AKP, seçim öncesinde başlattığı “Alevileri kazanma” girişimlerini derinleştirerek sürdürüyor.
Listesinden kimi Alevileri de milletvekili yapan AKP, şimdi onları da kullanarak, Alevilere yönelik olarak yeni bir kampanya başlatmış bulunuyor. Aslında AKP’nin Alevileri kazanmak için girişimleri yeni değil. 2002 seçiminden sonra da; “Alevileri ıslah ederek İslam’a kazandırmak” için girişimler yapmış; Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bu konuda yeni bir “Alevilik tarifi” yaparak, Diyanet’te temsil edilmesi için çalıştıklarını söyleyerek bu konudaki girişimlerinin boyutlarını açıklamıştı. Ama, araya başka şeyler girip, Alevi cemaatinden de tepkiler gelince, işi “uyutmaya” almışlardı. Şimdi, 4-5 yıl önceki girişim, Alevi kökenli AKP’li milletvekilleri aracılığı ile yenilenmek isteniyor. Çünkü böylece Erdoğan ve AKP, “reformu” Alevi vekiller aracılığı ile başlatarak, Alevi kitlesinin politik olmayan ve olup bitenin arkasındaki amacı fark etmeyen kesimlerini kazanacağını hesaplıyorlar.
HIZIR PAŞALARIN ÖNCÜLÜĞÜNDE BİR SALDIRI
Bu hesabın en azından başlangıç olarak çok yanlış bir hesap olmadığı da anlaşılıyor. Çünkü, Aleviler içinde kimi “uyanık” kesimlerin daha şimdiden, bu girişimin mutlaka siyasi-ekonomik bir getirisinin olacağını görerek, bundan faydalanmak için harekete geçtikleri gözleniyor.
Seçimden sonraki Erdoğan’ın yeni gözdeleri içinde bir Alevi kökenli milletvekili de var: Reha Çamuroğlu! Çağdaş Hızır Paşa rolünü de Çamuroğlu’nun üslendiği anlaşılıyor.
Ancak AKP’nin son hamlesi aslında kökleri çok daha “derine” inecek bir hamle olarak görünüyor. Çünkü Çamuroğlu aracılığı ile dile getirilen “Alevileri ıslah etme” planına göre, “Alevilik İslam’ın içinde görülen bir inanç olarak yeniden tanımlanıp Diyanet İşleri’nde temsil edilecek. Dedelere ve ‘zakirler’e tıpkı imamlar gibi maaş bağlanacak.” Yani hükümet açıkça, Alevileri satın almak için kesenin ağzını açacak!
DEDELERE, ZAKİRLERE, ALEVİLERE AHLAKSIZ TEKLİF!
Bu ilk bakışta çok “demokratik” ve “laik” bir girişim gibi görünecektir. Çünkü, yıllardır yokmuş gibi görmezden gelinen Alevilik devlet indinde bir yere sahip olacaktır! AKP ve Erdoğan böylece, Aleviliği Sünnilik düzeyine “yükselttiğini” propaganda edecektir. Reha Çamuroğlu da daha şimdiden bunu söylüyor.
Açıktır ki bu teklif, kimi dedeler ve “zakirler” tarafından Alevilik onuru ve inanç adına reddedilse bile pek çoğu için de reddedilemeyecek kadar cazip bir tekliftir.
Onun içindir ve muhtemeldir ki, bugüne kadar Alevilik üstünden siyasi rant sağlayan CHP; “Bu cinlik neden bizim aklımıza gelmedi” diye dizlerini dövüyordur; ama yapacağı çok şey de yok bu saatten sonra. Çünkü; AKP gibi CHP’nin de laiklik, demokrasi gibi değerler umurunda değil; bu yüzden de muhtemeledir ki CHP, sadece rüşveti büyütecek, “devlet Alevilere şunu da versin bunu da versin” pazarlığına girişecektir.
Burada AKP’nin “şansı”, CHP’nin Aleviliği bütün cumhuriyet tarihi boyunca sömürmüş, onun üstünden gerçekten rant sağlamış olmasıdır. AKP’nin “şanssızlığı” ise Alevi emekçilerin, AKP ve temsil ettiği zihniyetin Alevlik hakkında ettikleri olumlu sözlerin tamamen siyaset gereği, Alevi kitleyi bölme amaçlı yapılan takiye olduğunun farkında olmasıdır.
AKP’NİN HAMLESİ DEVLETİN DAHA ÇOK DİNİN İÇİNE BATMASI HAMLESİDİR
Ve bu gazetenin ve bu köşenin okurları bilmektedir ki; bunun laisizmle bir ilgisi yoktur. Çünkü; Aleviliğin Sünniliğin “seviyesine” çıkarılarak devlet tarafından maaşa bağlanıp kutsanmasının laisizmle bir ilgisi olmadığı gibi, bu devletin dinin içine daha çok batması anlamına da gelmektedir.
Bir kere daha söyleyelim: Laisizmin devletin dinle ilişkisinin ne kadar geniş ve derin; başka bir söyleyişle nüfusun ne kadar din hizmetlerinin devlet tarafından finanse ediliyor olmasında değil, tersine devletin dinin tümüyle dışında olması, bütün din ve mezhepler karşısında eşit uzaklıkta olmasıdır. Bu yüzden de AKP’nin atağı devleti dinin içine daha çok sokmak ve laisizm sorununu iyice içinden çıkılmaz hale getirmenin atağı olarak görünmektedir.
