"Türkiye’de ‘Zorunlu Din Dersleri’ ile Alevi çocuklarına Sünni İslam inancı dayatılıyor. Bu derslerdeki tek amaç, Alevi çocuklarını asimile etmek. AKP hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına rağmen, ‘Zorunlu Din Derslerini’ kaldırma konusunda herhangi bir adım atmadı, atmaya da pek niyeti yok gibi."
Hükümetin AİHM’in kararlarına uyması gerektiğini belirten Alevi kurumları, ‘Zorunlu Din Dersleri’nin kaldırılması için bir çok ilde protesto gösterileri düzenledi. Halen devam eden bu gösteriler giderek daha da büyüyecek.
Farklı dini inanç, etnik köken ve kültürel farklılıkları koruması ve anayasal güvence altına alması gereken devlet, tam tersine bırakın bu farklıkları korumayı, buna saygı bile duymuyor. Devlet, başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere farklı inanç ve etnik kökenleri şimdiye kadar hep yok saydı, yok saymaya da devam ediyor. Bu durum Alevilerin, daha uzun bir süre yaşadıkları topraklarda inanç grubu olarak kabul edilme mücadelesi vereceğini gösteriyor.
Yaşadıkları topraklarda inançları yok sayılan Aleviler, Almanya’da inanç grubu olarak kabul ediliyor ve diğer inançlarla eşit muamele görüyor. Almanya, bu konuda, anayasal çerçeveye ve insan haklarına uygun olarak, yeni adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, artık Almanya’daki okullarda Alevilik İnancı ders olarak okutulacak. Ağustos ve Eylül aylarından Kuzeyren Ren Vestfalya, Hessen ve Bavyera eyaletlerinde Alevilik dersleri başladı. Ayrıca, Aşağı Saksonya Eyaleti de Alevilik dersini önümüzdeki yıl okullarda ders olarak okutma kararı aldı. Dersin dili Almanca olacak ve Alevi öğretmenler tarafından verilecek. Alevilik dersini verecek öğretmenlerin, Almanya’da Eğitim Fakülteleri (Pedagoji Yüksek Okulu, Eğitim Fakültesi) mezunu olması gerekiyor.
Alevilik İnancının ders olarak okutulmasının kabul edilmesi, kuşkusuz bu yıl 20. kuruluş yılını kutlayan AABF için büyük bir kazanım. Bu kazanımın Aleviler için ne anlama geldiğini, Aleviliğin ders olarak kabul edilmesi sürecini, okutulacak dersin içeriğinde neler olacağını, çocuklarını Alevilik derslerine göndermek isteyen velilerin neler yapması gerektiğini ve inançlara bakış açısında Türkiye ile Almanya arasındaki farkı projenin kabul edilmesinde büyük çaba harcayan Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Eğitim Sorumlusu İsmal Kaplan’a sorduk.
Günay Fırat: Almanya Alevileri inanç grubu olarak tanıdığına yönelik yeni adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Alevilik inancı artık Almanya’da ders olarak okutulacak. Bu sürece nasıl gelindi?
Kaplan: Önelikle şunu söyleyeyim, Almanya’daki okullarda Alevilik derslerinin başlamış olması bizi çok sevindirdi. Bu bütün Aleviler için büyük bir kazanım.
Alevilik dersleri Kuzeyren Vestfalya, Hessen ve Bavyera’da bu yıl başladı. Daha önce de bildiğiniz gibi, Berlin ve Baden-Württemberg’de de geçen sene başlamıştı. Bu süreç tabi çok uzun sürdü. 2000 yılından beri biz Alevilik dersleriyle ilgileniyoruz ve bu konuda çalışmalarımız var. 2005 ile 2007 yılları arasında Alevilik derslerine taban oluşturan, Alevilik Dersleri ders programı yapıldı. Bu ders programı Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun ve Eyaletlerin Eğitim Bakanlıklarının oluşturduğu bir komisyon tarafından hazırlandı. AABF de Kongresi’nde bu ders programını kabul etti. Ondan sonra da biz, Alevilik derslerinin verilebileceği şehirleri tespit ettik ve bu şehirlerde bulunan Alevi Kültür Merkezleri’nin çalışmalarıyla öğrenci kaydına başladık. Alevilik dersleri ancak bir okulda 12 Alevi öğrencinin bulunmasıyla mümkün. Bu yıl sadece Kuzeyren Vestfalya Eyaleti’nde 10 okulda Alevilik dersleri veriliyor.
