Karabalı köyü, kuruluşu 300 yıl önceye dayanan ,Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Alevi bir köydür. Hacı Bektaş Veli dergahına bağlı ve 1978 yılına kadar Devletten gizlilik içerisinde Cem törenlerini ve yolunu - erkanını yürüten bir köydür. 1978-1980 yılları arasında ise, köy gençliğini de saran siyasal dalga sonucu, « solculuk » adına Dede kovulmuş, Cem törenleri ise son bulmuştur.
12 Eylül 1980 sonrası, Köy Muhtarı ve bazı ileri gelenlerine « Köyünüzde Cami yok, size yardım edelim bu eksiğinizi giderin, sonra da köyünüzün Devlet hizmetleri almasında faydası olur » denilerek Devletin psikolojik baskısı sonucu köye Cami yaptırılmıştır. Bir de imam atanmıştır.
Ílk imam, alışık olmadığı bir toplumla karşılaşmanın zorluğundan olmalı ki, « Bu köyde ne namaz kılan var, ne de Camiye gelen » diyerek köyü terk etmiş.
Bu yıllarda ise, köyde yeterli öğrenci sayısı yok diyerek, Alevilerin göçe zorlandığı ve tamamen sünnilerin yaşadığı Sorgun kasabası ilköğretim okullarına köyden öğrenciler servisle taşınarak, köy okulu kapatılmıştır.
Daha sonra Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri denetiminde Alevi köyler için özel eğitilmiş imamlar Alevi köylere atanmıştır. Yeni atanan imamlar ise, köy halkıyla « iyi » bir diyalog kurarak kendisini köylüye sevdirmeyi « başarmıştır »
30 yıldır kendi inanç ve erkanını gerçekleştiremeyen, Dede’sinden Pir’inden ayrı düşmüş olan köy halkı bu duruma alışırken, köklerinden kopmuş ve manevi boşluk içine yuvarlanan genç kuşaklara sunulacak her tür alternatife sıcak bakacak bir duruma düşmüşlerdir.
Karabalı 100 haneli artı 300 hanesi Avrupa ülkelerinde yaşayan bir Alevi köyü olmasına rağmen, yaz mevsimlerinde, 20 öğrencinin kuran kursu aldığı, Camiye gidenlerin sayısının arttığı bir köy olmuştur.
(...)
Her yaz mevsiminde olduğu gibi bu Ağustos ayında da Karabalı köyü Avrupa ve diğer illerden izinli gelen göçmen ailelerle dolu ve canlıydı. Hemen her iki günde bir, köy konağında lokma niyetine Camii hoparlöründen yemek anonsu veriliyordu. Bu defasında değişik bir anons verildi « Sayın köy halkı, bugün saat 16’da köy konağında ‘Karabalı’nın dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu bir toplantı olacaktır, hepiniz davetlisiniz » Alışık olmadıklarından herkes birbirine soruyordu « ne olacakmış ? » diye.
Sonra hemen ne toplantısı olacağı anlaşıldı ve gün içerisinde ağızdan ağıza şu haber hemen yayıldı. « Kendi köylümüz olan ve burada doğup büyümüş, ilk okulu burada okumuş,12 eylül sonrası ailesi tarafından Avrupa’ya gönderilmiş, şimdi ise Fransa Alevi Bilrlikleri Federasyonu Genel Başkanlığı yapan, Acem Rıza’nın küçük oğlu Durak Arslan’ın ricası üzerine bu toplantı düzenlenmiş. Yeni Muhtar Ünal Ünlü ise bu isteği olumlu karşılayıp, derhal toplantıyı organize etmiş. Ne konuşacaklar acaba ? » diye birbirine benzer söylentiler hızla yayıldı.
Saat 16’da köy konağı toplantıya hazırlanmış, lokmalar ve meşrubatlar masalara dizilmiş, yaşlı-genç herkes merak içinde yerlerini almışlardı.
Muhtar, Ünal Ünlü toplantıyı açarak kısaca çalışmalarla ilgili halkı bilgilendirdi. Ardından, « Aslen köylümüz olan, şimdi ise köyümüzde misafir bulunan Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Durak Arslan’a sözü veriyorum » dedi.
Durak Arslan sözü aldı ve; « Saygı değer büyüklerim, sevgili genç arkadaşlarım, 30 yıl sonra tekrar sizlerle, havasını tenefüs edip, pınarlarından su içtiğim, ilk okulunda eğitim aldığım köyümüzde, bir muhabbet ortamında buluşmanın heyecanıyla, hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Görevim gereği Avrupanın bir çok şehrinde binlerce insan karşısında konuşma yapma durumunda kaldım, ancak şu an sizlerin huzunda en zor konuşmamı yapıyorum, heyecanımı hoşgörmenizi rica ediyorum.
Sayın muhtarımıza ve heyetine toplantıyı tertiplediği için teşekkür ediyorum.
