« BEKTAŞİLİK BİR SEKTTİR »
Ali Ekber BAŞARAN / Fransa
Bir grup fransız öğretmenle İstanbul Büyükşehir Belediyesinin «MİNİATÜRK» müzesini gezdik. Türkiye’de tarihi ve dini önem taşıyan eserlerle birlikte müslümanlıkla ilgili farklı eserlerinde küçültülmüş örneklerinin sergilendiği Haliç kıyısında oluşturulmuş bir açık hava müzesi. Girişte aldığımız billetleri eserlerin önündeki okuyucudan geçirerek eserlerle ilgili bilgileri fransızca dinleyebiliyoruz. Hacı Bektaşi Veli Dergahı konusunda verilen bilgi oldukça dikkat çekiciydi ; « La source de la secte Bektachi… - Bektaşilik sektinin kaynağı…. » diye başlayan cümle…
Fransız meslektaşlarım oldukça şaşkın, bana dönerek kafalarından geçenleri sıraladılar ; «Türkiye’de sektler serbest mi ? Devlet tarafından muhatab kabul ediliyorlar mı ? » «Bektaşilik ve Alevi inancının sekt olduğunu bilmiyorduk » « Fransa’da çok Baktaşi-Alevi inancında insan var, onlar daha çok laik ve sosyal ilişkileri gelişkin insanlar, bu kadar tehlikeli olduklarını bilmiyorduk »…
Sektler Fransa’da toplum için tehlike kabul edildiklerinden yasaktırlar. Fransa Parlementosunda sektleri izleme grubu vardır, milletvekkilerince hazırlanan raporlar doğrultusunda kararlar alınır, uygulamalar yapılır. Konu üzerinde titizlikle duralması devlet politikasıdır, 2001’de sekt karşıtı « la loi anti-sects » yasa yapılmıştır.
Sekt nedir ?
Günümüz fransızcasında SEKT kelimesi bir grubu (politik, dini, social, felsefi ) küçümsemek, kötülemek için kullanılır. Bir küfürdür. Bir ya da bir kaç despotik şef tarafından sömürülen, fiziksel ya da psikolojik baskı ve olumsuzluklar içinde yaşayan totaliter bir grup yapısını anlatır. Toplum ve yurttaşlar için tehlike arzeden kuruluşlara dikkat çekmek amacıyla, olumsuz anlamda kullanılir. Sekt uygulamaları ; güveni kötüye kullanmak, dolandırıcılık yapmak, kötü muamele, tehlike altında bulunan insanlara yardımcı olmamak, ırkçı eylemleri körüklemek, uyuşturucu trafiği yapmak,…biçimindedirler.
Sekt örgütlenmelerinde görülen önemli karakterler ise şunlardır :
- İnananların beyinlerinin hile, dalavere ile ele geçirilmesi (yıkanması)
- Yönetimin merkezi biçimde karizmatik bir lider ya da dar grubun elinde olması
- Yukarıdan aşağı piramidal katı örgütlenmenin varlığı
- Zorbalıkla mal ve malî kaynakları ele geçirme
- Sekti oluşturan inancın eleştirilememesi
Kelimenin aslı ise latince « sequi-izlemek » ve « sectare— "ilişki“ kesmek kökünden gelmektedir.
Kelimenin eski anlamı ise; farklı nedenlerden dolayı egemen gruptan ayrılan grubu ya da aynı dinî veya felsefî görüşteki insan grubunu anlatır. Resmî kilise öğretisinden ayrılarak farklı felsefî bir inanç etrafında örgütlenenlere denirdi.
Ancak günümüzde bu denli olumsuz anlamda kullanılan kelimenin asırlar önceki anlamda anlaşılamayacağını bilememek en basit anlamıyla cahilliktir. Eger fransızcaya çevirenlerin bu dilin gelişiminden haberdar olmadan yaptıkları hata değilse, çok ciddi ve bilinçli hakaretten bahsetmek gerekecektir.
Niçin hakaret ?
Birazcik okur yazar olan herkesin rahatlıkla görebilecegi gibi Hacı Bektaşi Veli ve onun düşünceleri etrafında oluşan Bektaşilik, insani temel alan, hosgörüyü öngören, kadın-erkek eşitliğini, bilimsel yöntemi, dayanışmayı ve çağdaş aydın toplumu hedef gösterir. Böylesi bir anlayış ve inancın belirtien sekt tanımıyla ne ilgisi olabilir ?
Bektaşilik farklı bir inanç, bir mezhep olarak tanımlanmak ve söylenmek isteniyorsa bunun karşılığı fransızcada « la confession=mezhep », ya da « la croyance-inanç »dır.
Ülkemizin uluslararası penceresi olan İstanbul’da kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik böylesi bir yanlışlık ya da hakaret çok ciddidir ve bir an önce düzeltilmelidir. Özellikle ülkemizi yabancılara tanıtan bilgilendirmelerde daha da titiz ve ciddi olunması önem kazanmaktadır. Bu sorumluluğun sahibi de bir kamu kuruluşu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesidir.
Kaldiki bu aynı zamanda Türkiye’de ve yurtdışında yaşayan Bektaşi-Alevi düşüncesindeki milyonlarca yurttaşımıza da hakarettir.
İlgili kişi ve kurumların bir an önce gereğini yapmalarını, ayrıca kamuoyuna da kamu vicdanını rahatlatacak açıklamalarda bulunmalarını bir yurttaş olarak bekliyorum.
Ali Ekber BAŞARAN,
Eğitimci, yazar
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy58880 = 'abasaran33' + '@';
addy58880 = addy58880 + 'gmail' + '.' + 'com';
var addy_text58880 = 'abasaran33' + '@' + 'gmail' + '.' + 'com';
( '' );
58880 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
KAYNAK : Alevihaber.com - 11 Eylül 2010