Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), IŞİD’in 3 Ağustos 2014’te Şengal’de yaşayan Ezidi halkına yönelik gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Ortadoğu’da ulus devletlerin inşa sürecinde coğrafyanın kadim halklarından Ermeni, Süryani Keldani, Ezidi, Alevi ve Kürtler tüm dünyanın gözü önünde soykırımdan geçirildiği vurgulanan açıklamada, “Kürt, Ezidi ve Aleviler üzerinde katliam ve soykırım kesintisizce sürdürülmüş, bugün de bu kadim inanç sahiplerine soykırım yaşatılıyor. En son 3 Ağustos 2014‘te IŞİD barbarları Sincar’da, Edizi halkına vahşice saldırmış çocuk, kadın, yaşlı ve genç ayrımı yapmaksızın binlerce Ezidi’yi katletmiş, on binlercesini kutsal mekânlarından göçertmiştir. IŞİD, beş bin kadını ve genç kızı, Irak ve Suriye’de denetimlerinde tuttukları bölgelerde oluşturdukları köle pazarlarında kadın tüccarlarına satmış, kutsal mekânlarını ve ibadethanelerini bombalayıp, yakıp yıkmıştır” denildi.
“EZİDİLERİN FARKLI İNANÇ SAHİBİ OLMALARI SOYKIRIMA UĞRAMALARINA NEDEN OLMUŞTUR”
Barbar, vahşi cihadistlerin fail olduğu, devletçi ve iktidarcı sistemin göz yumduğu Ezidi Soykırımı’nın lanetlendiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“3 Ağustos 2014 Ezidi toplumunun tarihine 73. Ferman(jenosid) olarak yazılır. Hâlbuki 73 kez jenoside uğrayan Ezidiler, ibadetleri gereğince her sabah Güneş’e dönerlerken 72 millete bir nazarda bakarak tüm insanlık için dua ederler. Tarih boyunca hiç kimseye zararı dokunmayan Ezidiler, kutsal topraklarında kendi inançlarını özgürce yaşamayı istemekle kalmazlar, cümle varlıklarla ortak yaşamı esas almışlardır. Ezidilerde, diğer kadim halklar gibi kutsal mekânlarında ibadetlerini, örf ve adetlerini özgürce yaşamanın meşru ve demokratik istekleri nedeni ile nasıl ki daha önceleri jenoside uğramışlarsa, son radikal cihadist-DEAS(IŞİD) saldırısının nedeni de onların tarihi inançlarını yaşamak ve yaşatmak istemeleridir. Ezidilerin farklı inanç sahibi olmaları ve kendi dinlerinde kalma ısrarları 73 kez soykırıma uğramalarına neden olmuştur. Ezidiler 21. Yüzyılda kendilerine dayatılan İslam dinini kabul etmedikleri için son fermanı yaşamışlardır.”
“EZİDİ VE ALEVİ İNANCIYLA HAREKET EDİLMİŞ OLSAYDI YERYÜZÜNDE BARIŞ EGEMEN OLURDU”
21. yüzyılda bilimsel ve teknolojik gelişmeler çağında, insanlık daha iyi ve daha güzel yaşam arayışı içinde olacağına, kendisine empoze edilen milliyetçilik, dincilik ve cinsiyetçilik nedeni ile öteki ve farklı olana savaş halinde olduğu vurgulanan açıklamada, “Ezidi ve Alevi inancının doğada bulunan canlı cansız tüm varlıkları bir ve eşit gören anlayışıyla hareket edilmiş olunsaydı, yeryüzünde savaşlar yerine barış egemen olurdu. Doğa inancının kendine has kimi farklılıklarına rağmen Ezidi ve Aleviler çokluk içinde birliği esas aldıklarından, farklılıkları bütüne ulaşmanın zorunlu parçaları gördüklerinden yok etmeyi, öldürmeyi değil yaşamayı ve yaşatmayı esas alırlar. Canlı cansız tüm varlıklarla ikrarlı olan Ezidiler, dünyanın gözleri önünde karanlıktan beslenen radikal cihadist barbarlar tarafından soykırıma uğramış, binlerce yıllık insanlık tarihinin hazinesi ve dünya kültür mirası olan kutsal mekânlarını bombalayıp yerle bir etmişlerdir. Barbar ve insanlık düşmanı IŞİD soykırımında kurtulan Ezidiler, hala o korkunç olayın etkisinde, derin siyasal ve sosyal travmalar yaşamaktadırlar. Hiçbir şekilde kendilerini güvende hissetmeyen Ezidiler, yeniden güven içinde kutsal topraklarında meşru statü sahibi olacakları özgür günlerin beklentisi içindedirler” ifadeleri kullanıldı.
(HABER MERKEZİ)