Günay Fırat: Türkiye’de okuyanlar, ben de Türkiye’de okula gittiğim için biliyorum, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine katıldıkları için, bu dersin içeriğini aşağı yukarı biliyorlar. Ya da diğer inançlardaki din derslerinin de içeriği bir şekilde belli. Fakat Alevilik Dersleri, bir çok insan için yeni bir kavram. Bir çok kişi Alevilik dersinin içeriğinin nasıl olacağını merak ediyor. Bu derste neler okutulacak, öğrencilere ne gibi bilgiler verilecek?
Kaplan: Evet dediğiniz gibi bir çok insan bunu merak ediyor. Alevilik derslerinin içeriği hakkında bir çok çalışma yapmak zorunda kaldık. Ve sonuçta yaşayan, bize kadar gelen Aleviliğin gelenekleri, değerleri ve erkân dediğimiz törenleri bu Alevilik derslerinde yer alıyor. Örnek verirsek, aşure, semah, cem, muharrem, 12 İmamlar ve 12 hizmet gibi her Alevinin bildiği, uyguladığı konuları çocuklara ve çocukların anlayabileceği bir biçimde vermeye çalışıyoruz.
Günay Fırat: Peki bu derslere, Alevi olmayan çocuklar örneğin, derslerine, Hristiyan ya da Türkiyeli Sünni kökenli öğrencilerde katılabilir mi? Onların böyle bir hakkı var mı? Yoksa bu konuda bir sınırlama mı söz konusu?
Kaplan: Sınırlama yok. Ancak Alevilik derslerine girmek isteyenler, bu dersin içeriğini öğrenecekler. Ders programı burada belirleyeci ve bağlayıcı. Ders programını kabul eden veliler, Alevi olmayabilir de, çocuklarını bu derse gönderebilirler. Ama genelde biliyrouz ki yüzde 99 Alevi ailelerin çocukları bu derslere katılıyor. Ancak karışık evliklerden de, baba ya da anneden birinin Alevi olması durumda, çocuklar bu derslere katılıyorlar.
Günay Fırat: Peki çocuklarını Alevilik dersine göndermek isteyen velilere bu konuda ne gibi görevler düşüyor. Söz konusu Eyaletlerde bulunan Alevi Kültür Merkezleri bu konuda neler yapabilir. Siz neler öneriyorsunuz? Hangi yöntemi izlemeleri gerekiyor?
