Merhaba Kadın” mektubuma başlarken o kadar zorlandım ki, işin neresinden başlıyacağımı bilemiyorum. Ama nereden çıkacağımı iyi biliyorum. İstersen sağlıklı okuman ve yine mi dememen için özür dileyerek başlıyayım..
Evet senden özür diliyorum hatalarımın farkındayım. Sana çok çektirdim. Sen hep korurken beni, ben seni yok etmek, ezmekle meşguldum. Sen hep affeden oldun, ben inadına inadına sürdürdüm hatalarımı. Hatırlıyorsun değil mi, ben evde otururken sen avlanmaya gittin (ana erkil dönemi) benim ve çocuklarımızın karnını doyurdun, ormandan odun kestin getirdin ısınmamızı sağladın, yorgunum diye şikayet etmedin. Yetmez gibi, beni memnun etmek için cinsel arzularımı tatmin ettin, istemediğin anlarda bile mutlu göründün. Ben bir asalak gibi oturdum sadece.
Ve yeni dönem başladı ben senin o yaptığın fedakarlıkları unutup asıl Reis ben olmak istedim. İlişkileri ben belirledim.
Bende olan fizksel gücün farkına varmıştım (ata erkil dönemine geçiş) kendimin istediği yasaları çıkardım ve uyguladım. Yolda seni görsem kim olduğuna bakmadım. Kadın olman yeterliydi. Hemen sarıldım silahıma, başına vurup tecavüz ettim. Taşlardan silahlar yapmaya başladım, elime geçen her aleti değerlendirdip silaha dönüştürdüm. Sen yine en ağır işleri üstlendin. Odun kestin, ateş yaktın, yemek, temizlik yaptın, derken çocuk doğurdun. Ben her zamanki doyumsuzluğumla senin duygularına önem vermeden üstüne saldırdım. Ben gün geçtikçe daha da güçleniyordum. Senin güçlenmemen için elimden geleni yaptım eve hapis etmiştim seni, dışarı ile ilişkilerini kestim. Ama ben yeni buluşlar peşindeydim ve buluyordum da. Tekeri buldum, övündüm, onu bir savaş aracına nasıl dönüştürmeyi düşünürken sen o tekerlerden yapılacak araçla kır gezilerine gitmeyi düşündün.
Seninle alay ettim, sen bir şeyden anlamazdın çünkü, bendim karar veren. Takas işlerini bıraktım. Bu takas işi bana ters geldi kolaycılık oldu. Halbuki benim kanunumda güçlü olan kazanmalıydı zayıf sadece hizmet etmeli. Önce adamlar tuttum bana çalışacak ve benim için üretip onları daha değerli şeylerle değiştirmek istedim. O değerli bulduğum bazı eşyaları kullanarak seni kandırıp, kendi cinsine ihanet etmeni sağlamaktı amacım. İtiraz da edemezdin, yasaları ben koyuyordum. Sonra bu da bana yetmedi, beni koruması için benim adıma çalışanlardan korunmam için adamlar seçtim. Zamanla bu adamlar çoğaldı ve kendime ordu kurdum. Bana küçük gelen evlerden çıktım, daha görkemli beni koruyacak, aynı zaman da benim her isteğime cevap verecek farklı kadınların barınacağı büyük saraylar inşa ettim. Ben herkesten güçlü olmalıydım bu nedenle benim gibi düşünen diğer hükümdarlarla savaştım, acımadan öldürdüm. Sadece asker değil, kadın, çocuk, yaşlı demeden hepsini katlettim. Sınırlar koydum, yaşadığım yere uzak tuttum komuşularımı, gücüm yettikçe komşuların yerlerini de işgal ettim.
Ben güçlüydüm ama sen asla anlam veremedin benim savaşıma. Sen hep barış istedin, sevgi istedin. Ben yeni güçler kazandım. Barut gibi bir katili keşfettim. Bunun bana çok faydası oldu, gücüme güç kattım. Ardından silah,uçak, ışık, füze, atom derken, günümüze kadar getirdim bütün yarattığım düşmanları.
Benden Krallar, Şahlar, Racalar, Zangoçlar, Rahipler, İmamlar ürettim. Tanrı bile benden yanaydı, bütün yer yüzündeki elçileri de erkekti. Tanrının yasaları bile kadını hep ikinciliğe indirdi. Ben vardım her şeyin önünde bendim yasaları koyan da uygulayan da. Bazen zekan ve pratikliğinle beni yendiğin anlar oldu.
