Karadeniz bölgesinde özellikle Ordu da yaşayan Alevi toplumunun çok gelişkin bir mizah anlayışı vardır.
Karadeniz in kıvrak zekâsı ile Alevi anlayışının derinliği ve inceliği birleşince ortaya olağanüstü bir mizah anlayışı çıkmış.
Muhabbet ortamlarında anlatılan her birisi yaşanmış olaylardan oluşan sayısız örneklerden fırsat buldukça bildiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Benimde doğduğum Ordu/Gürgentepe ilçesi Güvenç Abdal Ocağı Dedelerinin de yoğunlukta yaşadığı bir ilçedir.
Sahilden de oldukça yüksekte (1200 Mt) ve 50 km uzaktadır.
Balık sezonu başlayınca taze balıklar önce sahilde satılır.
Sahilde satılmayan balıklar önce yakın ilçe pazarlarına, oralarda da satılamayan balıklar birkaç Pazar dolaştırıldıktan sonra Gürgentepe gibi daha yüksek ilçe pazarlarına götürülür ki balıklar artık iyice bayatlamış olur.
Bir Gürgentepe pazarında balıkçı gelmiş 'taze balık taze balık' diye bağırarak satış yapmaya çalışıyor.
Rahmetli Pir Gaybın Paşa Dede balık alacak ama balık alınacak gibi değil, bayatlamış.
Paşa Dede balık tezgâhına yaklaşmış eğilmiş bir şeyler fısıldamış.
Balıkçı ‘hayırdır dayı balıklarla ne konuşuyorsun.’
Paşa Dede ‘Bir şey sordum’
Balıkçı ‘Ne sordun ki’
Paşa Dede ‘Ben bir hafta önce Ordu ya indiydim rıhtımda gezerken saatimi düşürdüm de saatimi gördünüz mü diye sordum’
Balıkçı ‘Peki balıklar ne dediler saatini görmüşler mi?’
Paşa Dede ‘Yok görmemişler biz geleli 15 günü geçti sen onu yeni gelenlere sor belki onlar görmüştür dediler’
Balıkların bayat demenin daha naif bir şekli var mıdır?