Kaplan: Alevilik derslerini bir noktada AABF koruyor, kolluyor ve organizasyon konusunda okul müdürlüklerine yardımcı oluyor. Bu bağlamda da Alevilik derslerine katılmak isteyen öğrenciler, ya da çocuklarının Alevilik derslerine katılmasını isteyen veliler, her şeyden önce okul müdürlüklerine gittiklerinde, birinci sınıfa yazılan çocuklarının Alevi olduklarını söylemek zorundalar. Aksi takdirde okul müdürü çocukların Alevi olduğunu bilemez. Bu bakımdan önce veliye bu görev düşüyor. Veli ‘çocuğum Alevidir ve Alevilik dersleri almak istiyor’ demesi halinde, okul müdürlükleri bunları topluyor ve sonuçta 12 Alevi öğrenci biraraya gelmişse, orada Alevilik dersi yapılmak zorunda. Şimdi Alevilik dersleri için Alevi Kültür Merkezleri ciddi çalışmalar yapıyorlar: Bir, Alevilik dersleri konusunda bilgilendirme çalışmaları yapıyorlar. İki, velilere okullara gitmelerini ve ihtiyaç doğrultusunda istemde bulunmalarını öneriyorlar. Bu çok önemli. Ve bunun tabi zamanlaması da önemli. Önümüzdeki ders yılında, yani 2009 Ağustos’undaki Alevilik derslerine katılabilmesi için, velilerin şimdiden, bu Ekim ayında çocuklarını birinci sınıfa yazdırmaları gerekiyor. Veliler birinci sınıfa yazdırdıkları çocuklarının Alevi olduğunu söylemek zorundadır. Ki, okul müdürleri bu dersi organize edebilsinler. Bu çok önemli. Bunun dışında 2.,3. ve 4. sınıflara giden çocuklarda, tabi şimdiye kadar Alevi olduklarını söylememişlerse, Alevi olduklarını söylemeleri gerekiyor. Bizzat bildirmeleri gerekiyor. Bunun dışında AABF’nin Alevilik derslerine katılabilmek için oluşturduğu bir başvuru formu var. Bu form bizden ya da bölgelerde bulunan Alevi Kültür Merkezlerinden istenebilir. Bu çocukların Alevilik derslerine katılmak istediklerini belirten bir formdur. Bunu okula verdiklerinde, okul müdürlükleri de sayının yeterli olması halinde bu dersi yapmak durumundalar.
Günay Fırat: Anlattıklarınızdan, Aleviliğe ve Alevilere başkış açısında Türkiye ile Almanya arasında büyük bir fark olduğu anlaşılıyor. Türkiye Alevileri görmezden gelirken, Almanya Aleviliği bir inanç olarak kabul ediyor ve Alevilerin kendi inançlarını çocuklarına öğretmesine imkan sağlıyor. İki ülke arasındaki bu farklı bakış açısı nereden kaynaklanıyor?
Kaplan: Bu fark demokrasi anlayışından ileri geliyor diye düşünüyorum. Biz Almanya’da, buranın vatandaşı olan, olmayan ya da burada oturma hakkı olan vatandaşlar olarak Anayasal haklardan faydalanıyoruz. Anayasada bir kere her inanç grubunun çocuklarına, kendi doğru bildiği doğrultuda inancı öğretme hakkı vardır diye bir madde var. Bu Anayasanın 7. maddesinde yazılıdır. Bu maddeye dayanılarak böyle bir ders burada verilebiliyor ve devlet dersin içeriğini, yani derste neler öğretileceğine karışmıyor. İnanç grubu bunu belirliyor. Ama devlet genel hatlarıyla, buradaki İnsan Hakları doğrultusunda bu dersin olmasına da dikkat ediyor. Çünkü bu sadece bir inanç grubunun dersi değil, bu okula ait bir ders. Okulda yapılan bir ders. Bu ders Almanca yapılıyor ve sınıf geçmeli bir ders. Bu bakımdan, bu dersin oluşabilmesi için okul müdürlükleri ve inanç grubu birlikte çalışıyor. Türkiye’de ise, Alevi çocuklarının Sünni içerikli bir din dersi almaları, inanç özgürlüğüne vurulmuş bir darbe bence. Ve bu, Türkiye’de Alevilerin insan haklarının zedelendiğini gösteren bir uygulama. Bu uygulama zaten Avrupa İnsan Hakları Mehkemesi tarafından hem Türk sistemine hem de Avrupa’daki insan hakları normlarına aykırı bulundu. Hükümet bunu bir an önce değiştirmek zorundadır. Bunun yerine alternatif olarak Alevi çocuklarına da Alevilik derslerinin verilmesi gerekir. Aksi takdirde çocuklar inanç konusunda tamamen boşluğa düşebilirler. Bunun engellenmesi gerekiyor. Yani devletin, kendi vatandaşına inanç özgürlüğü konusunda, çağdaş gerekli olan hakları verme konusunda adım atması gerekiyor. Türkiye bu konuda hala çok gerilerde.
GÜNAY FIRAT / YOL HABER - Alevi.com - 2 Ekim 2008