Ali BALKIZ
Selmanpakoğlu beş yılını doldurmak üzere. Nice beş yıllar dileriz. Ömrü uzun olsun. Ama Alevi toplumunun beş yılını aldı götürdü. Helal etmeyeceğiz. Ulu divanda yanıtlayacağı çok soru biriktirdi.
Bu beş yıl süresince Hünkar Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinliklerine geçmişte büyük emekler veren Alevilerin en yaygın en kitlesel, en diri örgütlerini dışarıda bıraktı. Bunlar (ABF, AABK, PSAKD, HBVKD, HBVAKV) gibi kuruluşlar yerine Türk-İslam sentezcileriyle ulusalcılığı kendilerince algılayan çevrelerle birlikte olmayı yeğledi. Bu çevreler marifetiyle Hacıbektaş kasabasına yeni bir şekil, yeni bir disiplin, yeni bir felsefe dayattı. Ama Hacıbektaş’ta hayat; kışlada yaşandığı gibi yaşanmadığı için bu dayatmalar geri tepti. Paşa üç-beş devşirme Bektaşi, üç-beş eş-dost dışında, kendisine oy veren seçmenlerini bile kaybetti. Esnaf kan ağlar oldu. Fırınlar sadece kasabalıya ekmek pişirdi. Bu tavrıyla belki kimi derin yüksek makamların tebrik ve takdirini kazanmış olabilir, ama Alevileri kaybetti. Her 16 Ağustos’a doğru, Hünkar’ı Serçeşmede ziyaret etme heyecanı ve sevincine kapılan Aleviler, bu coşkularını kaybettiler. Nasıl olsa gelir geçer bu beş yıl düşüncesiyle sabırla beklediler. Dolayısıyla, Hacıbektaş bu beş yıl süresince Paşa, adamları ve incik-boncuk satıcılarına kaldı.
Ne yazık ki; Hacıbektaş tarihinde böyle bir dönem de yaşanacakmış. Bunun nedenini orada-burada Hacıbektaş’ta veya başka bir yerde aramamıza gerek yoktur. Bu dönemin bütün tarihi sorumluluğu biz Alevilere ait. Hata ettik. Faturası ağır oldu. Ama düzeltmek de yine kendi ellerimizde.
Hünkar’ı ânma etkinlikleri açısından durum bu iken, Sn Belediye Başkanı, bu sıfatı ile Hacıbektaşlılara ne hizmet verdi dersiniz?..
Türbenin çevresini temizlemek, türbeyi açığa ve ışığa kavuşturmak gerekirken, bu amaçla özgürlük parkı milyonlarca para karşılığı kamulaştırılmışken; Başkan bu parkın önündeki yolun ortasına 9 adet ucube dükkan dikti.
Yüzbinlerce yurttaşımızın, bir bayram havasında konakladığı , saz çalıp semah döndüğü Çadır Kent alanını TOKİ’ye peşkeş çekti. Hiçbir şehircilik anlayışına sığmayan bir yaklaşımla Hanbağ, Çilehane gibi alanların otantik ve sit değerlerini bozdu. İlçenin en yüksek yerine konut inşaatı yaptırdı.
Önceki dönemden devraldığı, milyonlarca liraya mal olmuş kilit parke taşı fabrikasını, bir gün dahi çalıştırmazken, bu fabrikada üretilmiş ve çarşı içine döşenmiş olan taşları söktürüp, yerine başka kaynaklardan satın alınan taşları müteahhitlere döşetti.
Belediye çalışanı işçilerin örgütlü olduğu Genel-iş sendikasını pasifize etti. Toplu görüşme, toplu müzakere ve pazarlık yerine tek taraflı emirlerle sözleşmeler dikte etti.
Bu hususları belgeler üzerinden konuşacak olursak; Sn Selmanpakoğlu’nun 28 Mart 2008 yerel seçimler öncesi Hacıbektaş halkına dağıttığı seçim bildirgesinin bir örneği o günden bu güne dosyamda duruyor.
Bu bildirge’ye göre Sn Başkan; “Halka hizmet eden”, “Halka hesap veren”, “Tarafsız ve herkese eşit mesafede olan”, “Katılımcı, paylaşımcı, şeffaf ve açık olmayı” vaad etti.
“… çağdaşlığın, laikliğin, dürüstlüğün, sevginin, hoşgörü’nün ilim ve akıl yolunda yürüyüşün örneği ” olmayı vaad etti.
16 Ağustos (2004) tarihinde fakülte temeli atmayı Hacıbektaş’ı ilim ve teknoloji üretecek bir tekno-kente dönüştürmeyi, halkevleri benzeri kültür merkezleri açmayı, bu merkezlerde müzik, folklor, tiyatro, resim, heykel, el sanatları, okuma-yazma kursları vermeyi, sergiler açmayı vaad etti.
Hacıbektaşı kasaba görünümünden kent görünümüne kavuşturmayı, yeşil alanlar, yeni parklar, çocuk bahçeleri, spor ve dinlenme tesisleri, alt yapı hizmetleri yapmayı, Hacıbektaş külliyesi, Dedebağ, Çilehane ve Beştaşı huzur, güven ve mutluluk duyulacak bir hale getirmeyi, kışın karlı çamurlu, yazın tozlu yollardan Hacıbektaşlıları kurtarmayı, Kapadokya’ya gelen turistleri Hacıbektaş’a çekmeyi bu yolla yeni iş alanlarının açılmasına olanak sağlamayı böylece Hacıbektaşlıların turizmden alacakları payın artacağını, üniversiteleşen Hacıbektaş’ta öğrenci sayısı attıkça okullarda çalışan Hacıbektaşlı sayısının da artacağını, bunun esnaf ve çiftçiye de yansıyacağını, okul dönemi öğrencilere, yazın turistlere hizmet veren pansiyonculuğun gelişeceğini, giderek tarım, hayvancılık ve bağcılığın gelişeceğini öngördü.
Bu ilke ve öngörülerden hangisinin ne ölçüde gerçekleşip gerçekleşmediğini en iyi 365 günü Hacıbektaş’ta yaşayan yurttaşlar bilir.
Bize bu konuda sadece bir anımsatma görevi düşer.
Gelinen bu noktada ; Hacıbektaş, ülkemizdeki binlerce ilçeden bir olma özelliği dışında bir anlam taşıdığı için; tüm Alevi-Bektaşilerin inanç merkezi, kâbesi, serçeşmesi olduğu için; buradan esen her rüzgâr tüm ülkeye hatta dünyaya yayılacağı için, önümüzdeki yerel seçimler önemlidir. Bu durum Hacıbektaşlı seçmenlerin sadece kendilerine bir Belediye Başkanı seçmeyecekleri, bizlerle barış içinde kardeşçe, dostça çalışacak, hem kasabamıza hem davamıza birlikte hizmet edebileceğimiz bir başkan seçecekleri anlamını ve sorumluluğunu taşıyor.
Sanırız ve dileriz ki; hatta emin olmak isteriz ki; Hacıbektaşlılar, yüzyıllardır bu topraklarda verdikleri onurlu duruşlarından çıkartacakları tecrübelerle hareket eder; Laiklik ve Demokrasi mücadelemize de önemli bir katkıda bulunurlar.
Çünkü Hacıbektaşlılar sadece Türbe’nin değil, onun taşıdığı değerlerin de bekçisidirler. Onlara yakışan budur.
Önümüzdeki yeni bir beş yılın anlamı bu denli önemlidir.
Ali BALKIZ
Alevi Bektaşi Federasyonu
Genel Başkanı
ALEVİ HABER AJANSI - 13 Ağustos 2008