Kıbrıs Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez: Kıbrıs Türk kültüründe medresenin, mevlevi tekkeleri var. Ama Cemevi yoktur. Kıbrıs Türklerinde bu yönde bir inanç olduğuna ben tarih içerisinde rastlamadım. Yani Cemevi tarih içerisinde kurumsallaşmış olarak bulunmuyor.”
Aleviler Cem Evi, Protestanlar kilise talep ediyor… Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, dini azınlıkların talepleriyle ilgili yetkili mercinin devlet olduğunu belirtti:
BİZİ DOLAYLI YOLDAN İLGİLENDİRİYOR… Dini azınlıkların talepleri konusunda karar verme yetkisinin devlette olduğuna dikkat çeken Yusuf Suiçmez, “Bu konular bizi doğrudan ilgilendirmiyor. Yani bir kilise açılacağında onay yetkisi bende değil. Din İşleri Başkanlığı dolaylı ilgilendiriyor. Bizim yasamıza göre görevimiz İslam konusunda halkı aydınlatmadır” dedi
KÜLTÜRÜMÜZDE CEM EVİ YOK… Suiçmez: “Kıbrıs Türk kültüründe medresenin, Mevlevi tekkelerinin yeri var. Ama Cem Evi yoktur. Kıbrıs Türklerinde bu yönde bir inanç olduğuna ben tarih içerisinde rastlamadım. Yani Cem Evi tarih içerisinde kurumsallaşmış olarak bulunmuyor
Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, Kuzey Kıbrıs’taki dini azınlıkların talepleriyle ilgili karar verme yetkisinin bulunmadığını belirterek, bu konuda tek yetkilinin devlet olduğunu söyledi.
Ülkemizdeki Aleviler ile Türk Protestanların kendi ibadethanelerine sahip olmaları yönünde talepleri bulunuyor.
Aleviler Cemevi talep ederken, Protestanlar ise kendilerine kilise verilmesini talep ediyor.
Konuyla ilgili HAVADİS’in sorularını yanıtlayan Suiçmez, herkesin dinini özgürce yaşayabilmesi gerektiğini belirtti.
Bu çerçevede de ülkemizde din ve ahlak dersleri verilmesi yönünde insanların talebi olduğuna dikkat çeken Yusuf Suiçmez, “Bu noktada herkesin dini özgürlüklerine saygı gösterilmeli” dedi.
“Bilimsel değiller”
Suiçmez, din konusunda bilgi kirliliği yaşandığını belirterek, “Bu konuyu tartışanlar, din konusunda eğitim almayan kişilerdir” dedi.
Bu kişilerin din konusunda bilimsel açıklama hakkı olmadığına dikkat çeken Yusuf Suiçmez, sendikacıların din konusunda söylediği ile normal bir vatandaşın söyledikleri arasında, öğretmenlik dışında, uzmanlık açısından bir fark olmadığına vurgu yaptı.
“Bu işi din eğitimi almış kişilerin ele alması gerekir” diyen Suiçmez, sendikacıların görüş belirtebileceğini ama bunun bilimsel olarak ele alınamayacağını söyledi.
“Cemevi, Kıbrıs Türk kültür tarihinde yok”
Alevilerin Cemevi, Türk Protestanların ise kilise talebi olduğunun hatırlatılması üzerine Yusuf Suiçmez, “Ciddi planlama ister. Biz kendi dinimizin eğitimini düzgün raya oturtamadık. Tartışmaları görüyorsunuz” dedi.
Din eğitiminin daha çok siyasi ve ideolojik olarak tartışıldığına dikkat çeken Yusuf Suiçmez, Türkiye’de Alevilik konusunda AİHM’de dava açıldığını hatırlattı.
Dava sonucu Aleviliğin müfredata girdiğini söyleyen Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez, “Alevilik ayrı bir din değil. Onlar da Müslüman. Ama siyasi bir ayrışma var. Bizi siyasi taraf değil, din ilgilendirir” dedi.
Kuzey Kıbrıs’taki Alevilerin Cemevi ile ilgili istekleri ve bu konuda da girişimleri olduğunu belirten Suiçmez, yeni talep ve ihtiyaçların değerlendirilebileceğini söyledi.
Kıbrıs Türk kültür tarihi içerisinde Cemevi’nin olmadığını ifade eden Suiçmez şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk kültüründe medresenin, mevlevi tekkeleri var. Ama Cemevi yoktur. Kıbrıs Türklerinde bu yönde bir inanç olduğuna ben tarih içerisinde rastlamadım. Yani Cemevi tarih içerisinde kurumsallaşmış olarak bulunmuyor.”
“Karar mekanizması devlettir”
Dini azınlıkların talepleri konusunda karar verme yetkisinin devlette olduğuna dikkat çeken Suiçmez, “Bu konular bizi doğrudan ilgilendirmiyor. Yani bir kilise açılacağında onay yetkisi bende değil. Din İşleri Başkanlığı dolaylı ilgilendiriyor. Bizim yasamıza göre görevimiz İslam konusunda halkı aydınlatmadır” dedi.
Kuzey Kıbrıs’taki dini azınlıkların haklarının bu kadar savunulduğu bir ortamda, Kıbrıs Türkü için yapılan din dersleri konusunda objektif olunmamasını eleştiren Suiçmez, “Gerek sivil toplum örgütleri gerekse medya. Sırasında eş cinsellerin hakları savunuluyor ama şu anda yapılan dersler konusunda kimse bu kadar hak arayışı içerisinde değil” dedi.
Yusuf Suiçmez sözlerini tamamlarken, insanların inançlarını özgürce yaşama hakkı olduğunu belirterek, “Bir devlet önce kendi değerlerini öğretir. Kendi değerlerini geriye itip başka değerleri ön plana çıkartmaz. Ama diğer dinlerin de hakları ihlal edilmemeli” diye konuştu.
Havadiskibris.com - Aral MORAL / 6 Ağustos 2009