir yakınlaşma ararlar ve mutlaka Arguvan türküsü söylerler beni görünce. Saz ve söz dinlemek için konuk olarak girdiğim müzik derslerince mutlaka bana Arguvan türküleri armağan ederler. Toplu bir eğlenceye gittiğimizde, Arguvanlı bir kişi bile olsak istenir mutlaka Arguvan türküsü ve başlarız türküye…
Kayanın dibinde mal mı yayılır
Döşeğin üstünde nar mı soyulur
Bir gün görmeyinen yar mı doyulur
Gecesi gündüzü bir olmayınca
Ve son olarak diyorum ki;
Bizi özgür kıldı Arguvan türküleri.
Uzlaşmayı gizlemekle değil,
Bağırarak değil
Türkü çığırarak başardı Arguvan.
Türkülerle nice güzelliklere…
Yazı: Nuray DÜZOVA
Arguvan Yolu Dergisi, Sayı: 2
Görsel: Rıza Parlak