Ali YILDIRIM ARŞİVİNDEN
Cem Vakfı başkanı İzzettin Doğan Türkiye’nin seçim sürecine girdiğinin görülmesiyle birlikte ortaya çıktı ve yine İzzettin Beyliğini yapmaya başladı.
İzzettin Bey’in üslubu ve konuştuklarına bakıldığında Alevi inancına mensup bir insan böyle konuşamaz diye düşünüyor insan. Bu durumda öyle ise İzzettin Bey’i kim konuşturuyor sorusu geliyor insanın aklına!
Görülen o ki İzzettin Bey’in Alevi kurumlarına, önde gözüken insanlarına ve sol siyasi çevrelere karşı tavrında ve ruh halinde herhangi bir değişme söz konusu değil, yani İzzettin Bey yine bildiğimiz İzzettin Bey!
Yani Alevilerin Fettullah Gülen’i olma talebinden ve hevesinden vazgeçmiş değil. Ve o nedenle de kendisini tek otorite kılacak bir tarz için Alevi toplumunda öne çıkan, mücadele eden varlık gösteren tüm insanlara ve kurumlara karşı cephe almış bulunuyor. İşin vahim tarafı tüm bu insanları ve kurumları suçlamaktan, onlara hakarete varacak sözler söylemekten geri durmuyor.
İzzettin Bey’in tutumunun sözgelimi Aksiyon Dergisi’nde (Sayı: 625 - 27.11.2006) söylediklerinin, Samanyolu televizyonunda dile getirdiklerinin sıradan bir Aleviye dahi yakışmadığı, Alevi toplumunun öğretisine, geleneğine ters olduğu tartışma götürmez.
İnsan’ın kurumlara ve kişilere söz söylerken öncelikle kendine, geçmişine, siciline bakması gerekmez mi?
YAZAR AMA BİR TEK MAKALESİ YOK
İzzettin Bey’in bir dede ocağından olduğu, yani ocakzade olduğu biliniyor. Herkes İzzettin Bey’i Alevilik üstüne yazıp, çiziyor diye düşünüyor. Ama ne yaman çelişkidir ki İzzettin Bey’in Alevilik üstüne yazılmış bir tek makalesi bile bulunmuyor. Siz Alevi inancı konusunda görüş belirteceksiniz, otorite olacaksınız ve fakat Alevilik üstüne bir tek yazı dahi yazmayacaksınız.
Ben konuşuyum, siz toplayın kitap olsun… Ne yapacaksınız, Fettullah gibi vaaz vereceksiniz, onları toplayıp sizin adınıza kitap yapacaklar!
Böyle bir aydın tavrı, böyle bir otorite olur mu?
HUKUK PROFESÖRÜ
AMA ALEVİLERE DAİR BİR TEK HUKUK METNİ KALEME ALMADI
İzzettin Bey’in mesleği hukuk. Kendisi hukuk profesörü.
Ama yine ne acıdır ki İzzettin Bey’in yazdığı, kaleme aldığı Alevi toplumunun hakkına hukukuna dair, Alevi toplumunun yaşadıkları haksızlıklara, hukuksuzluklara, eşitsizliklere ve ayrımcılıklara dair bir tek hukuk metni dahi bulunmamaktadır.
Siz hukuk profesörü olacaksınız, Alevi toplumuna önderlik etme düşünceniz bulunacak ve fakat mesleğinizin gereği olarak dahi toplumunuzun önüne bir bir aydınlatıcı metin koymayacaksınız.
Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin kendi toplumunun yaşadığı haksızlığa, hukuksuzluğa, eşitsizliğe, acılara merhem olmayan hukuk profesörlüğü nasıl olur ki!
İZZETTİN BEYİN GÖNLÜNDE YATAN:
RENKSİZ VE KOKUSUZ ALEVİLER
İzzettin Bey Alevi toplumunda kim öne çıkıyorsa, kendisinden ileri gitmesin diye ona çelme takmaktan sakınmıyor. Ve para edeceğini düşündüğü hamasi suçlamalarla insanları karalıyor. En geri, en Alevilere uzak duyguları istismar etmekten kaçınmıyor. Sözgelimi Avrupa Alevi Federasyonu yöneticilerini Ateistlikle suçluyor. Ona göre Aleviler bu söz üzerine ABF’den yüz çevirecek. Bunlar solcu diyor, bir suçlama olarak kullanıyor solculuğu! Sanki Alevilerin ataları, kendileri tümüyle solcu değilmiş gibi.