Öncelikle, bizlerin yokluğunda köyümüzü sahipsiz bırakmayan, hizmet veren, evlere su getirerek, kanalizasyonlarını yaptırarak, boş meraları ağaçlandırarak geliştirip güzelleştiren gelmiş geçmiş muhtar ve azâlara teşekkür ediyorum.
Çevre köylerle kıyasladığımızda kendi köyümüzün bir çok avantajı olduğunu, imkanlara sahip olduğumuzu görüyorum. Köyümüzde son derece lüks villalar, alt yapı, köy konağı binamız, Ankara’da kendi mülkiyetine sahip Karabalı Güzelleştirme Derneği ve aktif üyeleri, Hamburg’da merkezi bulunan Avrupa Karabalılar Derneği ve pırıl pırıl genç yöneticileri, ekonomik olarak herkesin durumu hali yerinde, köylülerimizin yüzde doksanı Avrupayı görmüş ve ufku geniş insanlar.
Özellikle sizlerle paylaşmak istediğim konu, köyümüzün geçmişinden ziyade geleceğidir. Köyümüzün gelecekte kalıcı olabilmesi için, kültürel kimliğini koruması ve yaşatması, gençlere iş istihdamı sağlaması gerekmektedir. Bu iki konu üzerinde nacizane görüşlerimi sizlerle paylaşmak, varsa sunabileceğimiz bir katkı bunları sizlerden öğrenmek isteriz biz dışarda yaşayanlar olarak.
Özellikle bizleri endişelendiren,şu konuyu sizlere konuşmak istiyorum ; Yozgat’ta esnaflık yapan ve kendisi de Alevi olan ayakkabıcı Rıza’nın oğlunun trafik kazasında hakka yürümesi sonucu, iki gün önce Cenaze töreninde görüp yaşadıklarınızı, içine düştüğünüz şoku dinledim sizlerden. Alevi olan bu ailenin çocuklarından birinin Aczimendi tarikatının üyesi olarak kafasında sarık, sakal ve üzerinde cübbe ile, cenaze törenine grup olarak gelip, kadınlarımızı azarlayarak erkeklerden ayırışını, ağlamaları yasaklamalarını, estirdikleri terörü de kameraya kaydettiklerini siz anlattınız. Aile dostunuzun acısına bile ortak olamadan, şaşkınlık içerisinde dôndüğünüzû anlattınız. Elbette üzücü ve hatta ibret verici bir durum. Biliyor musunuz şu an köyümüzde sizlerin de onaylarınızla verilen kur-an kursuna giden çocuklarımızın, 15 yıl sonra belki de bizi kendi köyümüze almayacaklarını ? Eşlerimizin ve kızlarımızın kafaları – kolları açık diye. Namaz kılmıyoruz, Camii’ye gitmiyoruz diye. Şimdiden, Annelerine neden başlarını kapatmadıklarını sormaya başlamışlar bile. Değerli büyüklerim, köyümüzde çok güzel villalar, binalar sahibi olabiliriz ancak, içine koyacağımız insanı kaybeder isek, hiç bir kıymeti kalmaz o zaman.
Ayrıca, köyümüzde gençlerimize iş alanları yaratmamız da gerekir ki, burada kalabilsinler. Diğer yandan, yaşlılarımıza, kendi evlerine yemek servisi yapan, temizlik ve sağlık hizmeti götüren köylünün ortak olduğu 7 kişilik personeli olan bir şirket kurularak hem mağdur insanlarımız hizmet almış olur hem Avrupada ki yakınları verilecek hizmet karşılığında ücretlerini ödeyerek huzur içinde olur, hem de köyümüzde bir iş alanı yaratılmış olur. Şimdi sizleri dinlemek ve varsa sorularınızı almak üzere, hepinize teşekkür ediyorum » diyerek alkışlar arasında sözlerini tamamladı.
Toplantıda bulunan Murat Arslan’da sıcak bir konuşma yaparak, yapılacak çalışmalarda maddi ve manevi olarak köylülerinin yanında olacağını dile getirdi.
Toplantı medeni bir tartışma ortamında devam etti ve karşılıklı soru ve cevaplarla şu kararlar alındı ;
1- Muhtar ve heyeti her ay toplanacak ve ardından köy halkıyla toplantı yapacak.
2- Her üç ayda bir, Alevilik eğitimi amaçlı seminerler düzenlenecek. Bu konuda Alevi Bektaşi Federasyonundan yardım istenecek.
3- Yılda en az bir defa Cem yapılacak. Alevi yol ve erkanına uygun olarak Cenaze kaldırma eğitimi ve çocuklara temel Alevilik bilgisi verme konuları ile Kamil Bolat görev üstlenecek.
4- 2010 Ağustos ayında Karabalı Köyü Kültür Festivali yapılacak, Yol Tv’den canlı olarak verilecek.
Alınan kararlardan sonra, lokmalar yendi, Kamil Bolat’ın verdiği sofra duası ile toplantı son buldu.
Haber: Ali Haydar Arslan - Karabalı Köyü - Sorgun/YOZGAT
Alevihaber.com - 30 Ağustos 2009