Sen de çok az ülkede yönetici oldun ama uzun sürmedi. Ben hilelerimle, senin insan sevginden faydalanıp, seni düşürdüm yine. Hatta senin yüce olan Analık duygunu hiçe sayıp çocuklarını bile birbirine öldürttüm. Gemilerle her gün yeni bir yer bulup işgal ettim, orada yaşayan asıl yerlileri katlettim. İşte bak sana nasıl bir Dünya yarattım. Bombalarla, sömürü, işgalle kuşatılmış bir Dünya yarattım. Doğayı katlettim, daha çok kazanmak için modern denen dünyada seni bile alet ettim sömürü aletlerime. Senin bacaklarını reklam aracı yaptım ve seni kullandım. Sen Filistinde ağlarken çocuklara, ben gülerek bomba yağdırdım sana ve çocuklarına. Seni seviyorum dedim seni kandırmak için. İçimdeki beni çıkarmadım, hep başka göründüm sana. Asıl emelim olan vucudunu sahiplenmek istedim ve sana yalandan bir sevgi dünyası yarattım. Sen her geçen zamanda bana alıştın, ben ise senden alacağımı aldıktan sonra kaçıp terk ettim seni.
Halbuki sana gerçeği söyleseydim ve deseydim ki, senden hoşlandım seninle cinsellik yaşamak istiyorum, sen belki kabul eder tüm cesaretinle beni istediğin için yaşardın ve bu kadar acı çekmezdin veya benim çıkardığım yasalardan çekinir namus deyip kaçardın benden. Ama yok, benim işime gelmezdi bu, benim seni yaşamam. Bir elbise gibi üstüme yakıştıramadığımı anladığım anda atabileceğim maddeydin benim için. En yüce olan Analık içgüdünü ve sevgini hiçe saydım. Dönem dönem senin haklarını savunmaya soyundum. Bazen bir aydın burjuva, bazen bir devrimci olarak. Ama yine samimi değildim. Seni en iyi anladığım dönemde bile seni geri plana attım. Hiçbir ideolojide ve fraksiyonda sana liderliği yakıştırmadım yani devrimciliğimde bile en önde ben olmalıydım. Sana kısmi özgülükler vererek seni mutlu etmeyi istedim, o da kendim içindi. Çünkü sen gülerken ve bana yaklaşırken, o benim yalan dünyamın farkında olmadan her dilediğimi yapmalıydın. Seni dövdüm, sana tecavüz ettim, seni tarlada, fabrikada çalıştırdım, çalıştığın işlerde benimle aynı emek gücünü verdiğin halde sana eksik ücret verdim en modern olan ülkemde dahi. Sana yalan söyledim, seni aldattım. Sen beni beklerken aç susuz evinde, ben kumarhaneden çıkmadım.
Yetmedi, seni sattım. Vücudunu kasaptaki gibi pazara çıkardım. Seni içki soframda meze yaptım. Sen konuşunca ben sıkıldım, sen beni dinlemeyince ya dövdüm yada küstüm. Senin adına çok şiirler yazdım ama seni anlamayı asla denemedim. Sen cinsellikte bile bana dokunurken, yumuşacık ve sıcak dokunuşlarınla yaşamak istedin cinselliği. Ben canım istediği gibi hoyratça davrandım, işim bitince de sırtımı dönüp ya yattım yada bir sigara yaktım zafer kazanmış bir komutan edası ile.
Şimdi KADINLARDAN ÖZÜR DİLİYORUM BÜTÜN HEM CİNSLERİM ADINA BİZİ AFFEDİN. KENDİ HAKLARINIZI ALIN BİZDEN, BİZ VERMEYİZ.
AMA BİLİYORUM Kİ, YİNE SİZ O YÜCE SEVGİNİZLE SADECE İNSAN HAKLARI DİYECEK, BİZE YİNE BARIŞ ÇUBUĞUNU UZATACAKSINIZ. SİZ NE YÜCESİNİZ! SİZİ KISKANIYORUM O GÜZEL
YÜREĞİNİZDEN DOLAYI…. ÖZÜR DİLERİM, ÖZÜR DİLERİM…
SOKAK ADAMI (Ali Güner)