“Alevîler artık sağ-sol kavramlarını reddediyor.” diyor, kendi aklındakini, gönlündekini Alevilere mal ediyor. Demokrasiden, laiklikten, özgürlükten yana olmadan, yani sol olmadan Alevi sorunlarının çözülmeyeceğini herkesin bildiğini unutuveriyor.
İzzettin Bey’e kalsa Pir Sultan’a Abdal’ı dahi Alevilikten çıkaracak, kurulu düzene baş kaldırıyor diye! Hacı Bektaş Postnişini Kalender Çelebi’yi dara çekecek Osmanlı Padişahı’na asi oldu diye.
İzzettin Bey Alevileri tümden cahil, sürü sanıyor! Kendi nereye sürerse Alevilerin oraya gideceğini düşünüyor! Ne kadar saf! Unutuyor ki, Aleviler Pir Sultan Abdal’ın, Kalender Çelebi’nin torunları…
SAĞLA UZLAŞMA, SOLLA KAVGA
İzzettin Bey, ağırbaşlı, yumuşak huylu, uzlaşmacı, gönül adamı görünüyor. Ama tüm bunları sağcılar sözkonusu olunca yapıyor.
Uzlaşmacı görünüyor, uzlaşmacılığı güç sahipleriyle, devletle, hükümetle… Alevi örgüt yöneticilerini ise elinin tersiyle itiyor.
Oturup kalktığı adamlara bakın, dostum dediklerine bakın tümü sağcı, tümü düzenin bekçileri.
İzzettin Bey elin yabancısına ne kadar müşvikse kendi insanlarına karşı o derece hırçın, o derece sekter…
İzzettin Bey sakin limanların, dingin suların adamı.
Devletin kanatları altında durmayı seviyor.
Muhalefeti majestelerinin muhalefeti, yani izin verildiği kadar ve bilgi dahilinde.
MÜCADELEYE KARŞI AMA SONUÇLARINI KENDİNE YAZIYOR
Alevilerin kimlik ve kişiliklerini dile getiren tüm siyasi ve hukuki projelere, çıkışlara karşı çıkıyor.
Birlik Partisi projesine karşı çıktığını kendi söylüyor.
Barış Partisi girişimine karşı çıktığını kendi söylüyor.
Alevi Bektaşi Kuruluşları Birliği’nin kuruluşuna karşı çıktığını bizzat süreci yaşayan bizler biliyoruz.
Tüm bunlara rağmen medyaya çekinmeden her bir işi kendisinin yaptığını söyleyebiliyor!
“Ben ne dersem, onlar onu tekrarlıyorlar” diyor.
Hangi projenin, hangi sözün altında ilk onun imzası var acaba?
Halbuki tam tersine kendisi bugün solculukla, ateistlikle suçladığı insanların söylediklerini, dile getirdiklerini, yazdıklarını tekrar ediyor.
“Diyanet kaldırılmalıdır,
Zorunlu din derslerine son verilmelidir,
Hacı Bektaş Dergahı Alevilere verilmelidir,
Cemevleri Alevilerin inanç merkezidir” diyen ve bunun için hukuki siyasi mücadele veren insanlar bizzat o solculukla suçladıklarından başkası değil.
İzzettin Bey, tüm bu başlıklara halkın sahiplendiğini görünce kendine yazmaya kalkışıyor.
RİSKTEN UZAK DUR
İzzettin Bey, tüm bu talepleri dile getirmenin risksiz olduğunu görür görmez ben ne dersem, onlar onu tekrarlıyor diyecek kadar gerçekleri tersyüz etmekten çekinmiyor.
Aleviler Alevi adıyla dernek kurarken onları suçluyor ne gerek var diye, Alevi Bektaşi Kuruluşlar Birliği adından dolayı kapatılınca dernek kuran Alevilerin yanında değil devletin yanında tavır alıp devlete nasihat vermek tercihinde bulunuyor.
Ama bugün Alevi adında, cemevinde risk kalmayınca, bu konular meşrulaşınca patent hakkını kendine alıyor.
Bizlerin 10 yıldır söylediklerine sahiplenmesi bizi rahatsız etmiyor. Biz zaten herkese mal olsun diye uğraş veriyoruz.
Alevi toplumu kendisi için, cemevi, laiklik için, dergah için, asimilasyona karşı durduğu için ateistlikle, solculukla suçlanan çocuklarını, evlatlarını canavarın ağzına atacak diye bekliyorsa İzzettin Bey bu toplumu hiç tanımadığı anlaşılıyor!
(08.12.2006)
Ali YILDIRIM - ALEVİ HABER AJANSI