"Ne oldu soğuktan diliniz tutulmuş olabilir de bari tempo falan alkış. Abi Diyarbakır'dan mı geldiniz hepiniz? Dağdan mı? Nereden geldiniz anlamadım yani. Moron moron bakıyorsunuz abi. İnsan bir tempo bir alkış bir şey yapar yani. Soğuk soğuk şortla çıktık. Çok ruhsuz başladınız geceye."
Bu sözler bir sanatçıya (!) ait. Bu sanatçının (!) sözleri kendi yurttaşlarını "sözde ve özde" olarak ayıran manüplasyonun ürünü olup sanat ve insanlık adına utanç vericidir ve ne yazık ki; erkek egemen bir dilin bir kadının ağzıyla taklididir. Türkiyemiz Diyarbakır'ı, Bodrum'u, İstanbul'u, Sivas'ı hasılı her kenti ve bölgesi ile çok kültürlü, çok inançlı bir halklar ve kültürler bahçesidir. Bizler "Yetmiş iki millete bir nazarla bakmayı" yol ulularımızdan öğrendik. Her kim ve ne sıfatla olursa olsun Türkiye Toplumu'nu oluşturan kültürel ve inançsal değerleri, toplumları ve halkları küçümser ve hakir görür, hakaret ederse YOLUMUZ ve YOL ULULARIMIZDAN aldığımız edep - erkan ile buna karşı dururuz. Türkiyemiz'de Türk, Kürt, Arap, Çerkez... bütün kültürel kimlikler, Alevi Felsefesi ve Kültürü ile Sünni İnancı, yasalar karşısında eşit ve özgür olmalıdır.
Diyarbakır kendine has tarihi, insani, sanatsal ve kültürel değerler ile bırakınız Türkiye ölçeğini, dünya kültürüne mal olmuş kadim bir kentimizdir. Son zamanlarda özellikle ırkçı - şoven odaklarca geliştirilen politikalar sonucu böylesine ölçüsüz ve pervasız söylemler ortaya çıkmaktadır. Bu konuda sanatı ve sanatçılığın temelini kendi halkının dilinden, kültüründen ve felsefesinden alan sanatçı, bilim insanı ve politikacılara önemli görevler düşmektedir. Kültürler arasına örülmek istenen ırkçı - şoven duvarı gerçek sanat, bilim ve siyaset ile aşabiliriz.
Kemal BÜLBÜL
PSAKD GENEL SEKRETERİ
ALEVİ HABER AJANSI - 20 Mayıs 2008