Gökhan Türk / PolitikDunya
Ateş - i aşkına yaktım özümü diyenler vardı o gün Madımak otelinde ve gerçekten ateşe vermişlerdi özlerini. Ancak ateşe verilen sadece orada hayatını acılar içinde veren aydınlar, ozanlar ve şenliklere katılanlar değildi. Ateşe verilen bir ülkenin vicdanı idi. Türk halkının gözleri önünde ülkenin vicdanı ateşe verilirken kimsenin sesi çıkmadı. Ateş bütün yüreklere düşmüş ve içindeki vicdanı yakıp kül etmişti. Ancak küllerinden bir kere daha doğamadı o vicdan.
Bugünse manşetlerde görüyoruz Madımak Oteli, 5,6 milyon liraya kamulaştırıldı. Çok büyük haberdi. Devlet adım atmıştı. Satın almıştı oteli. Ancak sadece oteli, beton ve demirden ibaret olan, dışarı boyalı ve belki de mantolama yapılmış olan bir binayı satın aldı devletimiz. Peki hayatını kaybeden canlar. Onlar bir anlam ifade etmediler. Yıllarca korkuldu anılmaktan. Çünkü ateş bazı yürekleri hala yakarken, bazılarında kin ateşini harlıyordu. Sönmedi sanırım hala iki tarafında ateşi farklı şekillerde yanmaya devam ediyor.
Şimdi yeni bir tartışma başlayacak, kamulaşan Madımak ne yapılacak? Alevi örgütleri buranın bir müze haline getirilmesini istiyorlar. İnsanlık müzesi. Burayı bir ticarethane olarak düşünmüyor. Sadece insan hayatının ne kadar değerli olduğu görülsün diye müze olsun istiyorlar. İstiyorlar ki Muhlis Akarsu'nun tok sesi yankılansın, hayatını kaybeden şairlerin kitapları sunulsun. En azından gelenler bir şeyleri hatırlasınlar. Yıllar önce yanan vicdanlarından kalan külleri görsünler o müzede. Vicdanlarını hatırlasınlar. Farkına varsınlar. Çocuklarına CAN demenin ne olduğunu göstersinler.
Devlet korkmasın vatandaşlarından. Korkmasın vicdanlardan. Geçmiş ile yüzleşilmesini isteyen liberaller destek versinler. Politikacılar korkmasınlar. Her defasında İsrail'i yaptığı zulümle ve vicdansızlıkla yüzleşme davet eden Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, neden Türkiye'nin vicdanı ile ve yaptıkları ile yüzleşmekten korkuyor anlamıyorum. Halbuki kendisinin dilinden düşmez; " Yaratılanı severiz yaratandan ötürü". Böyle bakılınca yeni sorular geliyor akıla. Aleviler yaratılan değil mi acaba diye yada acaba bu sözü söyleyenlerin yüce yaratandan şüphelerimi var diye. Aslında sorular uzayıp gidiyor. Ama vicdanlar yanmaya devam ediyor.
Nihayet olarak diyorum ki Madımak kamulaştırılmasın, kamusallaştırılsın. Halka, kamuya açık bir hale getirilsin. Kamu gitsin görsün. Anlasın. Bilsin. Duvarlara dokunsun. Hissetsin. Eğer ufak bir titreme olursa vicdanlar yeşerir. O zaman inanılır gelecek güzel günlere. Kimse Sivas'ı sadece Madımak'la hatırlamaz. Sivas yine Yıldız Dağı, Pir Sultan'ı ve Aşık Veysel'i ile anılır. Artık gelin vicdanlara açalım Madımak'ın kapılarını, betonarme binalara değil.
27.11.2010