BİR TAŞLA BİRKAÇ KUŞ VURMAK
AKP’nin yaptıklarını, yapmak istediklerini “Aleviseverliği”ne vermemek gerekir. AKP burada son derece pragmatist bir biçimde davranmakta ve bir taşla birkaç kuş birden vurmayı amaçlamaktadır. Bu kuşlardan birincisi Alevilerdir ve bu hamleyle AKP, en azından Alevilerin bir bölümünü kazanacağını ummaktadır. Dahası böylece AKP’ye şeriatçı diyen CHP’nin elinden önemli bir silahı da alacaktır. Tabii geniş bir Alevi kitlesinin oylarını da! İkincisi bu hamleyle AKP; tarikat şeyhlerini ve belli kadrolarını da maaşa bağlama ve “din üstünden siyaset yapanlar ordusunu” hızla genişletmeyi amaçlamaktadır.
AKP bu amacına varmak için de öncelikle Aleviler üstünde bir etkiye sahip olan ve AKP’nin planına bağlanmayan Alevi örgütlerini ve onların liderlerini hedefe koymuş; onları “Aleviliği biz İslam içinde görüyoruz, onlar dışında görüyor”, “Alevliler üstünden rant sağlayan kurum ve kişiler” olarak suçlayarak, kendilerini gerçek Alevi dostu, Aleviliği yüceltmek isteyen parti olarak göstermeyi amaçlamaktadırlar.
Elbette ki; Alevilerin tepkileri henüz yeterince oluşmamıştır. Demokrasi güçleri için de konuyu yeterince gündeme aldıkları ve bu konuda ortak bir yönelişe girdikleri söylenemez. AKP bu “boşluğu” kullanmaktadır.
KÜRTLERE YÖNELİK SALDIRININ TIPKISININ AYNISI
Ve sorunun bu yanını tartışmak ve Alevi yığınlarının bu hükümet-AKP saldırısına karşı direncini geliştirerek, sorunun Sünnilik Alevilik değil laisizm ve demokrasi sorunu çerçevesinde ele alınması olduğu gerçeğinin anlaşılmasını sağlamak, Türkiye’nin demokrasi güçleri ve gerçek laisizm yanlıları için son derece önem kazanmıştır. Sorunun bu yanını elbette, gerçeklerin açığa çıkması için işlemeye devam etmeliyiz. Ama burada bir gerçek var ki, AKP’nin Alevilere yönelik, onları yedekleme hamlesi, DTP ve diğer ilerici demokrat Kürt siyasi çevrelerini kuşatma ve tasfiye planına çok benzemektedir. Burada da AKP, planını AKP’li Kürt vekiller, ağalar, şeyhler aracılığı ile yürütmektedir. Bu amacına varmak için de AKP, devletin olanaklarını, hükümet olma avantajını kullanmaktadır.
Alevilere yönelik bölme ve yedekleme hamlesi, sanki tek bir elden çıkmış; tek merkezden yönlendiriliyor gibi. Kürtlere yönelik saldırı ile Alevilere yönelik saldırının tek farkı Alevi örgütlerine “terörist”, “bölücü”, “vatan haini”... denip üslerine sefere çıkmak için, Bush’la ortak plan geliştirilmemiş olmasıdır. Ama şunu söyleyelim ki, AKP ile uzlaşmayacak Alevi örgütleri ve temsilcilerinin, “dinsizlik”, “ateistlik” ve “dindışılık”la suçlanacağı günler de uzak değildir. Bugün bu çevrelere yönelik “rantçılık”, “Aleviliği İslam dışına çekiyorlar” suçlaması bir başlangıçtır sadece!
DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN PLANLARINI YENİLEME İHTİYACI
Açıktır ki AKP; Cumhuriyetin 85 yıldır çözememiş olduğu ve bugün demokratikleşme başata olmak üzere ülkenin başlıca sorunlarının önündeki en önemli iki sorun olan Kürt sorunu ve laisizm sorununda (Alevilik sorunu bununla bağlantılıdır) “kendi çözümünü” dayatmaktadır. Ve bu, AKP’yi, statükoyu savunan bütün diğer sermaye partilerinin önüne geçirmektedir. Bu iki konuda gerçekten demokratik temelde çözümü savunanları da AKP, dışlayıp marjinalleştirerek sonuç alma planları yapmakta, bunları gerçekleştirmek için harekete geçmiş bulunmaktadır. CHP, MHP başta olmak üzere sermaye partilerinin gerçekte bugün “politikanın dışına düşmüş” olmalarının nedeni de budur.
Dolayısıyla; Türkiye’nin demokrasi güçleri bu iki konu merkezinde hamlelerini yenileyip, AKP’nin planlarını bozacak biçimde mevzilerini daha ileriden kurmak, örgütlenme ve aydınlatma faaliyetlerini bu gelişmelere göre düzenlemek ihtiyacındadırlar. Hem de hiç ertelemeden ve sonuç alabilecek somut planlar geliştirerek.
İhsan Çaralan
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy88548 = 'caralan' + '@';
addy88548 = addy88548 + 'evrensel' + '.' + 'net';
var addy_text88548 = 'caralan' + '@' + 'evrensel' + '.' + 'net';
( '' );
88548 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
01.12.2007 - EMEK DÜNYASI - EVRENSEL